Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Çözüm Süreciyle yapmak istediğimiz şey, bir daha Türkiye’yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde, etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir ” dedi.
Başbakan Davutoğlu, Konya’nın Karapınar İlçesi’nde Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi’nin açılışında konuştu. Çanakkale Zaferi’ne işaret ederek, anmaların önemli olduğunu, ancak bu anmaların bir süre sonra içi boşaltılarak sadece hissi bir ortamın yaşanması üzerinden formel törenler haline dönüşebileceğini ifade eden Davutoğlu, kendilerinin Çanakkale Savaşı’ndan ve İstiklal Marşı’ndan aldıkları ilhamı bugüne ve geleceğe taşıdıklarını ifade etti. Çanakkale Savaşı ve İstiklal Marşı ruhunu bugüne taşımak, ebedi istiklali sağlamak için savunma sanayinin güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Davutoğlu, “Milletlerin kahramanlıkları onların tarih üzerinde büyük bir hürmetle anılmasını sağlar ama bekalarını sağlayamayabilir. Milletlerin kaderini tayin edecek olan kahramanlıkları yanında o kahramanlığa taçlandıracak olan teknolojik altyapıya sahip olmalarıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin savunma sanayini geliştirme konusunda önemli aşamalar kat ettiğini bunun da en çarpıcı örneğinin Aselsan olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları dedi:
“Türkiye, konvansiyonel harp teknolojisinde bağlamında dünyanın en önemli güçlerinden biridir. Bu anlamda da konvansiyonel tehdide karşı en caydırıcı kapasiteye sahiptir.Ancak füze ve roket alanında bütün bu konvansiyonel tabloyu tamamlayacak yeni bir altyapıya ihtiyaç var. NATO bünyesinde sahip olduğumuz kapasitenin ötesinde milli kapasitemizin de bu anlamda geliştirilmesi lazım.Çevremizdeki istikrarsızlıklar bize açık bir şekilde gösterdi ki Türkiye füze teknolojisi geliştirmek durumundadır, uzay teknolojisini geliştirmek durumundadır. Eğer önümüzdeki yüz yılda bekamızı teminat altına alacaksak mutlaka füze teknolojisinde, uzay teknolojisinde dünyanın en önemli altyapılarından birine sahip olmak durumundayız.”
Bu nedenle hazırlıkları tamamlanmak üzere olan Uzay Ajansı ile ilgili yasayı da en kısa zamanda TBMM’ye sevk etmeye kararlı olduklarını ifade eden Davutoğlu, “Artık orduların sayısal büyüklüğü kadar önemli olan teknolojik kapasitesi. Bu teknolojiye sahip olmak aslında savaşmadan savaşı kazanmak anlamına gelir, çünkü caydırıcılık karşı tarafa gerekli mesajı verir.Bugün burada bu caydırıcılığın uygulama merkezinde gözlenecek önemli alt yapılara şahit oluyoruz. Uygulama merkezi ziyaret edenleri, uygulama merkezindeki tatbikatlara katılacak yabancı dost asker unsurları ve silahlı kuvvet unsurlarını da hayranlıkla izleyecekleri bir alt yapı niteliği taşıyacaktır. 5 km genişliğinde, 40 km uzunluğunda, karadan karaya atılabilecek bütün roket ve füzeleri de test edebileceğimiz bir çalışmadan bahsediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin jeopolitik kıymet bakımından altın değerinde olduğunu, altın değerindeki toprağı korumanın da kudretli bir iradeyle olacağını söyleyen Davutoğlu, bu kudreti temin edecek temel hususun da, ülkenin iç siyasi yapısının hiçbir ayrımcılığa dayanmayan ortak vatandaşlık bilinciyle tahkim edilmesi olduğunu vurguladı. Davutoğlu şöyle devam etti:
“Bugünlerde üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız Çözüm Süreci böyle bir stratejik vizyonun eseridir. Çözüm Süreciyle yapmak istediğimiz şey, bir daha Türkiye’yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde, etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir. Dolayısıyla stratejik vizyonumuzun hem bu zor coğrafyada ülkemizi ayakta tutan jeopolitik altyapısını doğru kavramamız hem de Çanakkale Savaşı’nda yan yana duran, omuz omuza şehadete yürüyen bu milletin evlatları arasında herhangi bir ayrımcılık, bölücülük yapma niyetinde olanlara fırsat verilmemesi gerekir. Bu anlamda Türkiye sivil ve demokratik yapısıyla askeri kudretini birleştirmiş. Bu ateş çemberi içinde istikrarını korumuş bir ülkedir.”
Ekonomik kudret ile askeri kudretin yan yana yürüyeceğini savunan Davutoğlu, “Çanakkale Savaşı’ndan sonra eğer Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmişsek, bunda bizim askeri yetersizliğimiz değil dış borçlarla kemirilen bir ülkenin Düyun-u Umumiye arka planı vardır. Kendi silahını, tankını, uçağını, gemisini bir ülkenin kaderi o tankı, uçağı kim yapıyorsa o ülkenin elinde olur” dedi. IMF borcunun ödenmesiyle aslında Türkiye’nin istiklalini kazandığını ifade eden Davutoğlu, bir başka önemli konusunun ise siyasi istikrar olduğunu söyledi. Türkiye’nin askeri alanda artık kendi güvenliğini, bekasını teminat altına almak için hibeye muhtaç olmadığını, bir daha da hibeye muhtaç olmayacağını belirten Davutoğlu, aksine gerektiğinde hibe verebilen, askeri teçhizatlar konusunda başka ülkelere katkı bir ülke olduğunu kaydetti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Arınç-Gökçek kavgası hakkında ilk kez konuştu. Davutoğlu, yapılan her iki açıklamanın da yanlış olduğunu vurgularken, “Dün Başbakan Yardımcımız Arınç ile görüştüm, bugün de Gökçek ile görüşeceğim” dedi.
Davutoğlu, Karapınar'daki Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi’nin açılışı sonrası soruları yanıtladı.
Arınç-Gökçek kavgası hakkında konuşan Davutoğlu, “AK Parti kuralları belli bir zemine oturmuş bir partidir, atılacak adımlar hiç tereddütsüz atılır” dedi.
Davutoğlu, ayrıca “Partinin disiplinini, itibarını zedeleyecek her türlü polemik gerekli işlemlere tabii tutulacaktır. Dün yapılan her iki açıklama da yanlıştır.Dün Başbakan Yardımcımız Arınç ile görüştüm, bugün de Gökçek ile görüşeceğim.Gerekli uyarılarda bulundum, bulunacağım” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu ayrıca, “Dün gece Sayın Cumhurbaşkanımız ile aile sohbetinde bir aradaydık. Buluşmamız olağanüstü bir durum değildir” dedi.ANKA
Başbakan Davutoğlu, Konya’nın Karapınar İlçesi’nde Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi’nin açılışında konuştu. Çanakkale Zaferi’ne işaret ederek, anmaların önemli olduğunu, ancak bu anmaların bir süre sonra içi boşaltılarak sadece hissi bir ortamın yaşanması üzerinden formel törenler haline dönüşebileceğini ifade eden Davutoğlu, kendilerinin Çanakkale Savaşı’ndan ve İstiklal Marşı’ndan aldıkları ilhamı bugüne ve geleceğe taşıdıklarını ifade etti. Çanakkale Savaşı ve İstiklal Marşı ruhunu bugüne taşımak, ebedi istiklali sağlamak için savunma sanayinin güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Davutoğlu, “Milletlerin kahramanlıkları onların tarih üzerinde büyük bir hürmetle anılmasını sağlar ama bekalarını sağlayamayabilir. Milletlerin kaderini tayin edecek olan kahramanlıkları yanında o kahramanlığa taçlandıracak olan teknolojik altyapıya sahip olmalarıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin savunma sanayini geliştirme konusunda önemli aşamalar kat ettiğini bunun da en çarpıcı örneğinin Aselsan olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları dedi:
“Türkiye, konvansiyonel harp teknolojisinde bağlamında dünyanın en önemli güçlerinden biridir. Bu anlamda da konvansiyonel tehdide karşı en caydırıcı kapasiteye sahiptir.Ancak füze ve roket alanında bütün bu konvansiyonel tabloyu tamamlayacak yeni bir altyapıya ihtiyaç var. NATO bünyesinde sahip olduğumuz kapasitenin ötesinde milli kapasitemizin de bu anlamda geliştirilmesi lazım.Çevremizdeki istikrarsızlıklar bize açık bir şekilde gösterdi ki Türkiye füze teknolojisi geliştirmek durumundadır, uzay teknolojisini geliştirmek durumundadır. Eğer önümüzdeki yüz yılda bekamızı teminat altına alacaksak mutlaka füze teknolojisinde, uzay teknolojisinde dünyanın en önemli altyapılarından birine sahip olmak durumundayız.”
Bu nedenle hazırlıkları tamamlanmak üzere olan Uzay Ajansı ile ilgili yasayı da en kısa zamanda TBMM’ye sevk etmeye kararlı olduklarını ifade eden Davutoğlu, “Artık orduların sayısal büyüklüğü kadar önemli olan teknolojik kapasitesi. Bu teknolojiye sahip olmak aslında savaşmadan savaşı kazanmak anlamına gelir, çünkü caydırıcılık karşı tarafa gerekli mesajı verir.Bugün burada bu caydırıcılığın uygulama merkezinde gözlenecek önemli alt yapılara şahit oluyoruz. Uygulama merkezi ziyaret edenleri, uygulama merkezindeki tatbikatlara katılacak yabancı dost asker unsurları ve silahlı kuvvet unsurlarını da hayranlıkla izleyecekleri bir alt yapı niteliği taşıyacaktır. 5 km genişliğinde, 40 km uzunluğunda, karadan karaya atılabilecek bütün roket ve füzeleri de test edebileceğimiz bir çalışmadan bahsediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin jeopolitik kıymet bakımından altın değerinde olduğunu, altın değerindeki toprağı korumanın da kudretli bir iradeyle olacağını söyleyen Davutoğlu, bu kudreti temin edecek temel hususun da, ülkenin iç siyasi yapısının hiçbir ayrımcılığa dayanmayan ortak vatandaşlık bilinciyle tahkim edilmesi olduğunu vurguladı. Davutoğlu şöyle devam etti:
“Bugünlerde üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız Çözüm Süreci böyle bir stratejik vizyonun eseridir. Çözüm Süreciyle yapmak istediğimiz şey, bir daha Türkiye’yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde, etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir. Dolayısıyla stratejik vizyonumuzun hem bu zor coğrafyada ülkemizi ayakta tutan jeopolitik altyapısını doğru kavramamız hem de Çanakkale Savaşı’nda yan yana duran, omuz omuza şehadete yürüyen bu milletin evlatları arasında herhangi bir ayrımcılık, bölücülük yapma niyetinde olanlara fırsat verilmemesi gerekir. Bu anlamda Türkiye sivil ve demokratik yapısıyla askeri kudretini birleştirmiş. Bu ateş çemberi içinde istikrarını korumuş bir ülkedir.”
Ekonomik kudret ile askeri kudretin yan yana yürüyeceğini savunan Davutoğlu, “Çanakkale Savaşı’ndan sonra eğer Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmişsek, bunda bizim askeri yetersizliğimiz değil dış borçlarla kemirilen bir ülkenin Düyun-u Umumiye arka planı vardır. Kendi silahını, tankını, uçağını, gemisini bir ülkenin kaderi o tankı, uçağı kim yapıyorsa o ülkenin elinde olur” dedi. IMF borcunun ödenmesiyle aslında Türkiye’nin istiklalini kazandığını ifade eden Davutoğlu, bir başka önemli konusunun ise siyasi istikrar olduğunu söyledi. Türkiye’nin askeri alanda artık kendi güvenliğini, bekasını teminat altına almak için hibeye muhtaç olmadığını, bir daha da hibeye muhtaç olmayacağını belirten Davutoğlu, aksine gerektiğinde hibe verebilen, askeri teçhizatlar konusunda başka ülkelere katkı bir ülke olduğunu kaydetti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Arınç-Gökçek kavgası hakkında ilk kez konuştu. Davutoğlu, yapılan her iki açıklamanın da yanlış olduğunu vurgularken, “Dün Başbakan Yardımcımız Arınç ile görüştüm, bugün de Gökçek ile görüşeceğim” dedi.
Davutoğlu, Karapınar'daki Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi’nin açılışı sonrası soruları yanıtladı.
Arınç-Gökçek kavgası hakkında konuşan Davutoğlu, “AK Parti kuralları belli bir zemine oturmuş bir partidir, atılacak adımlar hiç tereddütsüz atılır” dedi.
Davutoğlu, ayrıca “Partinin disiplinini, itibarını zedeleyecek her türlü polemik gerekli işlemlere tabii tutulacaktır. Dün yapılan her iki açıklama da yanlıştır.Dün Başbakan Yardımcımız Arınç ile görüştüm, bugün de Gökçek ile görüşeceğim.Gerekli uyarılarda bulundum, bulunacağım” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu ayrıca, “Dün gece Sayın Cumhurbaşkanımız ile aile sohbetinde bir aradaydık. Buluşmamız olağanüstü bir durum değildir” dedi.ANKA