Tarımda hormon kullanımı konusunda yoğun bir tartışma yaşandığını söyleyen Yılmaz, “Hormon özellikle seracılıkta, çiçeklenmenin teşvik edilmesi ya da geciktirilmesi, meyve iriliğinin artırılması, soğuğa dayanıklılığın artırılması, rengin iyileştirilmesi, bitkinin dayanıklılığının artırılması amaçlarıyla kullanılırken, ülkemizde, özellikle soğuk aylarda döllenmenin sağlanması amacıyla kullanılmaktadır” dedi.
Türkiye’de 117 çeşit hormon kullanıldığını kaydeden Yılmaz, tarımda hormon kullanmanın gerekli olduğunu, ancak kimyasalın yerinde ve dozunda kullanılması gerektiğini bildirdi. Yılmaz, “En basit anlatımla, kendi tedavimiz için kullandığımız ilaçların gerekli olan dozu dışında kullanılması durumunda zehir olduğunu hepimiz biliriz. Aynı şey tarımda kullanılan bu maddeler için de geçerlidir” diye konuştu.
Yılmaz, kullanılan hormonların sadece kullanıldıktan bitkide kalmayıp, toprağa ve suya karışarak, zararlarını çok uzun yıllar sürdürdüğünü ve bundan da gelecek kuşakların zarar görebildiğini söylerken, “Süt veren annelerin sütlerinde bile bu maddelerin izleri bulunabilmekte ve bebeklere kadar geçmektedir. Ayrıca, zararlı canlıların yanında, ekolojik sistemde gerekli olan yararlı canlıları da öldürerek ekolojik çevreyi bozmaktadır. Dileyen çiftçi dilediği yerden dilediği kadar bu kimyasallardan almakta ve istediği şekilde kullanmaktadır” dedi.
Çiftçilerin son derece güç şartlar altında çalıştığını söyleyen Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Elbette, aldığımız her sebze ve meyve için, hormonlu ya da zararlı demek doğru değildir. Ancak son zamanlarda başlayan tartışmalar başta Tarım Bakanlığı olmak üzere herkesi daha dikkatli olmaya zorladı. Hormon ve zirai mücadele ilaçları çiftçilere kontrollü olarak satılmalı, bunun kayıtlan mutlaka tutulmalıdır. Çiftçimize bu amaçta eğitim verilmelidir. Bakanlık tarafından yapılacak olan tartışma ve tahliller şeffaf olmalı, sonuçlan korkmadan kamuoyuna ayıklanmalıdır. ”