SODEP yöneticileri «Demokrasi» panelinde konuştu:
Bir konuşmacı, ANAP’ın dört eğiliminden sadece ikisinin kaldığını, şimdi tepede iki eğilimin kavgasının sürdüğünü vurguladı. Şimdi ANAP’ı eski sağcı militanların yönettiğini söyleyen başka bir konuşmacı da: "Bunu en iyi Gaziantepliler bilir” dedi.
Sosyal Demokrasi Partisi Gaziantep'te 10 Mart pazar günü “Sosyal Demokrasi, İşçi Sorunları ve SODEP'in önerileri” konulu bir panel düzenledi. Tek kulüpte yapılan panelin açış konuşması SODEP Gaziantep il başkanı Bahaaddin Bozgeyik tarafından yapıldı. Panele konuşmacı olarak genel başkan yardımcısı Muzaffer Saraç ve partinin merkez karar yönetim kurulu üyeleri Mustafa Timisi, Kamer Genç, Mustafa Gündeşlioğlu, Mehmet Moğoltay, Kemal İnan katıldı. Paneli merkez karar yönetim kurulu üyesi Tevfik Çavdar yönetti. Panelin açış konuşmasını yapan il başkanı Bahaeddin Bozgeyik, panelin merkez karar yönetim kurulu ve il yönetimi tarafından ortaklaşa hazırlandığını belirterek, “Sosyal demokrasi, birbirine bağlı halkalardan oluşan bir mantık zinciridir. Sosyal demokraside toplum çıkarları kişi çıkarlarından önde gelir” dedi. Bozgeyik SODEP'in 25 mart yerel seçimlerinde yüzde 23.4 oranında oy alarak iktidara yakın bir parti haline geldiğini ve iktidarın ekonomik istikrar tedbirleri adı altında anormal zamlar yaptığını, SODEP'in bu yanlış ekonomik politikanın tam tersi bir yol izleyeceğini belirtti.
Paneli yöneten Tevfik Çavdar ise «Uygulanan ekonomik politika tüm halkımızı yoksulluk girdabına bırakmıştır. Selamla rüşveti özdeşleştirmiş durumdayız» dedi.
İlk konuşmacı Mustafa Gündeşoğlu «6 kasım seçimlerine değinerek, demokrasinin noksan ve yasaklı uygulandığına değinerek, iktidar olan partinin yapısına değinerek «Dört eğilim deniyordu, dört eğilim kayboldu gitti, şimdi iki eğilimin tepede kavgası var. ANAP'ı eski sağcı militanlar yönetiyor bunu da en iyi Gaziantepliler bilir. Ankara, İzmir ve İstanbul il başkanları örneğinde olduğu gibi sermaye şirketlerinin başkanları ANAP içinde yer alıyorlar.» dedi. Gündeşoğlu Aydınlar Ocağına da değinerek bu ocağın perde gerisinde olduğunu bazı Antep doğumlu bazısı Antep’te görevli yöneticiler bu ocağın içinde yetişmişlerdir. Halk, işçi, esnaf, küçük sanayici politika dışına itilirken politika yapmaması gereken iş adamları ve kamu görevlileri vardı» dedi.
Gündeşoğlu bugün Türkiye'deki demokrasinin halk demokrasisi değil holding demokrasisi olduğunu savundu. Bir ülkede yargı organları bağımsız değilse, özel mahkemeler kurulabiliyorsa ve özerk bir TRT iktidarın sesi haline gelmişse o ülkede demokrasi yoktur» dedi. Mayınlı bir sahayı temizlemeye çalışıyoruz. Bu iktidarın enflasyonu aşağı çekmek, paranın değerini yükseltmek, ödemeler dengesini kapatmak vaadiyle iş başına gelmişti. Oysa vatandaşa zam zam türküsünü söylettiler. Faizler arttı, paramız pul oldu, bilenler doların yıl sonuna kadar 750 lira olacağını söylüyorlar. Hırsızlık, rüşvet meşrulaştı. Senetler protesto oldu, iflaslar çoğaldı, Kozanoğlu Çavuşoğlu firmasına ait Hisarbank ve Odibank, Koç holdinge ait, Asilçelik, Kemal Derinkök'e ait işçi kredi bankası ve diğerlerini kurtarmak için 350 milyar lira ödendiğini savundu.
Konuşmacılardan Mehmet Moğoltay işçi sorunlarına değinerek SODEP'in bu konuda yapacaklarını anlattı emeğin ve emekçinin bu kadar ezildiği bir dönem olmamıştır diyerek SODEP iktidarın da emek yücelecek, insan insanı ezmeyecek tir. Başbakan «isçilerin sorunları olduğuna katılmıyorum» diyor. Güllük gülistanlık gösterilen bu ülkede işçilerimiz perişan durumdadır. Ülkemizin ve sendikamızın karşı karşıya bulunduğu sorunların kaynağı 24 ocak kararlarıdır. Çünkü bu politikada sendikaların yeri yoktur. Yeni çıkan yasalarla sendikalar üzerinde yoğun bir denetim kurulmuştur. Yeni sendika yasasında her çalışan sendikaya üye olamıyor. Memurların sendika hakkı olmadığına dikkat çeken Moğoltay, SODEP iktidarında memurlarda sendikal hakka kavuşacaktır» dedi.
Merkez karar yönetim kurulu üyesi Kamer Genç il ve ilçeler de yapılan 16. panel olduğunu belirterek, 1961 anayasası insanı zulme karşı kendisini müdafaa etmesine olanak tanıyordu. Bundan rahatsız olan iş çevreleri vardı. Özal hükümeti bu devleti sıkıyönetim olmadan idare edemeyecektir. Çünkü hükümet holdinglerin elindedir işçi ve köylünün yanında değildir» dedi.