Erol Gülgün (Fotoğrafçı) : “AB’ye mutlaka girmeliyiz. Fakat devlet yöneticileri bu konuda çok büyük yanlışlar yapıyor. Bir türlü gerekli düzenlemeyi yapmıyor, tutarlı adım atmıyor. 1973 Yılı’nda Ecevit hükümeti döneminde kaybedilen bir AB anlaşması var, o anlaşmayı da yine başımızdakilerin hatalarından dolayı kaybettik. O sırada Yunanistan AB üyesi değildi. Yunanistan şimdi AB üyesi. Ancak AB’nin önümüze indirdiği her şartı kabul etmemiz de gerekmiyor. Biz de objektif görmeye alışmalıyız, bunu başarırsak zaten sorunların önemli bölümünü halletmiş oluruz. Bugün globalleşen dünyada vatan, millet, sakarya felsefesine hiç gerek yok. Doğuya baktığımızda komşu ülkelerden bir tek dost göremiyoruz, bari batıdan kendimize dost edinelim.”
Mesut Birimoğlu (Gözlükçü): “AB’ye girmeliyiz, ama yeterli kriterlere sahip değiliz. Şu anda ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik, yoksulluk had safhada. Toplum giderek fakirleşiyor. İnsanlar huzursuz, aç ve perişan… Diğer yanda soygun ve hırsızlık almış başını gidiyor. AB konusunda hükümet yanlış tutum içerisinde. Başımızda böyle yöneticiler varken AB’ye girmemiz mümkün değil.”
Suat Kılınç (Eğitimci): “AB’ye girmeliyiz diye düşünüyorum. Hükümetin bu konudaki politikalarını kısmen beğenmiyorum. Hükümetin her konuyla ilgili olduğu gibi AB ile ilgili verdiği sözleri de lafta kalıyor, gereğini yapmıyor. Ayrıca AB ülkeleri bizi oyalıyor diyenler de var, bence Türkiye üzerine düşeni yapmıyor. Düşünebiliyor musunuz, AB’ye girmek istiyoruz, ancak sağlık gibi önemli bir konudaki sorunlar bile çözümlenemedi. İsmet İnönü’nün güzel bir sözü vardı, ‘Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olursa o ülke asla yıkılmaz.”
Ali Eryazgan (Çantacı): “AB’ye girmek zorundayız. Böylece en azından ekonomik açıdan düzlüğe çıkabiliriz. Örneğin yıllardır çalışmak için Kanada’ya gitmeye çalışıyorum, bunun sebebi de ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlar. AB’ye girersek ülkemizin pazarlan genişleyecek. Ekonomimiz gelişecek ve rahatlayacak. Bence mutlaka AB üyesi olmalıyız.”