-Tahminlere göre küresel ekonomi bu yıl yüzde 2.8 büyüyecek, tahmin Ocak tahminine göre yüzde 0.2 daha düşük oldu. DB gelecek yıl için yüzde 3.3 ve 2017 için yüzde 3.2 olan büyüme tahminlerini değiştirmedi.
-DB ABD için yüzde 2.7 ve yüzde 2.8 olan 2015-2016 tahminlerini de Ocak ayına göre aşağı yönlü revize etti. Avro bölgesi için bu yıl yüzde 1.5, gelecek yıl yüzde 1.8 büyüme öngörülen raporda tahminler yükseltilmiş oldu.
Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Türkiye’de merkez bankalarının 2015’te ekonomik aktiviteyi desteklemek üzere faiz oranlarında kesintiye gittiği belirtilen raporda “Bununla birlikte petrol ithal eden ülkelerde (özellikle dış borç stoğu hızla artan Türkiye gibi) faiz indirimlerinin, ABD para politikasında tedrici normalleşme sürerken sona ermesi gerekebilir” denildi.
DB, Bengladeş, Türkiye, Nijerya gibi bazı ülkelerde politika belirsizliğinin yatırım üzerinde ağırlığını gösterdiğini belirtti. Petrol fiyatlarında düşüşe karşın çekirdek enflasyonun Mısır, Brezilya, Endonezya, Nikaragua, Güney Afrika, Tunus ve Türkiye gibi petrol ihraç eden ülkelerde yüksek kaldığını kaydeden DB, “Bazı gelişmekte olan ülkelerde, ülke CDS’leri şimdiden benzer oranlanmış ülkelerdekilerin ötesinde yükseldi (Brezilya, Kazakistan, Türkiye, Güney Afrika.) Yani risk kısmen beklense de, kredi derecelendirmelerinde bir düşüş yeniden fiyatlamayı tetikleyebilir” ifadesi yer aldı. DB raporunda Türkiye hakkındaki değerlendirmeler şöyle devam etti:
“-Doğu Avrupa’da düşük petrol fiyatı, politika faizleri tarihi düşük seviyesindeyken merkez bankalarının mücadele ettiği deflasyonist baskılara yenisini ekledi. Bununla birlikte geleceğe bakıldığında daha sıkı küresel finansman koşulları ve ılımlı sermaye akışları, özellikle hızla artan dış borç stoku bulunan yükselen piyasalarda (Türkiye, Güney Afrika) politika manevrası için ortamı sınırlayabilir.
-Güney Afrika bazı aktif emek piyasası politikalarını uygulamaya koydu. Türkiye enerji şirketlerinin özelleştirilmesinde ilerleme sağladı ve Ruanda bir dizi lisanslama ve tescil koşulunu azalttı.
-G20’lerde reformların ülkelere özgü sıralanması gerekiyorsa da birkaç kategoriye ayrılabiliyor.
Reformlar özellikle enerji ve ulaştırmada altyapı darboğazlarının hafifletilmesini; eğitimde iyileşme sağlanmasını; emek piyasasında düzenlemeler yapılmasını ve kadınların katılımının artırılmasını; rekabetin geliştirilmesini; yönetimsel yüklerin hafifletilmesini; özel ve çok taraflı finansmana erişimin iyileştirilmesini; ticaret önündeki engellerin azaltılmasını ve bölgesel entegrasyonların kolaylaştırılmasını; enerji sübvansiyonlarının düzenlenmesini içeriyor. Bu reformlar yardımcı olabilir fakat büyümenin kompozisyonunu tüketim dışına kaydırmak için (Brezilya, Filipinler, Türkiye), yatırım dışına kaydırmak için (Çin) ya da doğal kaynaklar dışına kaydırmak için (birçok hammadde ihraç eden ülkeler) diğer reformlarla tamamlanmasına ihtiyaç var.
-Yapısal politika zayıflıkları: Özel sektör ve emek piyasaları üzerindeki yapısal kısıtlamalar Büyük Resesyon sonrası istihdam beklentileri için risk yaratıyor. Özel sektör istihdam yaratmanın ana motoru: 1995-2005 süresince Brezilya, Filipinler ve Türkiye’de istihdamın yüzde 90’ından fazlasını özel sektör yarattı. Küçük ve orta boy işletmeler kayıtlı sektörün yüzde 60’ından fazlasını istihdam ediyor”
-DÜNYADA DURUM-
Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelerin bu yıl boyunca bir dizi ciddi zorlukla karşılaşacağını bildirdi. Bunlar arasında daha yüksek borçlanma maliyetlerinin başgöstermesi beklentisini sayan DB, 2015’in büyüme açısından dördüncü hayalkırıklığının yaşandığı bir yıl olacağını bildirdi.
Tahminlere göre küresel ekonomi bu yıl yüzde 2.8 büyüyecek, tahmin Ocak tahminine göre yüzde 0.2 daha düşük oldu. DB gelecek yıl için yüzde 3.3 ve 2017 için yüzde 3.2 olan büyüme tahminlerini değiştirmedi.
DB ABD için yüzde 2.7 ve yüzde 2.8 olan 2015-2016 tahminlerini de Ocak ayına göre aşağı yönlü revize etti. Avro bölgesi için bu yıl yüzde 1.5, gelecek yıl yüzde 1.8 büyüme öngörülen raporda tahminler yükseltilmiş oldu. ANKA
-DB ABD için yüzde 2.7 ve yüzde 2.8 olan 2015-2016 tahminlerini de Ocak ayına göre aşağı yönlü revize etti. Avro bölgesi için bu yıl yüzde 1.5, gelecek yıl yüzde 1.8 büyüme öngörülen raporda tahminler yükseltilmiş oldu.
Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Türkiye’de merkez bankalarının 2015’te ekonomik aktiviteyi desteklemek üzere faiz oranlarında kesintiye gittiği belirtilen raporda “Bununla birlikte petrol ithal eden ülkelerde (özellikle dış borç stoğu hızla artan Türkiye gibi) faiz indirimlerinin, ABD para politikasında tedrici normalleşme sürerken sona ermesi gerekebilir” denildi.
DB, Bengladeş, Türkiye, Nijerya gibi bazı ülkelerde politika belirsizliğinin yatırım üzerinde ağırlığını gösterdiğini belirtti. Petrol fiyatlarında düşüşe karşın çekirdek enflasyonun Mısır, Brezilya, Endonezya, Nikaragua, Güney Afrika, Tunus ve Türkiye gibi petrol ihraç eden ülkelerde yüksek kaldığını kaydeden DB, “Bazı gelişmekte olan ülkelerde, ülke CDS’leri şimdiden benzer oranlanmış ülkelerdekilerin ötesinde yükseldi (Brezilya, Kazakistan, Türkiye, Güney Afrika.) Yani risk kısmen beklense de, kredi derecelendirmelerinde bir düşüş yeniden fiyatlamayı tetikleyebilir” ifadesi yer aldı. DB raporunda Türkiye hakkındaki değerlendirmeler şöyle devam etti:
“-Doğu Avrupa’da düşük petrol fiyatı, politika faizleri tarihi düşük seviyesindeyken merkez bankalarının mücadele ettiği deflasyonist baskılara yenisini ekledi. Bununla birlikte geleceğe bakıldığında daha sıkı küresel finansman koşulları ve ılımlı sermaye akışları, özellikle hızla artan dış borç stoku bulunan yükselen piyasalarda (Türkiye, Güney Afrika) politika manevrası için ortamı sınırlayabilir.
-Güney Afrika bazı aktif emek piyasası politikalarını uygulamaya koydu. Türkiye enerji şirketlerinin özelleştirilmesinde ilerleme sağladı ve Ruanda bir dizi lisanslama ve tescil koşulunu azalttı.
-G20’lerde reformların ülkelere özgü sıralanması gerekiyorsa da birkaç kategoriye ayrılabiliyor.
Reformlar özellikle enerji ve ulaştırmada altyapı darboğazlarının hafifletilmesini; eğitimde iyileşme sağlanmasını; emek piyasasında düzenlemeler yapılmasını ve kadınların katılımının artırılmasını; rekabetin geliştirilmesini; yönetimsel yüklerin hafifletilmesini; özel ve çok taraflı finansmana erişimin iyileştirilmesini; ticaret önündeki engellerin azaltılmasını ve bölgesel entegrasyonların kolaylaştırılmasını; enerji sübvansiyonlarının düzenlenmesini içeriyor. Bu reformlar yardımcı olabilir fakat büyümenin kompozisyonunu tüketim dışına kaydırmak için (Brezilya, Filipinler, Türkiye), yatırım dışına kaydırmak için (Çin) ya da doğal kaynaklar dışına kaydırmak için (birçok hammadde ihraç eden ülkeler) diğer reformlarla tamamlanmasına ihtiyaç var.
-Yapısal politika zayıflıkları: Özel sektör ve emek piyasaları üzerindeki yapısal kısıtlamalar Büyük Resesyon sonrası istihdam beklentileri için risk yaratıyor. Özel sektör istihdam yaratmanın ana motoru: 1995-2005 süresince Brezilya, Filipinler ve Türkiye’de istihdamın yüzde 90’ından fazlasını özel sektör yarattı. Küçük ve orta boy işletmeler kayıtlı sektörün yüzde 60’ından fazlasını istihdam ediyor”
-DÜNYADA DURUM-
Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelerin bu yıl boyunca bir dizi ciddi zorlukla karşılaşacağını bildirdi. Bunlar arasında daha yüksek borçlanma maliyetlerinin başgöstermesi beklentisini sayan DB, 2015’in büyüme açısından dördüncü hayalkırıklığının yaşandığı bir yıl olacağını bildirdi.
Tahminlere göre küresel ekonomi bu yıl yüzde 2.8 büyüyecek, tahmin Ocak tahminine göre yüzde 0.2 daha düşük oldu. DB gelecek yıl için yüzde 3.3 ve 2017 için yüzde 3.2 olan büyüme tahminlerini değiştirmedi.
DB ABD için yüzde 2.7 ve yüzde 2.8 olan 2015-2016 tahminlerini de Ocak ayına göre aşağı yönlü revize etti. Avro bölgesi için bu yıl yüzde 1.5, gelecek yıl yüzde 1.8 büyüme öngörülen raporda tahminler yükseltilmiş oldu. ANKA