Türkiye 3 Kasım seçimlerinde yalnızca iktidarı değiştirmeyecek, aynı zamanda Doğu ile Batı arasında bir tercih yapacak. Ya bir adım ilerisinde duran Batı’ya yürüyecek, ya da Doğu’nun kan ve savaş rüzgarları arasında ebediyen savrulup duracak. Verilecek her oy Türkiye’nin kaderinde etkili olacak.
3 Kasım seçimlerinin Türkiye açısından kritik bir seçim olduğuna dikkat çekilirken, “Öncelikle ülkesini seven ve sorumluluk duyan her seçmen sandık başına gitmeli. Oyunu kullanırken, ülkesinin ve çocuklarının geleceğini iyi değerlendirip oyu ile ülkesinin aydınlık geleceğine katkıda bulunmalı. Bazı siyasilere inat olsun diye yanlış partilere oy verilmesi ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” denildi.
Türkiye’nin yaşadığı ağır ekonomik ve sosyal sorunların altından kalkmasının yolunun laik demokratik cumhuriyetin tüm kurallarıyla işlemesini sağlayacak iktidarlarla mümkün olacağını ifade eden siyasiler, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girebilmesi laik demokratik yapısını muhafaza etmesi, özgürlükler ve demokrasi yolunda önemli adım atması ile mümkün olacaktır. Ekonomik sıkıntıların verdiği karamsarlık ve ümitsizlikle seçmenin radikal uçlara kayması Avrupa Birliği yolunu tamamen kapatacaktır” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye tarih vermek için seçim sonucunu beklediği, seçim sonucunun Türkiye’nin kaderini değiştireceği belirtilerek, “3 Kasım’da verilecek her oy Avrupa Birliği’nin ya yolunu açacak, ya da tamamen kapatacak. Seçmen bu kadar ağır sorumluluk altında sandığa gidecek ve Türkiye’nin geleceğine yön verecek. Sandıktan Avrupa’nın istediği sonuç çıkarsa, Türkiye’ye mutlaka tarih verilecektir” denildi.
RSS