ANASAYFA arrow right 40 Yıl Önce

Gurbetçilerin dramı, Sendrom hastalığı

Gurbetçilerin dramı, Sendrom hastalığı
YAYINLAMA: 03 Temmuz 2024 / 10.55
GÜNCELLEME: 03 Temmuz 2024 / 10.55

Çok garip bir hastalık

Dr. Akdemir: “Bölünen aileler bir araya gelince ilaçsız iyileşiyorlar”

Nurgül BALCIOĞLU

Türkiye'den yurt dışına, özellikle Almanya'ya 1963-1964 yıllarından itibaren kitle halinde işçi göçü başladı. Gidenler öncelikle daha iyi ekonomik koşullar elde edebilmek, güvenli bir gelecek sağlamak amacındaydılar. Bu ümitler bir ölçüde gerçekleşti. Türkiye ekonomisine yurt dışındaki işçilerin gönderdiği dövizler büyük katkı sağladı. Ancak diğer yandan bölünen aileler, babasız yetişen çocuklar kocasının gitmesiyle ailenin tüm sorunlarını sırtlamak zorunda kalan kadınlar birçok sorunlarla karşılaştılar. Yurt dışına giden işçilerin de durumu pek iyi sayılmazdı. Daha iyi koşullarda yaşamak için en ağır şartlarda çalışan işçilerimiz, yeni bir dil, yeni bir çevre ve yeni koşullar içinde bocalarken, aile, evlat ve vatan hasreti çekmek durumun da kaldı.

İşte yurt dışına işçi göçüyle başlayan toplumsal ve ekonomik pek çok sorundan biride bu işçilerimizin ve yurtta bıraktıkları eşlerinin sağlığı. İşçi göçüyle ortaya çıkan yeni bir hastalık Almanya Sendromu. Bu hastalıkla ilgili görüşmeyi sosyal sigortalar hastanesi başhekimi Dr. Mehmet Akdemir’le yaptık. Dr. Akdemir Almanya Sendromu hastalığıyla ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: Almanya Sendromu denen hastalık hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap: Genellikle yurt dışına işçi olarak çalışmak üzere giden yurttaşlarımızda ve onların yurtta bıraktıkları eşlerinde görülen fonksiyonel mide-barsak rahatsızlığıdır. Daha ziyade Almanya'da çalışanlar ve Türkiye' deki eşlerinde görüldüğü için Almanya sendromu adı verilmiştir.

Soru: Hastalık ilk defa ne zaman ve kim tarafından ortaya atıldı?

Cevap: Hastalık 1975 yılında Ege Üniversitesi Gastroenteroloji Kliniği Direktörü Prof. Dr. Namık Kemal Menteş tarafından ortaya atılmıştır. Yurt dışına kitle halinde işçi gidimi ile hem yurt dışına uzun süre çalışmaya gidenlerde, hem de eşlerin de 1970’li yıllardan sonra bu rahatsızlık hızla ortaya çıkmaya başlamıştır. İşçiler en ağır koşullarda çalıştıkları gibi, daha fazla para biriktirmek hırsı içinde beslenmeye dikkat etmiyor. Cinsel dürtüler olağanüstü çaba sarf edilerek baskı altında tutuluyor. Cinsel ilişki kurdukları zaman suçluluk duygusu içine giriyorlar. Bunun sonucunda fonksiyonel mide - barsak rahatsızlığı ortaya çıkıyor.

Soru: Hastalar bu rahatsızlıklarının nedenlerini biliyorlar mı, tutumları ne oluyor?

Cevap: Bu bozukluklar başlayınca telaşlanmalar, kaygı, üzüntü ve korkular hatta paniğe kapılmalar ortaya çıkmakta. Sağlık sigortası bakımından kendilerine her türlü imkan sağlandığı halde, dil bilmediklerinden, içe kapanıklık ve derdini anlatamama yüzünden rahatsızlıklarının çok ağır bir devreye girdiğini zannetmekteler. Çok ağır hastalığa tutuldukları düşüncesiyle de yurda geldiklerinde, kendilerince veya duydukları en iyi doktora giderek, gerekli veya gereksiz her türlü incelemenin yapılmasını istemektedirler. Yurt içinde de sağlık sigortaları olduğu halde özel doktorları tercih ederek maddi hiçbir fedakarlıktan kaçınmamaktadırlar. Bu vatandaşlar muayenehanelere geldiklerinde çok sık giyimlerinden, hal ve hareketlerinden, kuşkulu, korkulu ve üzüntülü hallerinden tecrübeli hekimlerce hemen anlaşılmaktadır. Muayene sonunda hiçbir hastalıklarının olmadığını, bu şikayetlerin sıkıntı ve stresten ileri geldiğinin söylenmesi üzerine büyük bir memnuniyet duyuyorlar.

Soru: Yurt dışındaki işçilerimizin eşlerinin şikayetleri neler oluyor?

Cevap: Kocasının yurt dışına para kazanmak için gittiğine içtenlikle inanmalarına rağmen büyük bir kıskançlık hissi içindedirler. Eşlerinin gerçek anlamda fiziksel ve ruhsal olarak özlemini çekerler. Kocasının koruyucu desteği ortadan kalkmıştır. Bu nedenle tedirginlik ve güvensizlik içine girerler. Kocası gidince çocuk ve evin diğer sorumlulukları kadının üzerine kalmıştır. Köyünde veya çevresinde anne ve babasının, kaynana ve kaynatasının ve komşularının baskısı altındadır. Bu baskı altında ailesine çok sıkı bağlılıktan kaynaklanan girift ve izah edilemez, kocasını hayali olarak aldattığının uyandırdığı suçluluk duygusu içerisine girerler. Tüm bunların sonucunda aslında olmayan bir takım fonksiyonel rahatsızlık içine girerler.

Soru: Hastalığın tedavisi yalnızca hastaya hiçbir rahatsızlığı olmadığını söylemek midir?

Cevap: Evet, Almanya Sendromu bir Almanya dramı şeklinde başlar, eşlerin yeniden bir araya gelmesiyle rahatsızlıkta ortadan kalkar.

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *