ANASAYFA arrow right Güncel

Suriye ve Irak’ta yaşanan olaylar bu ülkelerin komşularına etkisi bir risk olarak değerlendirildi

Suriye ve Irak’ta yaşanan olaylar bu ülkelerin komşularına etkisi bir risk olarak değerlendirildi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.14
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.14
Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Riskler Raporu 2015’te Suriye ve Irak’ta yaşanan olayların bu ülkelerin komşularına etkisini bir risk olarak değerlendirdi.
Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Riskler Raporu 2015’te Suriye ve Irak’ta yaşanan olayların bu ülkelerin komşularına etkisini bir risk olarak değerlendirdi. Raporda, jeopolitik risklerin diğer riskleri tetikleyebileceğine dikkat çekilirken, ulusal sınırların toplulukların öz-kimliklerini yansıtmadığı bölgelerde devletlerin karşılaştıkları risklerin artabileceği uyarısı yapıldı.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos toplantıları öncesinde hazırladığı Küresel Riskler 2015 Raporu yayınlandı.
Rapora göre “olasılıkları” itibarıyla dünyayı bu yıl tehdit eden en büyük 10 risk önemlerine göre şöyle sıralandı:
“Devletlerarası çatışma, Aşırı hava olayları, Ulusal yönetişimin (yolsuzluk, yasadışı mal ticareti, organize suç, dokunulmazlık ve siyasi kilitlenme) gibi nedenlerle başarısızlığa uğraması, Devletlerin çöküşü ya da krizler, işsizlik ya da düşük istihdam, Doğal felaketler, İklim değişikliğine uyumda başarısızlık, Su krizleri, Veri sahteciliği ya da hırsızlığı, Siber saldırılar.”
Geçen yıl risk olasılıkları, “Gelir eşitsizliği, Aşırı hava olayları, İşsizlik ve düşük istihdam, İklim değişikliği, Siber saldırılar” şeklinde sıralanmıştı.
Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl karşı karşıya bulunulan riskleri “etkilerinin büyüklüğüne” göre ise şöyle sıraladı:
“Su krizleri, Bulaşıcı hastalıkların yayılması, Kitle imha silahları, Devletlerarası çatışma, İklim değişikliğine uyumda başarısızlık, Enerji fiyatında şoklar, Kritik bilgi altyapılarının çöküşü, Mali krizler, İşsizlik ya da düşük istihdam, Biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemlerin çöküşü.”
Raporda iş yapmak isteyenleri caydıran ve en büyük endişe kaynağı olan küresel riskler ise büyükten küçüğe şöyle sıralandı:
“Önemli ekonomilerdeki mali krizler, Büyük finansal mekanizma ya da kurumların başarısızlığı, Petrol fiyatlarında küresel ekonomiyi etkileyecek şoklar, Likidite krizleri, Sürekli siyasi ve toplumsal istikrarsızlık, Altyapı ve kalkınma gereksinimlerinin sürekli biçimde umursanmaması, Bölgesel sonuçlar doğuracak devletlerarası şiddet içeren çatışmalar, Çevre olaylarının etkisinin artması, Kritik bilgi altyapısı ve ağının çöküşü, Organize suç ve yasadışı ticarette büyük artış, Çarpık kentleşme, Ekonomi ve kaynakların millileştirilmesinde artış, Büyük boyutlu terörist saldırılar, Su krizleri, İklim değişikliğini azaltmada ve buna uyumda başarısızlık, Büyük veri sahteciliği/hırsızlığı vakaları, Gıda krizleri, Büyük ölçekli siber saldırılarda artış, Yaygın salgın hastalık.”
Raporda Suriye ve Irak krizinin komşu ülkeler etkileri konusunda şöyle denildi:
“-Suriye’deki çatışma ve İslam Devleti’nin bölgede yayılması komşu ülkelere ve Avrupa’ya kötü yönetildiği takdirde sosyal uyum açısından etkileri olacak, benzeri görülmemiş göçmen akını başlattı...
-Jeopolitik riskler diğer riskleri tetikleyebilir. Çatışmanın zorladığı devletler gibi ulusal yönetimin başarısızlığı ve devletin çöküşü ya da kriz riskleri; mevcut devlet sınırlarının ille de halkın öz kimliğini yansıtmadığı yerlerde artabilir. Son örnek, DEAŞ’ın bölgede kontrol iddiasında bulunduğu ve başlangıçta 20 ila 30 bin savaşçı topladığı Irak ve Suriye’dir.
Son örnek, DEAŞ’ın bölgede kontrol iddiasında bulunduğu ve başlangıçta 20 ila 30 bin savaşçı topladığı Irak ve Suriye’dir. Uluslararası toplumun verdiği karşılığın yanısıra DEAŞ’ın hızlı yükselişi ve vahşeti, önceki yıllara oranla daha büyük potansiyel etkisi olacak büyük terörist ataklarla, kitle imha silahları riski görenlere temel oluşturabilir.
-Küresel risk görünümü boyunca en olası üçüncü risk kabul edilen ulusal yönetişim unsurları bu yıl önemli başarısızlığa uğradı. Bu risk alanı yolsuzluk, yasadışı ticaret, organize suç, dokunulmazlığın varlığı ve genel olarak hukukun üstünlüğünde zayıflığın doğurduğu sonuçlar gibi verimli bir yönetimin bulunmaması çevresinde bir dizi önemli unsurları barındırıyor. Geçen yıllarda küresel suç ve yolsuzluğun birçok türü arasındaki bağlarla küresel güvenlik üzerindeki etkileri, aşırılık, terörizm ve kırılgan devletler sadece önemli büyüme gösterdi. Bunları tanımak ve yasadışı finansal akışı engelleyecek, şeffaf yönetişimi güçlendirecek ve milli ve yerel düzeylerde suçla mücadele çabaları çerçevesinde kapasite oluşturacak daha etkin politikalarla mücadele etmek kritik. Kamu ve özel sektörlerin güçlü bir karşılık vermemesi durumunda risk, ekonomi ve siyasi istikrarla zor elde edilmiş kazanımların ortadan kalkması ve liderliğe güvende daha fazla erozyonla karşılaşılması.
-DEAŞ yönettiği yerlerde kanun ve nizam koydu, bazı sosyal hizmetler başlattı ve istihbarat servisine sahip, ayrıca Saddam Hüseyin’in devrilen Baascı rejiminin eski yetkililerinin oluşturduğu muhbir sistemi kurdu.
-DEAŞ, Körfez bölgesinden elde ettiği bol fonlara ek olarak Musul’da merkez bankasını alıp boşalttı, bu onu dünyada en zengin ve donanımlı devlet dışı ordu haline getirdi.”ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *