Siyasi partilerin güvenilirliklerini yitirdiğini kaydeden Tokkan, var olan sivil toplum örgütlerinin de örgütlü siyasal güçten yoksun olduğuna dikkat çekti.
Sosyal Demokrasi Derneği Genel Merkezi olarak, ülkede yaşanan sıkıntılara belli oranda çözümler üretme çabası içerisinde olduklarını belirten Tokkan, sorunlar ve bunların çözümüne ilişkin kendi tespitleri olduğunu kaydetti. Sosyal demokrasinin örgütlü toplumların rejimi olduğunu söyleyen Tokkan, “Kurum ve kurullarıyla işleyen demokrasi örgütlenme yaşamının önü, özellikle 12 Eylül’den sonra tıkanmıştır. Demokrasinin sürdürülebilir bir gelişme göstermesine katkıda bulunması gereken kurumlar aksine demokratik gelişmelerin önünde engel hale dönüşmüştür. Kamu adına halkı doğru, hızlı ve tam bilgilendirmede çağımızın en etkin aracı olan yazılı ve görsel medya kuruluşları ekonomik gücü olan belli kişilerin elinde toplanmıştır” dedi.
Asıl görevleri ülkede yaşanan sorunlar konusunda halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme olan basın sektörünün çoğunlukla ekonomik güç odakları ve patronların çıkarları doğrultusunda yayınlar yaptığını söyleyen Celal Tokkan, “Yanlı ve yanlış yayınlar yapılıyor. Basın yayın organları zaman zaman şantaj aracına dönüşebiliyor. Gazete çalışanları örgütlü olmadıkları gibi, ekonomik ve sosyal güvenceden de yoksun. Patronların isteği dışında yazı yazan ve program hazırlayan gazeteciler ertesi gün kapı önüne konulabiliyor” şeklinde konuştu.