Tek yolumuz Avrupa 

Aslında, aşama aşama, buradaki kişiler de, kendilerini ‘Avrupalı’ olarak da görmeye başladı. Bu yıl, ülkenin çeşitli bölgelerinde, Avrupa Günü’nü kutlamak için birçok etkinlik düzenleniyor. Konferanslar, konserler, bilgilendirme kampanyaları... Öyle ki, Avrupa Komisyonu Temsilciliği, bunlardan sadece bir bölümünü takip ediyor. Ama olması gereken de bu zaten... Avrupa Günü, sadece diplomatik dünyaya özgü değil... Sadece Avrupa Birliği vatandaşlarının günü de değil... Bu, Birleşik bir Avrupa kurmanın heyecanını _ paylaşan herkes için kutlu bir gün (ya da hafta !).

Türkiye’de halkın çoğunluğu, ülkesinin, Avrupa Birliği’ne girmesini ve Birleşik Avrupa’nın kurulmasında tam anlamıyla rol almasını istediğini açık bir şekilde ve defalarca dile getirdi. Tabii ki bunun nasıl olacağı, Türkiye’nin, üyelik koşullarını ne hızda yerine getireceği ve Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin üyeliğini ne derece istediği konularında hala şüphe duyan birçok kişi de var. Bu tür sorular, her iki tarafı da meşgul etmeye devam edecek. Bu normal ve sağlıklı bir durum. Avrupa Birliği’nin yeni 13 adayla nasıl uyumlu bir beraberlik kurulabileceği yolundaki kaygılarına yanıt bulmak önemli...

Türkiye’nin de, Avrupa Birliği’nin istediği reformlarla, ülkesindeki ekonomik, toplumsal gelişme ve siyasi liberalleşmeyle arasında nasıl bir bağ olduğu yolunda kaygıları var. Bunlara yanıt bulmak da o kadar önemli... Ama hem Türkiye’de, hem de Avrupa Birliği içinde varolan bazı küçük grupların, Türkiye’nin AB üyeliği yolundaki ilerlemesine sekte vurmak amacıyla, dehşet yaratma, gerçekleri saptırma ve güvensizliği körükleme eğilimleri olmasa da olurdu.

Bu tür girişimlere rağmen, Gaziantep Sabah gibi, Avrupa Birliği konusunda bilgiye dayalı objektif bir tartışma yürütmeye çalışanların sayısı azımsana-cak gibi değil. Türkiye’nin Avrupa Birliği yolundaki hızını da, hiç kuşkusuz bu tür bilinçli tartışmaların sonucu belirleyecek. Bu vesileyle, Gaziantep Sabah’ı ve sevgili okurlarını içtenlikle kutluyorum.