Ürünlerin tespit edilerek, ihtiyaca göre ve öncelikli olarak teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Aslan, ülke ihtiyacı baz alınmak suretiyle hangi ürüne, hangi bölgede destek verilip verilmeyeceğinin tespit edilmesinin de önemli olduğunu vurguladı.
Bölge insanının hayat standardının yükseltilmesi için, Türkiye için büyük önem arz eden GAP Projesi’nin yalnızca sulama ve enerji kaynağı olmaktan çıkarılıp, Master Planı’nda öngörüldüğü şekilde bölge plancılığının gerektirdiği tüm unsurlarıyla gelişmesi gerektiğini açıkladı. Böyle bir plan için bölgede tesisler ve yan sanayi kollan için altyapısı oluşmuş sanayi ve ticaret merkezi olan Gaziantep’in uygun kent olduğunu açıklayan Aslan, “Gerek Master Planı’nda ve gerekse kamunun tüm kademelerinde alınacak tedbirler yönünden bu husus dikkate alınmalıdır” diye konuştu.
Bulgur üreticilerinin karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin, bulgurun temel gıda maddesi kapsamına alınması nedeniyle ödenen yüzde 8 oranındaki katma değer vergisi olduğunu ifade eden Astan, sözlerine şöyle devam etti: “Zeytinyağı ve leblebi gibi ürünlerde KDV oranı yüzde l’e indirilmiş olmasına rağmen, özellikle bölgemiz halkının ürettiği ve besleyici değeri yüksek bulgurun yüzde 8 KDV ile işlem görmesi, esnafımızı mağdur etmektedir. Bulgurda uygulanan KDV’nin de yüzde l’e indirilmesi gerek.
Tarım ülkesi olan Türkiye’de yıllardır uygulanan kısır ve verimsiz tarım politikaların değiştirilmesi gerektiğine değinen Astan, ' “Değişen dünya şartlarına uygun olan tarımda fiyat müdahaleleri ve girdi sübvansiyonla azaltılmalı, üreticiyi doğrudan destekleyen sistem yaygınlaştırmalı. Tarım ürünlerinde uygulanan zirai stopaj oranının yüzde 2’den yüzde l’e, mercimek ununda yüzde 18, mercimek kepeğinde yüzde 8 olan KDV oranının yüzde l’e indirilmesi gerekir.