ANTEP’TE 1876 YILINDA KALORİFER BULUNAN BİNA
Hava soğuk ve karlı, en fazla ihtiyacımız olan şey:sıcaklık... Bırakınız odunu, artık ülkemizin kasabalarında bile doğalgaz var. Yakıt maddeleri çeşitlendi yani. Eğer, yeterli geliriniz varsa, imkanınıza göre tüm yakacak çeşitlerinden birini seçer ısınırsınız. Doğalgaz, özellikle temin edilmesindeki kolaylığı nedeni ile harika bir yakacak. Bu arada eşime, doğalgazın kirliliğini de sordum. Atmosferde sera gazı oluşmasına neden oluyor. Bu gaz da dünyayı ısıtıyor! Kötü yani... Diğer taraftan kömür yanınca, atmosfere partiküllerin yanısıra kükürt yayıyor, o daha kötü...
Bir de yazmazsam olmaz, ülkemizde ısı yalıtımı halen fazla fark edilmeyen teknik bir konu. Ben bizzat yaşıyorum. Eşim, yeni aldığımız eve, kendi konusu da olduğu için aklı başında yalıtım yaptırdı. Bu kadar soğuk havada bile, evin havası şahane... Diğer taraftan mevcut oturduğum evde, 15 sene evvel yapılan yalıtım olduğu, pencereler de çift cam inşa edildiği halde durum rezalet!
Ben size bu yazıda Antep’te 1876 yılında açılan Central Turkey College/Merkezi Türkiye Kolejin’de ki kalorifer sisteminden bahsetmek istiyorum.
Bugün Kolej Tepe olarak anılan tepede, rahmetli müze müdürü Sabahat Göğüş’ün dedesi Taha Efendi tarafından bağışlanan arazide yapılan Merkezi Türkiye Kolej’inde o zamanın şartlarında kalorifer sistemi yapılmıştı.
Kanadalı Gurney kardeşler tarafından 1868’den itibaren imal edilen kalorifer kazanları, mükemmel imalatlarıyla gerek Kanada içerisinde gerekse dışında çeşitli ülkelere satılıyordu. İşte bu kazanlardan birisi, misyonerler tarafından kurulan Merkezi Türkiye Kolejine de Amerika’dan gemi ile getirilmişti.
Gurney kardeşlerin imalat profiline bakınca insan şaşırıyor. 1868 yılından itibaren bakın neler imal etmişler: pişirme ocakları, sıcak su kazanları, soba boruları, vanalar, buhar kazanları ve buhar radyatörleri, metal evyeler, ekmek fırınları, dökümle yapılabilecek her türlü eşya, sıcak hava kazanları, vantilatörler, kilitler, tartı aletleri, bahçeye konulan metal vazolar, kapı askıları. Evet, liste uzayıp gidiyor, ben bu kadarını tercüme ettim.
Yanda fotoğrafını da gördüğünüz taa Kanada’dan getirilen Gurney kalorifer kazanı nereleri ısıtıyordu acaba? Okuduğum Kolej kaynaklarından çıkardığım sonuca göre, merkezdeki ana bina kalorifer ile ısıtılıyordu. Kolej binalarının bulunduğu kısmın bahçesi, Antep’ten çıkarılan krem rengi kireç taşıyla, yani yerel dilde keymık olarak isimlendirilen taşlarla çevrilmişti. Tüm binalar keymıkla yapılmıştı, ancak bazı binalarda “karataş” denilen aslen bazalt olan taşlar da yerleştirilip süs yapılmıştı. Binalar, genel olarak bodrum katının haricinde üç katlıydı.
Merkez binada, içerisinde öğrenciler için sıraların da bulunduğu geniş dersliklerin yanısıra, yatılı bölümü için gerekli düzenlemelere sahip bir yatakhanes de bulunmaktadır.
Kaloriferle ısıtılan binada toplam olarak 10 derslik, kitiphane, müze, küçük bir laboratuvar ve açılımı Genç Hristiyanlar Derneği demek olan YMCA odası vardır. Üçüncü kattaki iki büyük salon, küçük bir oda yatakhane olarak kullanılmaktadır.
Kanadalı Gurney firması tarafından üretilen kalorifer sistemi, kömürle ısıtılan sıcak havanın suyu ısıtmasıyla çalışıyordu. Kolej binalarında yaşam için gerekli su, 3,5 metre derinlikten rüzgar gülü ile çekilmekteydi. Kolej binaları, sağlık açısından en doğru yerde bulunmaktaydı. Nitekim, sağlık, hijyen, ısıtma koşulları gayet iyi yapıldığından, Kolejin hiçbir öğrencisi hastalık nedeni ile ölmemişti.
Bugün, Gurney kalorifer sisteminin monte edildiği bina yok... Ayakta kalan tek binadan başka, Koleje ait bir yapı yok... Ne fena değil mi? Aslında bünyesinde büyük tarihi bilgiler barındırıyormuş... Bütün bu bilgileri, Merkezi Türkiye Koleji tarafından yayınlanan broşürlerde okuyorum. Kalorifer sisteminin fotoğrafını ise, film sanayinde araştırmacı olarak çalışan arkadaşım Anahid buldu.