GSO Başkanı Nejat Koçer, toplumdaki tüm kötülüklerin ve sıkıntıların ana sorununun ekonomik olduğunu belirterek, Türkiye’de ilk defa toplumun tüm kesimlerinin üretememe ve istihdam yaratamamanın sıkıntısını yaşadığını bildirdi. “Ekonomik sıkıntılar, devletin ekonomik zayıflığı, kişi başına düşen milli gelirin düşüldüğü ve son yıllarda çok büyük oranda yaşanılan yolsuzluk olayları, toplumun önemli bir kesimini etkiler hale geldi” diyen Koçer, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da son 15 yılda yaşanan terör olaylarının altında yatan neden ekonomidir.
İnsanlar, bu süreç içerisinde işsiz ve aç kaldı. Aç kalan insanlar bir şekilde binlerinin kurbanı oldu. Şimdi terör sonrasında bölgede bir şey yapılamıyor ve süreç sıkıntılı şekilde devam ediyor. Türkiye geneline baktığımızda toplumda kayıt dışı ekonomiyi, yolsuzluk ekonomisini ve sistem dışı ilişkileri destekleyen bir zihniyet var. Aslında devlet herkesi defolu hale getirdi. Herkes defolu hale geldiği için de devletin bu konuda çok fazla şey yapması gerekiyor. Bir yanda ödenemeyecek oranda yüksek kurumlar vergisi, gelire göre ödenemeyecek durumdaki KDV, dolaylı olarak alına vergiler, diğer yanda satın alma gücü kalmayan yoksul, çaresiz insanlar var. Devlet bu tabloyu görüp gerekeni yapmalıdır” şeklinde açıklama yaptı.
Türkiye’nin önceliğinin üretim, istihdam ve ihracat olduğunu yineleyen Koçer, “Bunlar olmadığı sürece, bu bataklıkta yüzlerce çeşit kötülük ortaya çıkabilir. Onun için ekonomik kalkınma, zenginlik ve istihdamın olmadığı bir ülkede diğer olayları gündemin birinci sırasına taşımak yanlış olur. Üretim yaşamdır, üretim insanların geleceğidir. Bir ülke üretmeden ne adaleti, ne paylaşımı, ne de yolsuzluğu hiçbir şekilde önleyemez” dedi.
Gaziantep’te yapılan yüzlerce fabrikanın, gelen göçle birlikte yıllardan beri işsizlik ve istihdamda ne kadar önemli olduğunun kriz döneminde çok açık şekilde görüldüğünü belirten Koçer, “Türkiye olarak üretimin ne kadar önemli olduğunu ve üretimi en çok anladığımız bir dönemi yaşıyoruz. Sokaktaki her vatandaş üretimsizliğin bilincinde. Gün geçmiyor ki işsiz sayısına bir yenisi eklenmesin. Hemen her ailede işini kaybeden insana rastlamak mümkün” şeklinde ifade etti.
Büyüme olmadan, toplumda talebi azaltarak enflasyonu düşürmenin veya toplumun satın alma gücünü düşürerek enflasyonu düşürmenin hiçbir yararının olmayacağını söyleyen Koçer, “Önemli olan toplumun satın alma gücünü düşürmeden enflasyonu düşürmektir. Onun için son iki yılda düşürülmüş gibi görülen enflasyon tamamıyla talebe bağlı olarak düştü. Bu da topluma direkt yansımadı. Onun için Türkiye’nin birinci önceliği enflasyon canavarı değil, üretimdir. Türkiye’nin önünü açmak için ihracat şart, ardından da iş alemine destek verecek güçlü bir bankacılık gerekli” dedi.