ANASAYFA arrow right Güncel

Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor

Akademik liyakat yerine yandaşlık,  özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor
YAYINLAMA: 27 Mayıs 2025 / 20.14
GÜNCELLEME: 27 Mayıs 2025 / 20.14

Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şubesi, yükseköğretimin, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin, düşünce özgürlüğünün ve gençliğin geleceğinin gasp edildiğini belirtti

Şube Başkanı Ali Arpat, ‘’Üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor. Üniversiteler apartman dairelerine sıkıştırılmış; akademik kadrolar bilimsel başarıya değil, siyasi yakınlığa göre belirleniyor. Gençlerimiz nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerimiz özgür bilim üretme ortamından mahrum bırakılıyor’’ eleştirisini yaptı.
2 milyondan fazla genç, üniversite eğitimini ekonomik nedenlerle yarıda bıraktı

2024-2025 verilerine göre, 129’u devlet, 79’u vakıf olmak üzere 208 üniversitede, 185 bini aşkın akademik personel ve 6.8 milyon öğrencinin bulunduğunu ancak dev sistemin artık eğitim ve bilim üretme işlevini yitirdiğinin altını çizdi. ‘’Vakfı dahi olmayan vakıf üniversiteleri, bir kampüsü dahi olmayan apartman üniversiteleri adeta birer ticarethane mantığı ile işletilmekte ve diploma pazarlayan kurumlar haline geldi. Reklam bütçeleri AR-GE harcamalarını geçen bu kurumlar, akademik ciddiyeti zedeliyor. Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakıldı. 2015-2023 yılları arasında 2 milyondan fazla genç, üniversite eğitimini ekonomik nedenlerle yarıda bıraktı. Mezun olan gençler ise mezuniyet sonrası işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalıyor’’ ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi üniversitelerin bütçesinden fazla

2025 yılında devlet üniversitelerine ayrılan toplam bütçenin 487 milyar TL olduğunu kaydeden Arpat, ‘’Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan bütçe ise 130 milyar TL. Üniversitelerimizin birçoğu teknik donanım, kütüphane, laboratuvar, derslik, yurt ve kampüs açısından yetersiz. Bilimsel üretimin temel unsuru olan araştırma ve kongre katılım imkanları, bütçe yetersizliği nedeniyle sekteye uğradı. Bu tablo ülkenin bilime değil, itaate yatırım yaptığını açıkça gösteriyor. 2016'da URAP sıralamasında ilk 1000'de yer alan üniversite sayımız 18 iken, bu sayı 2023'te 9'a düştü’’ şeklinde konuştu.

Türkiye bilimsel yayın kalitesi açısından birçok Orta Doğu ülkesinin gerisinde
Türkiye’nin bilimsel yayın kalitesi açısından birçok Orta Doğu ülkesinin bile gerisinde yer aldığını sözlerine ekleyen Arpat, ‘’Üniversitelerimiz adeta liseden hallice yapılara dönüştü. Akademik ve mali özerkliği olmayan, rektörler eliyle eşe dosta akademik unvan dağıtılan yerler oldu. Bu politikalar birkaç yıl daha sürdürülürse Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke Türkiye üniversitelerinden mezun olanlara denklik belgesi vermeyecek. Bunun küresel ekonomide karşılığı, gençlerimizin ellerindeki diplomalarla yurt dışında çalışamamaları olacak’’ açıklamasını yaptı.

Üniversiteler, liyakat yerine iktidara bağlılık esasına dayalı olarak atanan yöneticiler eliyle adeta siyasallaştırıldı

Üniversitelerin, liyakat yerine iktidara bağlılık esasına dayalı olarak atanan yöneticiler eliyle adeta siyasallaştırıldığını, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin engellenmeye çalışıldığı kurumlar haline getirildiğini sözlerine ekleyen Başkan Arpat, ‘’Söyleşi, anma, eğlence gibi etkinlikler bile çağdışı gerekçelerle yasaklanırken, iktidarın sırtını sıvazladığı gerici yapılar üniversitelerde hakim hale getirildi. 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunarak pedofiliyi meşrulaştıran Nurettin Yıldız isimli sapkının üniversitelerde konuşturulması, bu ülkenin eğitim sisteminin nasıl bir çöküş içinde olduğunu tescillenmesi oldu’’ dedi.

Ülkenin en başarılı öğrencilerini haklarını aradıkları  için tutuklamanın hiçbir meşru gerekçesi olamaz

Arpat, ‘’Disiplin ve soruşturmalarla cezalandırılan öğrenciler üniversiteden ve KYK yurtlarından uzaklaştırılıyor, haksız yere tutuklanıyor ve eğitim hakları ellerinden alınıyor. İktidar eliyle atanmış rektörlerin, üniversite kampüslerine polisin girmesine izin vermesi; öğrencilere şiddet uygulanması kabul edilebilir bir durum değil. AKP iktidarı kendisine boyun eğmeyen, itaat etmeyen üniversite öğrencilerini adeta düşman olarak görüyor. Bu ülkenin en başarılı öğrencilerini haklarını aradıkları için tutuklamanın hiçbir meşru gerekçesi olamaz’’ değerlendirmesini yaptı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *