Zirve Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Selin Akyüz, cinsiyet kör olmayan bakış açısının meyvesi olan kota uygulamasıyla kadının karar mekanizmalarında daha etkin yer alacağını açıkladı.
Akyüz, AB üyesi ülkelerde uygulanan kota, pozitif ayrımcılık, ilkesinin Türkiye’de yaygın olarak uygulanmamasını kadını siyasette görünmez kılan ve onu engelleyen önemli bir yapısal engel olarak göstererek Batı demokrasisine işaret etti.
“Hem partiler düzeyinde, hem de siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak olan pozitif ayrımcılık düzenlemeleri kadın katılımını arttırdı. Batı demokrasileri meclis kotası, mecliste belli sayıda sandalyenin kadınlara ayrılması, liste kotası, ayrı kadın aday listelerinin çıkması sıra kotası, fermuar, sıraya bir kadın bir erkek aday konması gibi farklı kota yöntemleri uygulayarak özellikle siyasete giriş aşamasındaki zorlukları ortadan kaldırabilmişlerdir” diye konuştu.
Siyasette kadınların erkeklerle eşit bir biçimde yer almasının öneminin altını çizen Akyüz, cinsiyet kör (gender blind) olmayan bakış açısının meyvesi olan kota uygulamasının etkin bir kolaylaştırıcı olarak kullanılmasıyla kadının karar mekanizmalarında daha etkin yer alacak bununla birlikte kadının önündeki temel yapısal engelin ortadan kalkacağını bildirdi.
Gelişme endeksinin gerisindeyiz
Birleşmiş Milletlerin gelişme göstergelerinden birisinin de İnsani Gelişme Endeksi olduğunu belirten Akyüz, bu endeksin toplumsal cinsiyete dayalı gelişme endeksini ölçerek kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikleri gözler önüne serdiğini aktardı.
Akyüz, “Her ne kadar Türkiye, Avrupa Birliği uyum yasaları ve demokratikleşme çabaları çerçevesinde geçen yıllar içerisinde adı geçen Endekste ilerleme kaydetmiş olsa da yayımlanan son rapor da göstermektedir ki Türkiye bu konuda ilerleme kaydetmelidir” dedi.
Kadının çalışma hayatına katılımı, sosyal hayatta yaşadığı eşitsizliklerin giderilmesi, aile içi şiddet gibi konularda son zamanlarda önemli adımlar atıldığını bildiren Akyüz, Türkiye’nin hala ciddi bir şekilde kadın-erkek eşitsizliği meselesi ile mücadele ettiğini söyleyerek. Bu konuda yapılacak ilerlemelerin somutluk kazanması ve meşru bir zemin bulması açısından TBMM’nin rolünün çok büyük olduğuna bu çerçevede kadının siyasete ve karar alma mekanizmalarına daha fazla katılım ve varlık göstermesinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği üzerinde durdu.
Akyüz, TBMM’deki milletvekillerinin sadece yüzde 14,2’sini kadınlardan oluştuğuna ve 26 Bakandan sadece birinin kadın olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Yerel yönetimlerde de tablo çok farklı değildir. 2924 belediye başkanının 26’sı kadındır. Kadının toplumsal bellekte yer etmiş olan evine en yakın yerde bulunan muhtarlıklar için de durum aynıdır. 34210 muhtardan sadece 65 tanesi kadındır. Kadının siyasetteki yetersiz temsilinin ve siyasete aktif olarak katılamamasının önündeki engellerin en belirleyicisi siyasetteki erkek egemen güç yapısı ve toplumsal cinsiyete dayalı hiyerarşidir denebilir.” Özer Karınca
Akyüz, AB üyesi ülkelerde uygulanan kota, pozitif ayrımcılık, ilkesinin Türkiye’de yaygın olarak uygulanmamasını kadını siyasette görünmez kılan ve onu engelleyen önemli bir yapısal engel olarak göstererek Batı demokrasisine işaret etti.
“Hem partiler düzeyinde, hem de siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak olan pozitif ayrımcılık düzenlemeleri kadın katılımını arttırdı. Batı demokrasileri meclis kotası, mecliste belli sayıda sandalyenin kadınlara ayrılması, liste kotası, ayrı kadın aday listelerinin çıkması sıra kotası, fermuar, sıraya bir kadın bir erkek aday konması gibi farklı kota yöntemleri uygulayarak özellikle siyasete giriş aşamasındaki zorlukları ortadan kaldırabilmişlerdir” diye konuştu.
Siyasette kadınların erkeklerle eşit bir biçimde yer almasının öneminin altını çizen Akyüz, cinsiyet kör (gender blind) olmayan bakış açısının meyvesi olan kota uygulamasının etkin bir kolaylaştırıcı olarak kullanılmasıyla kadının karar mekanizmalarında daha etkin yer alacak bununla birlikte kadının önündeki temel yapısal engelin ortadan kalkacağını bildirdi.
Gelişme endeksinin gerisindeyiz
Birleşmiş Milletlerin gelişme göstergelerinden birisinin de İnsani Gelişme Endeksi olduğunu belirten Akyüz, bu endeksin toplumsal cinsiyete dayalı gelişme endeksini ölçerek kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikleri gözler önüne serdiğini aktardı.
Akyüz, “Her ne kadar Türkiye, Avrupa Birliği uyum yasaları ve demokratikleşme çabaları çerçevesinde geçen yıllar içerisinde adı geçen Endekste ilerleme kaydetmiş olsa da yayımlanan son rapor da göstermektedir ki Türkiye bu konuda ilerleme kaydetmelidir” dedi.
Kadının çalışma hayatına katılımı, sosyal hayatta yaşadığı eşitsizliklerin giderilmesi, aile içi şiddet gibi konularda son zamanlarda önemli adımlar atıldığını bildiren Akyüz, Türkiye’nin hala ciddi bir şekilde kadın-erkek eşitsizliği meselesi ile mücadele ettiğini söyleyerek. Bu konuda yapılacak ilerlemelerin somutluk kazanması ve meşru bir zemin bulması açısından TBMM’nin rolünün çok büyük olduğuna bu çerçevede kadının siyasete ve karar alma mekanizmalarına daha fazla katılım ve varlık göstermesinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği üzerinde durdu.
Akyüz, TBMM’deki milletvekillerinin sadece yüzde 14,2’sini kadınlardan oluştuğuna ve 26 Bakandan sadece birinin kadın olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Yerel yönetimlerde de tablo çok farklı değildir. 2924 belediye başkanının 26’sı kadındır. Kadının toplumsal bellekte yer etmiş olan evine en yakın yerde bulunan muhtarlıklar için de durum aynıdır. 34210 muhtardan sadece 65 tanesi kadındır. Kadının siyasetteki yetersiz temsilinin ve siyasete aktif olarak katılamamasının önündeki engellerin en belirleyicisi siyasetteki erkek egemen güç yapısı ve toplumsal cinsiyete dayalı hiyerarşidir denebilir.” Özer Karınca