1980’li yılların başında çok kalitesiz mal ihraç edildiğini hatırlatan Çıkmaz, bu yüzden Antepfıstığı’na ilginin azaldığını ve talebin düştüğünü belirtti. Çıkmaz, “Bozuk ürün ihracatından sonra başta İran olmak üzere ABD ve Suriye gibi önemli pazarlar kendi üretimlerini yapmaya başladı. ABD’de devlet desteği ile yetiştirilen fıstık rekoltesi giderek yükseldiği için pazara İran ve ABD hakim oldu. Özellikle İran fıstığı dünya pazarlarında söz sahibi. Antepfıstığı kaybettiği pazarlara bir daha hakim olamadı. Halen bu alanda büyük bir sıkıntı var” dedi. Çıkmaz, “Yeterli olmasa da 2001 yılında Antepfıstığı ihracatında artış kaydettik. Umarız bundan sonra da artış devam eder.” dedi.
Çıkmaz, Çünkü her üründe olduğu gibi Antepfıstığı’nda da kalite ön planda tutuluyor. İhracatçı, üretici, satıcı kendini buna göre yönlendirmek zorunda, yoksa pazara giremeyiz. Geçmişte yapılan yanlışların tekrarlanmaması gerek. Çünkü Antepfıstığı özellikle yöremiz için önemli geçim kaynağı, ekonomiye getirisi çok fazla. Bu ürüne sahip çıkmamız, hatta kalitesini artırmak için her türlü gayreti göstermemiz gerek. Örneğin GAP Antepfıstığı yetiştirme yönünden önemli bir fırsat. Çünkü sulu arazide yetişen Antepfıstığı çok daha albenili oluyor” şeklinde konuştu.
Antepfıstığı’nın halen ilkel koşullarda yetiştirilip hazırlandığını ifade eden Çıkmaz, “Kavlatma, kurutma, tuzlama, yetiştirme ve ambalaj gibi konularda ilkel metod- lar uygulanıyor. Bu alanda yeterli bir ilerleme kaydedilmedi. Halen eski teknik üzerine çalışılıyor. Sulu tarımda fıstıkçılığa geçilmesi gerek. Hem yetiştirme, hem de işleme tekniklerini geliştirmemiz şart. Ayrıca Güneydoğubirli- ğin fıstık alım politikasındaki yanlışlıklar da Antepfıstığı’na zarar verdi. Bu konuda daha tutarlı, dünya piyasalarını dikkate alan fiyat belirlenmeli” şeklinde konuştu.
RSS