Türk Vatandaşlık Kanunu’na göre, başka bir ülkenin vatandaşı olmak, yani çifte pasaport taşıyabilmek için Bakanlar Kurulu’ndan özel izin alınması gerekiyor. Ancak son yıllarda Türkiye genelinde olduğu gibi, Gaziantep’te de çok sayıda insanın, ABD, Kanada ve İsviçre vatandaşlığı için başvurarak, çifte pasaport sahibi olduğu ifade edilirken, tasarruflar için de yurt dışındaki bankaların tercih edildiğine dikkat çekiliyor. İki ayrı ülkeye birden bağlılık yemini ederek, tasarruflarını yurt dışına kaçırıp garanti altına alanların ülkeye ihanet ettiği vurgulanıyor.
Çifte pasaport ve yurt dışındaki bankalara aktarılan paralar konusu, Koçbank’ın Başekonomisti Doç. Cevdet Akçay’ın, Türk zenginlerinin yurt dışında 70 milyar dolan olduğunu, bunun bilinçli hesaplanmış ve abartılmamış rakam olduğunu iddia etmesiyle yeniden gündeme geldi.. Doç. Dr. Cevdet Akçay, doğru rakamlara ulaşabilmek için yurt dışında, İsviçre’de, Lüksemburg’da ve Brüksel’de ciddi araştırmalar yaptı ve şu sonuca vardı: “Türklere ait (yurt dışına para kaçırmış zengin Türkler demek istiyor) yurt dışında fon ve döviz cinsinden 70 milyar dolar para var. Sadece İsviçre’de takip edilmiş 45 milyar dolar bulunuyor. Bu çok kaypak bir para. Çıkışı kolay. Ülkeye geri gelişi zor. Ekonomi düzelse bile bu paranın geri gelmesi için en az 2 kuşak geçmesi gerekiyor.
Dünyanın en büyük döviz rezervlerine sahip ülkelerinden biri olan İsviçre, paraya çabuk ve etkin ulaşabilmek için Türkiye’de fahri konsolosluklar açıyor. İsviçre kolay elde ettiği bu para ve fonlarla vatandaşlarına mükemmel bir hayat standardı sunarken, paranın çıktığı ülkeler fakirlikle boğuşuyor. İsviçre’de kişi başına düşen milli gelir 50 bin dolar civarında iken, bu rakam Türkiye ortalamasında 2 bin 160 dolar, Gaziantep’te ise 1460 dolarda kalıyor.
Ülkemizden yurt dışına kaçırılan, vergisi ödenmemiş kara paralar, yüksek faizden elde edilen ve yolsuzluktan sağlanan paralar, özellikle İsviçre’deki uzman bankalara teslim ediliyor. Gelen dövizin çokluğu karşısında önce şaşıran İsviçreliler, daha çok paraya, fona ulaşmak için, etkin bir sistem olan “Fahri Konsolosluklar” açarak para kanallarının daha iyi çalışmasını ve sürekliliğini sağlıyor.
Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun hükümlerine göre, yabancı bir devlet vatandaşlığına hak kazananların içişleri Bakanlığı’ndan izin almaması halinde Bakanlar Kurulu karan ile Türk vatandaşlığından çıkarılabiliyor.
Anayasa ve Milletlerarası Hukuk Uzmanları, Prof. Dr. Aysel Çelikel (İ.Ün. Hukuk Fakültesi Dekanı, Milletlerarası Hukuk Profesörü) ve Prof. Dr. Ata Sakmar (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Profesörü) Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 25’inci maddesine göre, izinsiz bir başka ülkenin vatandaşlığına kabul edilenlerin Türk Vatandaşlığı İçişleri Bakanlığı’nın Bakanlar Kurulu’na müracaatı ile kaldırılabileceğini, bunun da çok örneğinin bulunduğunu ifade ettiler.
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Profesörü), "Yabancı bir ülkenin vatandaşlığına, o ülkenin yeminini ederek kabul edilen bir Türk vatandaşının, hala Türküm ve Türk vatandaşıyım demesi en azından ahlaksızlıktır. Zira, yabancı ülke yeminini ederken, o ülkeye bağlılığını ve o ülkenin menfaatlerini koruyacağına söz veriyor. Durum böyle olunca, en azından yalan söylüyor, Türkiye’ye ihanet ediyor, yani ahlaksızlık ve şerefsizlik yapıyor demektir. Böyle insanlar muteber değildir. Bu hainlerin deşifre edilmesi gerekir. Tabii, bu söylemler, söz konusu kişilerin Bakanlar Kurulu’ndan özel izin almaları halinde geçersizdir.”