ANASAYFA arrow right Siyaset

Müdahale bölgesel ve mezhepsel savaşi tetikler

Müdahale bölgesel ve mezhepsel savaşi tetikler
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 03.59
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 03.59
Baluken, Türkiye'nin Suriye'ye yapılacak dış müdahaleden mutlaka elini çekmesi gerektiğinin altını çizdi.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Türkiye'nin Suriye'ye yapılacak dış müdahaleden mutlaka elini çekmesi gerektiğinin altını çizerek, "Suriye'ye yapılacak bir müdahalede Türkiye'nin bulunması büyük bir bölgesel ve mezhepsel savaşı tetikleyebilir. Çok ciddi kaygılarımız var. Bu konuda Türkiye dış politikasının bugüne kadar yaşadığı tüm iflaslardan ders çıkararak tamamen değişmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. 

TBMM'de bir basın toplantısı yapan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, ilk olarak "Türkiye'de bireye, topluma ve düşünceye karşı devlet ve devlet görevlilerinin korunması yaklaşımı Cumhuriyet kurulduğundan bu yana temel eğilim olmuştur" diyerek Bingöl'de 14 yaşındaki E.A.'ya yönelik cinsel istismar ve tecavüz davasına değindi.
Bu davada yargılanan 8 uzman çavuşun açık şekilde zan altında olduğunu iddia eden Baluken, "Hukuku, ahlakı ve vicdanı intihar ettiren bu karar sonrası Türkiye'nin dört bir yanından büyük toplumsal tepkiler yükselmiş, çeşitli medya araçları yoluyla ile söz konusu olay dünya gündemine girmiştir. Oluşan bu duyarlılık sonucunda bir uzman çavuş tutuklanmış. 3 Eylül'de yapılan davada ise o da serbest kalmıştır. Bu karar insanlık adına bir suç olarak tarihin kara sayfalarında yerini almıştır" dedi. 

Bu kararın Kürt ve Türk halkları açısından kabul edilemez olduğunu ifade eden Baluken, "Bu kararın verilmesinde ve Bingöl halkının infiale düşürülmek istenmesinde en büyük sorumlu AKP hükümetidir. AKP hükümeti yargı ile birlikte bu kararın mimarıdır" diyerek şöyle devam etti: "Bilinmelidir ki, cinsel taciz ve tecavüz ile yargılanan uzman çavuşların iş akitlerini feshettiren baskıyı uygulayan Kürt kadınları ve Türkiyeli kadınlar söz konusu yargı kararının geçersizliğini de ortaya koyacaktır. Bu dava aracılığı ile Türkiye halkları bir kez daha yüz yıllık devlet yaklaşımının iflas ettiğini ortaya koyarak E.A. adlı kız çocuğunu sahiplenecektir. Bizler Kadınların öncülüğünde bu yargısal sürecin takipçisi olacağımızı, Bingöl halkı, Kürt halkı ve Türkiye halkları ile birlikte demokratik tepkimizi ortaya koyacağımızı kamuoyuyla paylaşıyor, AKP hükümetini de söz konusu infial yaratan kararın geri alınması ve 8 uzman çavuşun tutuklanması hususunda üstüne düşüne yapmaya çağırıyoruz." 

Açıklamanın ardından sorulara da cevap veren Baluken, demokratikleşme paketine ilişkin kendilerine ulaşan bir şey olmadığını belirterek şunları söyledi: 
"Yeni bir şey öğrenemedik. Yaptığımız görüşmelerde yetkililerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın onayını beklediklerini söylediler. Böyle bir yaklaşım demokrasiye uygun değildir. 90 yıllık zihniyetin devam ettiği, seçim barajının tartışılmadığı, terörle mücadele kanunun dokunulmadığı bir demokratikleşme paketinin çok katkı sağlayacağını düşünmüyoruz. Önümüze bunlarla ilgili bilgi gelirse kamuyu ile paylaşırız. Biz bu çalışmaların tümümün halkın önünde şeffaf şekilde yapılmasını istiyoruz. Farklı kesimlerin, sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınarak ortaklaştırılmış bir şekilde yapılmasının uygun olduğunu düşünüyoruz. Ancak bugüne kadar hükümetin ve kabinenin de dışında sayın Başbakanın bilgisi dahilinde yürütülen bir süreçle karşı karşıyayız." 

Başörtü konusunda da partisinin görüşmelerini açıklayan Baluken, "Mecliste başörtülü milletvekillerinin bulunmasına ilişkin partimizin verdiği bir önerge de vardı. Bu önerge başta AKP olmak üzere diğer siyasi partilerce kabul görmedi. Biz başörtüsüne ilişkin görüşümüzü temel hak ve hürriyetler kapsamında en temel insan hakları olan inanç hakları kapsamında ele alıyoruz. Devletin bireyin inanç dünyasına müdahale hakkının bulunmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla mecliste başörgütülü milletvekili olması konusunda partimiz nettir. Ülkemizin demokratik çıtasının yükselmesi açısından değerlendirilebilir" dedi. 

Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmalarına ilişkin Baluken, "Biliyorsunuz ana dilde eğitimle ilgili bugüne kadar MHP ve CHP'nin direkt karşıdan muhalefet eden bir yaklaşımı vardı. Farklı anlamlara gelebilecek bazı çıkışları vardı. Zaman zaman Başbakan'ın çıkışları oldu. Genel olarak baktığımızda bu anadilde eğitime karşı çıkanlar, BM'nin uluslararası Türkiyeyi bağlayan sözleşmelerinin hiçbir evresel kriterlerini baz almıyor. Daha çok 90 yıllık tekçi anlayışının bugüne taşınmış olan savunma refleksiyle hareket ediyorlar. Bunu Türkçe'nin yada Türk kimliğinin yok edilmesine yönelik bir hareketmiş gibi anlatıyorlar. Bunun aşılması için arkadaşlarımız çeşitli formüller üzerinde çalışıyorlar. Türkçenin öğretilmesinin yanısıra, anadilde eğitiminde Anayasal güvence altına alınması için bir arayış içindeler" dedi. 

Suriye'ye müdahaleye ilişkin bir soruya da cevap veren Baluken, kesinlikle karşı olduklarını ifade ederek şunları söyledi:"Yine Türkiye'nin ve AKP'nin Suriye'ye yapılacak bir dış müdaheleden derhal elini çekmesi gerektiğini, krizin çıktığı ilk günden itibaren ifade ediyoruz. Bugün de aynı noktadayız. Suriye'ye yapılacak bir müdahalede Türkiye'nin bulunması büyük bir bölgesel ve mezhepsel savaşı tetikleyebilir. Çok ciddi kaygılarımız var. Bu konuda Türkiye dış politikasının bugüne kadar yaşadığı tüm iflaslardan ders çıkararak tamamen değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin Suriye dış politikası iktidardaki Bass rejimiyle, çeteci bir takım yapıların olmasıyla arayışının ötesinde olmalıdır. Suriye'deki halkların özgür bir gelecekle nasıl buluşacaklarının müzakere ve diyaloğ ile demokratik çözümü esas alan yeni dış politika ile şekillenmelidir. Bu nedenle de Suriye'ye yapılacak müdahaleni de her zaman karşısında olacağız. Hem Meclise Tezkere gelirse daha önce de ifade ettiğimiz gibi karşı oy kullanacağız. Hemde böylesi bir durum gündemleşirse de buna karşı kitlesel eylemlerle tepkimizi ortaya koyarız."SHA



İlginizi Çekebilir
Ankara'da tarihi gün: 6 muhalefet partisi liderleri imzayı attı
Ankara'da tarihi gün: 6 muhalefet partisi liderleri imzayı attı
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi genel başkanları, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' üzerine Ankara'da bir araya geldi. Liderler...
#Siyaset / 28 Şubat 2022
Altı muhalefet partisinin açıkladığı Mutabakat Metninde 25 kritik madde
Altı muhalefet partisinin açıkladığı Mutabakat Metninde 25 kritik madde
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi'nin aylardır süren “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmasında uzlaştıkları Mutabakat...
#Siyaset / 28 Şubat 2022
6 parti, parlamenter sisteme dönüş çalışmasını kamuoyu ile paylaşacak
6 parti, parlamenter sisteme dönüş çalışmasını kamuoyu ile paylaşacak
Ekim ayından bu yana hazırlığı devam eden metin 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde parlamenter sisteme dönüşün nedenleri anlatılacak.
#Siyaset / 27 Şubat 2022
DEVA Partisi’ne katıldılar
DEVA Partisi’ne katıldılar
Aslen Halfetili olan ve Şehitkamil ilçesinde ikamet eden Arslan ailesi 8 Şubat Mahallesinde bir salonda düzenlenen törenle AK Parti’den istifa ederek DEVA Partisi’ne katı...
#Siyaset / 18 Şubat 2022
6 partinin genel başkanları 12 Şubat'ta bir araya gelecek
6 partinin genel başkanları 12 Şubat'ta bir araya gelecek
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Güçlendirilmiş parlamenter sistemin son hali için Genel Başkanımızın daveti üzerine 6 partinin genel başkanları 12 Şubat Cumartesi günü bir aray...
#Siyaset / 06 Şubat 2022
Milletvekilleri, vatandaşın fatura sıkıntısını dile getirdi
Milletvekilleri, vatandaşın fatura sıkıntısını dile getirdi
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün partisinden bir grup milletvekiliyle gerçekleştirdiği kahvaltılı toplantının ana gündemi ekonomiydi...
#Siyaset / 04 Şubat 2022
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *