Hükümet, kriz anlamada ve yönetmede aciz kaldı

OSB Toplantı Salonunda yapılan GSO Meclis Toplantısı’nda konuşan GSO Başkanı Nejat Koçer, milli gelirin yıllar öncesine gerileyerek iç ve dış toplam borcun 200 milyar doları aştığını belirterek, geçen yılı yüzde 88 enflasyonla kapayan Türkiye'nin dünya enflasyon zirvesinde tek kaldığına dikkat çekti. Koçer, "Kriz bitti mi, bitmedi mi diye tartışıyoruz. Krizin ağır etkileri nispeten azaldı belki, ama kriz bitti diyebilmek için henüz çok erken. Üretim ağır aksak giderken, ihracattaki düşüş tehlikeli boyutlara gelirken kriz bitti demek fazla iyimserlik olur. Ekonomi yönetimi krizi iyi anlayamadı. Krizi anlamakta zorlanan hükümet, kriz yönetmekte de aciz kaldı. Mali krizi çözerek, üretim sektörünü de ayağa kaldırma çabalarından sonuç çıkmadı. Bankalara aktarılan 25 milyar dolar, söylenildiği gibi ne üretime ne de azalan istihdamın yerine oturtulmasına yaramıştır" şeklinde konuştu.

Üretim ve ihracatın tehlikeli gidişinde asıl sorunun, kurun düşüklüğünden değil, son dönemlerde üretim maliyetlerinin ölçüsüz ve insafsızca artmasından kaynaklandığını söyleyen Koçer, "Elektrik fiyatları dünya ortalamasının iki katına çıkmıştır. SSK primlerindeki artış işçilik maliyetini fahiş oranlara yükseltmiş ve her geçen gün artan vergiler üretimin önündeki en büyük engel haline gelmiştir. Bu ülkede, bugün 10 tane işsiz insanı toplayıp, yapacakları törenle işsizlik sigortasını başlatanların, çok yakın bir tarihte kapalı fabrikalar sigortası başlatmasını ve bunun için de bir tören düzenlenmesini talep ediyoruz" dedi.

Koçer, rasyonellikten uzak uygulamalarla, insaf sınırını çoktan aşmış vergi politikalarıyla, üretimi değil üretmemeyi teşvik eden mevzuatlarla, güven ve istikrar kavramlarının unutulduğu bir ülkede, yeni girişimciler ve yeni yatırımlar beklemenin hayalperestlik olacağını söyledi.

Koçer, "Krizin bitip bitmediğini anlamak için sanayide kapasite kullanım oranı nedir, elektrik tüketiminde artış var mıdır, İşsizlikte azalma var mıdır, ihracat rakamları ne durumdadır, sorularına bakılması gerekir. Üretim sektörüne üç ay zam yapmayın işler açılsın diyenlere ve bunu destekleyen Başbakan'ın unuttuğu bazı şeyler vardır. Kamudaki zam yağmuru durmadan, üreten kesime zam yapmayın çağrısı yapılamaz. Enerji ve işçilik maliyetleri arttıkça, ulaşım ve haberleşme fiyatları ölçüsüz arttıkça, maliyetleri nasıl yerinde tutabilirsiniz? Zamların üç ay ertelenmesi de tek başına çözüm değil" dedi.

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ekici de yaptığı konuşmada, ülkenin 250 milyar doların üzerinde borç batağında olduğunu belirterek, "Bu bataktan çıkmamız için reel sektörü desteklememiz lazım. Üretimde çok önemli engeller var. Bunlardan en önemlisi kayıt dışı ekonomidir. Ülkeyi yönetenler bu olaya pek ciddi bakmıyorlar. Hükümet bu şekilde belki bir yıl daha idare edecek, ama daha sonra yine 1 Nisan’ı yaşayacağız. Odalar ve Borsalar Birliği’ne yetki vererek bir karar çıkaralım"

Türkiye'de bir işçinin 163 milyon asgari ücret aldığını kaydeden Ekici, "Sendikalı veya toplu sözleşmeli olanlar 250 milyondan aşağı almıyor. Fakat işverenin cebinden bir işçi için 500- 600 milyon lira çıkıyor. Her işçi için 400 milyon lira devlete para ödüyor. 283 Milyon liraya mal olan benzin 1 milyon 285 bin liraya satılıyor. Yani 283 milyon liranın üzerine 780 milyon lira akaryakıt tüketim vergisi konuyor. Ve toplam bedele KDV uygulanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yerginin vergisi alınmaz. Ülkede bir istikrar yok. İstikrar olmazsa hiçbir yere varılamaz. Dolar bugün bir milyon 300 bin lira, ama yarın bir milyon 700 bin lira olmayacağı belli değil" dedi.