Çakır, krizin önemli bir değişme veya gelişme olduğunu, iyileşme veya yok olmaya yönelik olarak ortaya çıkan rahatsızlık anlamına da geldiğini ifade ederek, “İşletme yöntemi açısından krizin genel tanıtımını yapmak oldukça zordur. İşletme yöntemi literatüründe endişe, stres, felaket, panik gibi farklı kavramların kriz yerine kullanılması, kapsamlı bir tanım yapabilmeyi daha da zorlaştırmaktadır. Bu kavramlardan hareketle, krizin en çok geniş bir kullanım alanı olduğunu söylemek mümkün. En aşın şekliyle tabii bir felaket durumundan, iki uygun amaç alternatifi arasında seçim yapma kararsızlığına kadar heyecan veya rahatsızlık, kızgınlık, korku doğuran pek çok konuda krizden bahsetmek mümkündür.
Ancak bu konuya bir yönetim problemi olarak bakarsak, örgütün hayatiyetini tehlikeye sokmayan ve denge durumunu bozmayan her çatışma veya sıkıntıya kriz adını vermek doğru olmayacaktır. Gerçekten örgütü veya yöneticileri sıkıntıya sokan doğru ve tam bilginin toplanamaması, inatçı haberleşme engellerinin bulunması, çalışanların değişen beklentileri karşısında ortaya çıkan problemler gibi yöntemlerin ortak problemlerine kriz demeye gerek yoktur” dedi.