Sayar, “AB standartlarını en azından belli alanlarda hayata geçirecek “uyum paketi” TBMM’den geçti. Bu gelişme topluma, meslek gruplarına ve “idare”ye Avrupa standartlarını öğrenme ve yeniden değerlendirme konusunda olanak sağlayarak sorumluluk yüklüyor” dedi. Sayar, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte düzenlediği toplantıda AB sürecini değerlendirdi ve eczacıların BAĞ-KUR’da biriken alacakları ile ilgili bilgi verdi.
AB haritasındaki sosyal örgütlenmenin en belirgin özelliklerinden birinin de sosyal güvenlik sistemlerinin bireyin “sağlıklı” yaşamasını sağlamaya yönelik kurgulanışı olduğunu ifade eden Sayar, “Pazar merkezli yapılanmadan insan merkezli örgütlenmeye doğru hızla ilerleyen Avrupa Birliği “sosyal güvenlik” alanını da bu ilerleyişin gereklerine uygun biçimde düzenlemekte. Bu çerçevede sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlayan en önemli unsurlardan biri olarak, ilaç bedellerinin geri ödemesinde kalıcı çözümler üretilmekte, ödeme süreci hızlandırılmaya çalışılmakta. Küçük bir örnekle yıllardır Türk eczacılarının en büyük sıkıntısı olan “geri ödeme” konusu, Fransa’da sadece dört gün içinde' tamamlanan bir uygulama haline çoktan gelmiştir. Yani bugün bir Fransız eczacısı, herhangi bir hastaya verdiği ilacın bedelini en çok dört gün içinde ilgili sosyal güvenlik kuruntundan alabilmektedir” dedi.
Necdet Sayar, serbest eczacıların Bağ-Kur güvenlik şemsiyesi altındaki hastalara verdiği ilaçların bedelinin, ithal ilaçta bir ay, yerli ilaçta en geç iki ay içinde, SSK güvenlik şemsiyesi altındaki hastalara verilen ilaç bedellerinin ise “faturanın koruma tesliminden sonra en geç 30 gün içinde” geri ödenmesi zorunluyken, bu sürenin Bağ-Kur’da “105- 110 gün, SSK’da 60 güne çıktığını açıkladı.
RSS