Gelişmiş veya gelişmekte olan serbest piyasa ekonomisi ya da merkezi planlama uygulayan tüm ülkelerde, ekonomik gelişmenin temel kaynağının verimlilik artışından geçtiğini ifade eden Çakır, “Günümüzün hızlı değişim ortamında, açık sistem olarak örgütlenmesi gereken işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve çevresel değişimlere karşı duyarlı olabilmeleri için, yapılarını ve davranışlarını, çevrenin ihtiyaç ve beklentilerine göre organize etmesi gerekir” dedi.
Alt sistemleriyle, etkin bir etkileşim içinde olmaları gerekir. İşletmenin türü ne olursa olsun, faaliyet konusu hangi alanda bulunursa bulunsun, bugün, hızlı ve sürekli değişen bir çevrede bulunmaktadır. Çevredeki belirsizlik ve değişiklik durumu, işletmeleri sürekli olarak beklenmedik tehlike veya fırsatlarla karşı-karşıya bırakmaktadır. İşletmelerin varlığını devam ettirebilmeleri, bu tehlikelerden korunmalarına veya fırsatları değerlendirebilmelerine bağlı kalmaktadır” diye konuştu.
İster tehlike olsun, ister fırsat olsun, beklenmeyen ve önceden sezilmeyen olayların örgütleri plansız değişmeye zorladığını ifade eden Çakır, “İşletmede verimlilik artışına ya da düşüşüne sebep olan faktörler, (ürün, teknoloji, teçhizat. hammaddeler, emek gücü, örgütsel sistemler ve prosedürler, yönetimin biçimleri ve iş metodları gibi). İşletmelerin krizle karşılaşmalarına sebep olan faktörlerin (tabi felaketler, genel ekonomik belirsizlik ve dalgalanmalar, teknolojik yenilikler, hukuki ve politik düzenlemeler, sosyokültürel faktörler, güçlü rekabet, başarısız yönetim, iç ve dış çevre etkileşimi gibi) arasında çok yakın ilişki vardır. Bu ilişkinin en önemli ortak özelliği verimlilik artışı. Kriz dönemlerinden başarıyla çıkmak için verimlilik konusunun önemi ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
RSS