Karkamış: Gaziantep’in antik dünyaya açılan penceresi

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

   
 
 
Ülkemizin çeşitli antik alanlarında kazı yapan İtalyan arkeoloğlarının çalışmalarını anlattıkları sempozyum geçtiğimiz 13 ve 14 Mart günü İstanbul’da yapıldı. İtalyan Kültür merkezinin organize ettiği ve bu yıl altıncısı gerçekleşen sempozyuma arkeoloji dünyasının hocaları ve öğrencilerinden oluşan geniş bir katılım vardı. Ben de özellikle gittim ve Prof. Nicolò Marchetti’nin Karkamış kazısını anlattığı sunumunu ilgi ile dinledim. Marchetti, kazıya ait muhteşem fotoğraflar da gösterdi. Ve sağolsun bana verip, sizlerle paylaşmamı sağladı.


 
Karkamış, Akdeniz civarındaki en önemli sit alanlarından birisi... Araştırılması ve rehabilite edilmesi gerek. Bunun için Türk-İtalyan bilim adamlarından oluşan  kurul, uzun vadeli bir proje başlattı. Kurulun açıklamasına göre, Karkamış projesinin Gaziantep’e getireceği bilimsel ve turistik potansiyel neredeyse sınırsız... Kazı kurulu bu potansiyeli kullanmaya başladı bile. Prof. Nicolò Marchetti, Amerika’daki önde gelen televizyonlara çıkıp “Korkmayın Türkiye’ye gelin, bakın ben Gaziantep’te Suriye sınırında kazı yapıyorum, hiç de bir şey olmuyor, güvendeyim” dedi.

 

   O kadar faydası oldu ki... 25 seneden beri ülkemize turist getiren Armen Aroyan, ilk kez 2014 Eylül’ünde kimseyi Türkiye’ye gelmeye ikna edemedi. Zira, -Aykut Tuzcu’da yazmıştı- Amerikan Devleti bizzat “Türkiye’ye gitmeyin güvenli değil” diyordu. Ama Prof. Marchetti’nin televizyonda “Türkiye’ye gelin, güvenli” demesi işleri değiştirdi. Diyebilirim ki, “Gideyim mi, gitmeyeyim mi” diye tereddüt geçiren Amerikalılar ikna oldular ve turlar yeniden doldu.

 
    
Gelelim Prof. Nicolò Marchetti’nin 13 Mart günü yaptığı sunuma... Gaziantep bölgesi coğrafi olarak Anadolu, Suriye ve Mezopotamya arasında yer alıyor. İl sınırları içerisinde yer alan Karkamış ise dünyaca ünlü bir sit alanı ve olağanüstü tarihi bir öneme sahip. Karkamış’ta çok uzun bir süreden sonra araştırmaların yeniden başlaması ve yakında sit alanının turizme açılacak olması, Antik Yakın Doğu’nun tarihine yeni sayfaların açılmasına neden olacak. Bu sayfalar ise Gaziantep bölgesindeki kültürel mirasın büyümesi için çok yüksek bir değer taşımakta.  
   
     
Karkamış’ı antik kent olarak kimler keşfetti ve kazdı? George Smith’in 1876’da Cerablus’u Antik Karkamış olarak saptamasından sonra, Halep’teki İngiliz konsolosu P. Henderson 1878 ve 1881 yılları arasında sahada bazı sondajlar gerçekleştirdi.  Ve maalesef alanda bulunan bazı  heykelleri Londra’daki British Museum’a gönderdi. British Museum, 1911 ile 1914 arasında ve yine 1920’de arkeologlar D.G. Hogarth, T.E. Lawrence, R. Campbell-Thompson, P.L.O. Guy ve C.L. Wooley (başkan) ile sahada geniş ölçekli kazılar düzenledi. Kazı Evi’nin kalıntıları -Arabistanlı Lawrence tarafından ilk sezon çalışmaları sırasında inşa edilmişti- iç kentte halen görünür durumdadır. Lawrence, kazı fotoğrafçılığını da üslenmiş ve çektiği birçok fotoğraf ile adeta kazı günlüğü tutmuştur. Bu çalışmaların sonuçları Demir Çağı kentinin özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca yine bu kazılarda, Akropol’ün dibinde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen ünlü rölyeflerin bulunduğu büyük bir törensel alan –Aşağı Saray-; kent kapıları ve etkileyici duvarları, dış kentte bazı evler  bulunmuştur. Bu arada Lawrence’ın  Birinci Dünya Savaşı patlak verince askeri ajan olarak çalışmaya başladığını da kaydedelim. Karkamışdaki kazılar 1920 sonbaharında Fransız işgal kuvvetleri’nin yenilgisi sonucu, bölgeden çekilince durur. Ve o tarihten bugüne, Prof. Nicolò Marchetti burayı kazmaya başlayana kadar suskun kalır.
    
      
Türkiye-Suriye sınırı, Karkamış’ı kesen demir yolu hattı boyunca oluşturulmuştur. Antik kentin en önemli kısmı -55 hektar- Türkiye’de kalırken, dış kentin bir bölümü -35 hektar-  şimdi Suriye’de bulunmaktadır. 1956 yılında sınırın belirlenmesinden sonra bölge mayınlı hale gelmiştir. Bölge, 2011’de mayından arındırılmıştır.
    
     
Bolonya Üniversitesinden Prof. Nicolò Marchetti’nin başkanlığında, İstanbul Üniversitesinden Yrd. Doç. Hasan Peker’in Başkan Yardımcılığında yürütülen kazıda antik kentin diğer bölgelerinin yanısıra akropolü üzerinde çalışıldı ve Kargamış’ta M.Ö. 5000 den beri yerleşim olduğu saptandı.  1920 den beri dokunulmayan Karkamış kenti, yapılan kazılarla Tunç, Demir Çağı ve Roma Dönemine ışık tutacak.
   
     
2014 döneminde Karkamış’da kazılan en önemli bina yaklaşık MÖ. 900’de inşa edilmiş olan Katuwa’nın Sarayı. (Alan C). Yüksek bir platform üzerine inşa edilmiş olan saray büyük heykelli levhalarla süslenmişti (Woolley tarafından kazılmış ve eserlerin çoğu bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndedir). Büyük binanın içerisinde yürütülen kazılarda 2014 yılında 2 ana yerleşim evresi tespit ettik. MÖ. 900’e tarihlediğimiz evreden ceylan taşıyanların betimlendiği 5 ortostat bulunmuştur. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde tam bir benzeri bulunmakla beraber yeni çıkanlar daha zarif bir tarzdadırlar. Ortostatlar şimdiye kadar bulunan Yeni Hitit kabartmaları gibi dışarıda değil sarayın bir odasının içinde yer alması Assurlular’ın sadece mimari dekorasyon fikrini değil iç odaları da dekore etme fikrini Karkamış’tan aldıklarını kanıtlamaktadır. Assur’da en erken duvar kabartmaları MÖ. 870’ tarihlenmektedir. Assurlu II. Sargon 717’de Karkamış’ı ele geçirmesinden sonra sarayı kullanmaya devam etmiş ancak eski kabartmaları kerpiç arkasına saklamış ya da yeni duvarların temeli için kullanmak üzere kaldırmıştır. Bazı tuğlalar üzerine çiviyazısıyla sarayın kendisinin olduğunu yazdırmış olmasına rağmen sarayın içinde sadece bazı yeni tabanlar yapmıştır. Aslında ana avluda nehir taşından yaklaşık MÖ. 710’da ait siyah ve beyaz karelerden oluşan mozaik taban gerçekleştirmiştir. Bu dünyanın en eski taban mozaiklerinden biridir. Benzer küçük bir örnek Ziyaret Tepe’de (Diyarbakır) 2012’de bulunmuştur. 2015’te Katuwa Sarayı’nda devam edecek çalışmalar parlak sonuçlar vaad etmektedir.
   
   
Karkamış bizi daha çok aydınlatacak… Projede birçok insanın emeği var, Allah hepsinden razı olsun. İnşallah yakın zamanda Karkamış antik bir park olarak ziyarete de açılır, böylece fotoğraflarda gördüğümüz güzellikleri bizzat yanlarına gidip görme şansımız olur.

 

 

Karkamış: Gaziantep’in antik dünyaya açılan penceresi