Ülkenin giderek artan sorunları karşısında çözüm üretemeyen siyasi partilerin bölündüğünü, apar topar bir seçime doğru gidildiğini söyleyen Avcı, Eğitim Sen’de düzenlediği toplantıda, IMF ve Dünya Bankası’na endeksli programlar nedeniyle, sermayeye kaynak aktarılırken, eğitime, sağlığa ve yatırımlara ayrılan payın sürekli düşürüldüğünü bildirdi. ‘Soframızdaki ekmek küçültülüyor, kazancımız düşürülüyor, sağlığımıza ve eğitimimize ayrılan pay yok ediliyor” diyen İhsan Avcı konuşmasına şöyle devam etti:
“Rantiyeye sürekli katmerli pay ve kazanç aktarılıyor. Öyle bir ekonomik durum yaratılmış ki, üretim yok, talep ve tüketim yok. Ekonomi, küçülme, daralma ve kamuyu küçülterek borç ödeyebilmeye endekslenmiş. ABD’nin Ortadoğu’yu kendi çıkartan doğrultusunda yeniden biçimlendirme çabası nedeniyle savaş kapımıza geldi dayandı. ABD’nin Irak’a düzenleyeceği operasyon sadece Ortadoğu halklarına değil, bize de acı ve kandan başka bir şey getirmeyecektir. Verdiğimiz vergiler eğitim, sağlık ve yeni iş alanlarının yaratılması için değil, emperyalistlerin çıkarlan için kullanılacaktır. Yoksulluk artacak ve emekçi çocuklan emperyalistlerin çıkartan için ölüme gönderilecektir.”
Ülkenin içinde bulunduğu koşullarda çözümün emekçinin, ezilenin, işsizin, köylünün, kısacası geniş halk kitlelerinin emekten, baştan, demokratik açılımlardan yana eşit, özgür ve demokratik Türkiye talebini güçlendirmekten geçtiğini söyleyen Avcı, “Bu seçeneği oluşturmak ve Türkiye’nin ABD operasyonlarında taşeron rolü oynamasını engelleyebilmek için temel görev emekten yana seçeneğin TBMM’ye taşınmasıdır. Emek örgütleri, seçim döneminin ve siyaset yönetiminin izleyicileri değil, bizzat müdahilleri olmak durumundadır. Kamusal alanı tasfiye edenleri, emekçilerin hak ve özgürlüklerini tırpanlayanları, demokrasiye, hak ve özgürlüklere düşman olanları sandığa gömmek için görev ve sorumluluklarımızı bugün bir kat daha artmıştır” diye konuştu.
Toplu sözleşme sürecinde de sancılar yaşandığın ifade eden İhsan Avcı, Çalışma Bakanlığı tarafından ilan edilen yetkilere KESK olarak itiraz ettiklerini belirterek, “Ankara’da oluşturduğumuz bilgi işlem merkezi aracılığıyla konfederasyonumuza üye sendikalarda eğitim işkolunda 25 bin, yerel yönetimlerde 25 bin, BES’te 10 bin, sağlık iş kolunda 25 bin olmak üzere diğer işkollarımızla 93 bin üyemizin yok sayıldığını tespit ettik.
Bakanlık, sendikalarımızın bazı şube yöneticilerini, merkez yöneticilerini dahi üye saymamıştır. Ayrıca Türk Kamu-Sen’de Emekli Sicil Numarası tutmayan, kurumda karşılığı olmadığı gibi kim olduğu belli olmayan, istifa ettiği halde üye görünen neredeyse 100 bine yakın sahte ve usulsüz üyelik açığa çıkarılmıştır. Bunların belgeleri itiraz davasının sürdüğü Ankara İş Mahkemesi’ne verilmiştir. Yetki itirazımızla ilgili mahkeme süreci devam etmektedir” dedi.