Dr. İlter Serim
Yaz olsun, kış olsun mutlaka hava girişinin ve yanma gaz çıkışı yolunun ortama
eser mikdarda dahi karışmamasının, sızmamasının sağlanması olmazsa olmazdır. Bu noktada,
bazı hava şartlarında özellikle sonbahar kış mevsimlerinde ülkemizde lodos adıyla geçen orta
şiddetteki rüzgar- fırtına dolayısıla bacada geri tepme olayı da oldukça sık görülmekte, ölüm-
le sonuçlanan facialar yaşanmakmaktadır.Bu hususta, baca konstrüksiyonun özel olması, dönerli tip olarak yeni geliştirilmiş tür de gayet uygundur. Borunun bacaya verildiği yerde geri tepmenin dikkatle önlenmesi, duvarda boru çevresince alçı sıvanması iyi ve gerekli olur.
Eskiden ninelerimiz belli bir hacımda oturulacaksa mangal kullanılıyorsa, onu önceden kömü-
rünün iyice yanıp, tam kor haline gelinceye kadar o mahalle içeriye almazlardı. Ayrıca yatma
söz konusu olunca ya ateşi söndürür ya da bahçedeki şöminenin içine üstünü kapatıp koyardı..
Hz.peygamberin bir sözü: “ateş sizin düşmanınızdır, onu söndürmeden uyumayınız”.
Bu konuda, atlamadan evde olabilecek yangın tahlikesine karşı da elektrikli soba da olsa, dev-
rilme tehlikesinin olmadığı tasarımlı olanlar tercih edilmelidir. Yine en doğru çözüm yatma-
dan önce devreden çıkartılmasıdır.Bu arada içinde yağ dolaşan petekli elektrikli ısıtıcı olur.
Bu noktada, klasik kömür sobaları üzerinde bilgilendirmede bulunmak isterim.
Bilindiği üzere ısı değişim ortamına ısının verilmesi-iletimi şu üç yoldan biri yoluyla olabilir:
a) Kondüksiyon ( temas yoluyla iletim ),
b) Konveksiyon ( akışkan dolaşımı vasıtasıyla iletim ),
c) Radyasyon (ışıma ile iletim) .Radyasyonla olan ısı yayılım enerjisi 400 C’ın üzerinde olur.
Bir sobanın içinde bulunduğu hacmi ısıtmasında kondüksiyon ihmal edilebilir derecede küçük
tür. Nitekim genellikle sobanın altında bir madeni veya başka bir malzemeden altlık bulundu - ğu için zemine kondüksiyonla pek ısı geçişi olmaz.Şu halde bir sobanın muhite verdiği toplam
ısı mikdarı konveksiyon ve radyasyon terimlerinin toplamından ibarettir. Bu iki ısı mikdarını ne kadar doğru ölçebilirsek toplam ısıyı da o kadar isabetle bulmuş oluruz. Şu halde sobanın
ısıl verimi de: h = Q toplam / Q potansiyel ifadesinden o kadar gerçeğe yakın olarak bulmak
mümkündür. Burada daha çok detaya girmeden, 1981 temmuz ayında, Ankara’da STBakanlı-
ğınca, yayımladığım : “Türkiyede imal edilen bazı soba tiplerinin konstrüktif özellikleri - nin ve genel ısıl verimlerinin tesbiti üzerine etüd” adlı yayında etüdü yapılan kuzine dahil dokuz tip sobanın ısıl verimleri , gerekli ölçme ekipmanları ve çalışma şartlarının sağlandığı bilimsel ve teknik laboratuar çalışması sonucu elde edilen veri değerlerini kısaca verelim.
Eskişehir’de bir atelyede kış sonunda yapılan deneylerde elde eilen sonuçların değerlendiril - mesi üç ayı geçmişti. Tip sobalar itibariyle en düşük verimli olan kuzinenin boyu 800mm, de-
rinliği 400 mm, ısıl verimi yüzde 19 olarak saptanmıştı. Bu tasarım icabı, ısının başlıca, fırındaki
yiyeceği pişirmek amacını sağladığı için, içinde bulunduğu mekana doğal ki az ısı verecektir.
Tüm tipleri burada vermek yer ve zaman alacağı cihetle, karakteristik birkaçını bahsetmek uy- gundur. Halkımızca kovalı soba olarak bilinen, önden bir hava giriş borusuyla kovaya temiz
yanma havası verilen dizaynın ısıl verimi en yüksek olarak % 70 bulunmuştur. Ancak üzerin-de iyileştirme yapılsa bu verimin% 80 (+ 2,3) civarına çıkması olasıdır. Böyle bir iyileştirme
de kovalı sobanın dış yüzeyinin çift cidarlı ( iki katlı ) olması, yada iç yüzeyin ince bir şamot
tuğla kaplanması, artı iç yanma hacmının optimali elde edinceye kadar büyütülmesi gerekebi-
lir.16 cm. lik havayı soba giriş deliğinden kovaya ileten boruyu hiç yerine koymayan sobada
ki verim ise maksimum 39 larda kalmıştı. Zira yanma olayını sağlayan temiz hava yerine yan-
ma gazının da karışması yeterli giriş havası sağlanamamasına ve verimin düşmesine sebep ol-
makta.. Deneylerde kullanılan kömürün potansiyel ısı değeri 6200 Kcal/kg idi.
Pratik değeri 5890 Kcal/kg. Deneylerde max.verimli soba, tuğlalı, prizmatik, önden hava girişli, geri dönüş
lü, üstten çıkışlı olandı. Isıl verimi %79 idi. Bu tip sobada da %85-86’ya kadar mümkündür.
Son otuz yıla yakın bir süredir, ülkemizde giderek yaygınlaşan doğal gaz–metan yakan ısıtma
sistemlerinde gerek tesisat borularında gerekse kombi adı verilen yakıcı apareylerde oluşabi –
len hata ve/ veya bozukluk gibi nedenlerle yangın, zehirlenme ve nadiren de olsa patlama gibi hayati sorunlar, ölümle sonuçlanan olaylar görülmektedir. Saf metan gazı CH4 formüllüdür,
yani dört hidrojen atomu bir karbon atomuna dört bağla bağlanarak ideal bir yakıt oluşturur. Yandığı zaman yüksek enerji verir. Bir kg. metan yandığında 2 kg. su buharı verir, artı karbon
dioksit. Yalnız burada önemli bir ayrıma dikkat etmek gerekir. Eğer yanmayı sağlayan hava
mikdarı yetersiz ise, tam yanma olmaz ve CO (karbon monoksit) de oluşur. Bu ise bir kaç da-
kika zarfında, kapalı bir hacımda bulunuluyorsa insanı, hayvanı zehirleyip öldürür. Şu halde,
şofben (banyo ısıtıcısı) de denilen böyle bir tesisatı asla ve kat’a içericinde yıkanılacak olan
banyo hacmı içerisinde kurulması hayati açıdan yasaktır, söz konusu olamaz.Yeterli ve gerek
li emniyet şartlarını sağlamak kaydı ile bu cihazın mutfağa kurulması uygun ve elverişli olur.
Doğalgaz ise kimyasal yönden %90 ın üzerinde metan, bakiye ise başka gazlardan oluşur.
Fosil yakıt adı da verilen organik yakıtlarda odon, kömür, antrasit, kaya gazı (shell oil) vb. de
yalnız karbon değil, fakat aynı zamanda kükürt (S) elementi ve/veya bileşikleri bulunur. Bun-
ların yanması sonucu SO2, SO ile eser mikdarda sülfon gazı da oluşur. Bunlar da zehirleyici
etkiye sahiptir. Kullanılan yakıtta bu unsur da varsa korozyona karşı uygun malzeme seçilir.
Kömür, doğal gaz, yada sıvı yakıt kullanılan sıcak su veya buhar kazanlarında aşırı basınç yükselmesine karşı, patlama tehlikesini bertaraf etmek için mutlaka presostat cihazının varlı ğı zorunludur. Daha da emniyetin garanti altına alınması bağlamında en az bir karşı ağırlıklı emniyet ventili (vanası) kesinlikle sistemde yer almalıdır.
Bir anekdot: lisede okumakta olduğum (53..takip eden yıllardan birinde) Akşehir’de baba e- vinde linyit kömürü sobasını yakmayı hızlandırsın için bir kahve fincanı kadar gaz yağını, ön- ceden yanma başlangıcında olan sobanın üstteki (Tınal sobası) borusundan döker dökmez bir
parlama ve infilak oldu. Bacaya bağlı soba borusunun, yeren 60 – 70 cm. Yüksekliğindeki ku-
rum- kül ktusu basınç etkisiyle yere fırladı.Tamam yanma hızla gerçekleşti, ama tehlike önem
liydi. 2016’nın 10 şubatında bir aile bu yaklaşımı bolca benzinle yaptı ve yangın çıktı ve ölüm
le sonuçlandı. İşte bu yüzden bilgisi,deneyimi az yada yetersiz olan insan soba yakmakta bilen
den yardım almalıdır.Bu tür sobanın yakılmasında en uygun başlatıcı yeterli çıra kullanmaktır.
Bütün bunların ötesinde çalışan her sistemin, hata, kusur, bozulma gibi tehlikelere karşı,günde birkaç kez işletici eleman tarafından kontrolü ve denetimi lâzımdır, şarttır.
Son bir bilgilendirme olarak tabiatta genellikle yavaş olan oksitlenme namı diğer yanma olayı
nı zikretmek yerinde olur. Bu da metallerin oksidasyonudur. Demir (Fe) için üç tür oksit olur;
FeO, Fe2O3 , Fe3 O4.Bunlara halk dilinde pas denilir. Zamanla, açıkta, yüzeyi koruyucu bir ta
bakayla kaplanmamış oaln demir sac veya parçalar paslanır. Bu ise beklenen ömrü düşürür,tü-
ketim ömründe ve performansta büyük düşüşler olur ki mutlaka kaçınılması gerekir. Bir tek a-
lüminyumun, doğada, oksitlenmesi /mikron mertebesinde kalınıdr / parçaya korur, faydadır.