Mühendisler, yıllardır siyasi iktidarların politik tercihleri sonucu üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde deniz yolu taşımacılığının yanı sıra demiryolu ve havayolu taşımacılığının yok saydığını belirterek, plansız şekilde geliştirilen karayolu taşımacılığının ön plana çıkarıldığına dikkat çekti.
Makina Mühendisleri Odası yetkilileri, dünya ülkelerinde kent içi ve kentler arası ulaşımda kara, deniz, demiryolu ve havayolu taşımacılığının birlikte değerlendirildiğini, toplu taşımacılığı öncelikli kılan ulaşım politikalarının mevcut olduğunu ifade ederek, karayolunda meydana gelen kazaların istatistiklerine bakıldığında hava, deniz, demiryolu ile kayışlanmayacak derecede fazla olduğunu belirtti.
Yetkililer, “1995-2000 Yılları arasında Türkiye’de meydana gelen trafik kazaları incelendiğinde 1995 yılına göre sürücü hatası iki kat artış göstermiştir. Karayolu taşımacılığında 2000 yılı verilerine bakıldığında 2 bin 994’ü ölümlü, 62 bin 295’i yaralamalı, 401 bin 96’sı maddi hasarlı kazalar olmuştur. Bu kazalar sonucunda 3 bin 942 kişi hayatını kaybetti, 115 bin 877 kişi ise yaralanmış ve 341 milyon 685 bin 292 dolar maddi hasar meydana gelmiştir. Oysa deniz, hava ve demiryolu taşımacılığında yaşanan kazalara baktığımızda kaza sayısı binlerle ifade edilmektedir” diye konuştu.
Ulaşım sistemleri tek bir bakanlığın yetkisi altında toplanması gerektiği görüşünü savunan mühendisler, “Toplu taşımacılık teşvik edilmeli. Raylı taşıma sistemine ağırlık verilmeli. Karayolları dünya standartlarına göre düzenlenmeli. Fahri Trafik Müfettişliği yaygınlaştırılmalı. Trafik Genel Müdürlüğü kurulmalı. Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişikliklerle il, ilçe trafik komisyonlarında yer alması gereken kuruluşlar arasına TMMOB ve konu ile ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımı sağlanmalı. Sürücü belgesine vize şartı getirilmeli” diye konuştu.
RSS