Siyasi hayatımızın en otoriter partisi hangisidir?

YAYINLAMA: 05 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 05 Ağustos 2015 / 20.00

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’nin gündemini en çok meşgul eden parti MHP oldu.

Koalisyon görüşmelerini AK Parti ile CHP yapıyor ama gündemi belirleyen hep MHP oluyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürekli kontrolsüz, anlaşılamayan, garip çıkışları, Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Halaçoğlu’nun bulunduğu mevkiden azledilmesi, TBMM Başkanı seçiminde iktidarla birlikte haraket etmesi, CHP’nin TBMM’sini terör araştırması için olağanüstü toplantıya davetinde MHP’nin yine iktidarla birlikte oy kullanması, HDP’ye oy veren 6 milyonu aşkın seçmenin ‘şerefsizler’ olarak nitelendirilmesi, tekrar seçim için MHP Genel Başkanı Semih Yalçın’ın Reuter Haber Ajansı’na verdiği demeçte Erdoğan’ın azınlık hükümetiyle tekrar seçime gitmesine yeşil ışık yakıp sonrasında, koltuğunu kaybetme endişesi ile “Yanlış anlaşıldım” diye tevile gitmesi aklıma bir anda gelen gündem yaratıcı eylemler…

 

Dün emekli bir savcı arkadaşım, “Yahu, aslına bakarsan şimdi Kürt milliyetçiliğinin geldiği bu aşamada Türk Milliyetçilerinin oyunun tavan yapması, meclise en az 250 milletvekili sokması gerekmez mi?” dedi.

Oysa, son bir haftada yapılan bütün anketlerde MHP’nin oy kaybının kesin olduğu, en az yüzde 2, bazı anketlerde yüzde 5’e kadar çıktığı görülüyor.

Bunun bir açıklaması olması gerekmez mi?

Benim aklıma gelen en büyük neden, tutarsızlık!..

MHP, ‘güvenilir’ bir parti olmaktan sürekli uzaklaşıyor.

Ayrıca şu da bir gerçek ki, hangi parti daha otoriter yönetiliyor diye düşünsek, yanıtı AK Parti’den bile açık ara MHP değil midir?

 

 

“Göğüsler silah değildir”

Hey yarabbim! Biz neyle meşgulüz onlar nelerle uğraşıyor!

Şu sıralarda Hong Kong’un en önemli meselesi sütyen!..

Hong Kong’daki bir protesto yürüyüşünde, Ng La-Ying isimli bir kadın protestocu polis müdahalesine karşı göğsünü kullanarak polisi yaralamış!..

Nasıl yaralamış demeyin, o açıklanmadı ancak eminim bu şekilde gönüllü yaralanmak isteyen çok kişi çıkacaktır!..

Polis yaralandım diyor şikayet ediyor, hakim de kadına polisi göğsüyle yaralamaktan üçbuçuk ay hapis cezası veriyor. İyi mi!..

 

Bu ceza Hong Konglular’ı sokağa döküyor. Eyleme katılanlar Wan Chai Polis Merkezi önünde giydikleri ve ellerinde salladıkları sütyenlerle “Göğüsler silah değildir” sloganları atarak polise zor anlar yaşattı.

Bakalım daha nelere şahit olacağız…

 

  

Cadde ve bulvara isim verilmesindeki gayriciddilik ve saygısızlık

Dün ismi değiştirilecek Celal Doğan Bulvarı ile Celal Doğan Parkı’nı yazmıştım.

Meğer bu konuda insanların ne kadar çok söyleyecekleri varmış, ne kadar dertliymişler…

En yoğun eleştiri Adnan A.Ş. Bulvarı ile ilgili geldi.

Gaziantep’in en muhteşem ve kentin içindeki en uzun bulvarı bu bulvar…

 

Telefonda konuşurken insanları tanımak konusunda ne kadar cahil olduğumu keşfettim. Kimdir bu Adnan İnanıcı, ne yaptı ki Gaziantep’in en güzel bulvarına ismi verilmiş, dedim.

Ben Adnan A.Ş. diye anılan, tarif edilen insanın ne işler yaptığını bilmiyorum, bilmem de gerekmiyor. Ancak, fevkalade önemli birisi olmalı ki, Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisinin en güzel bulvarına adı verilmiş.

Bu bir kahramandır, donanımlı entelektüel örnek bir kişikliktir veya kentine olağanüstü hizmetleri dokunmuş birisidir. Bunu da öğrenmenin herkesin hakkı olduğunu düşünüyorum.

 

Bu isim bulvara Dr. Asım Güzelbey tarafından meclise önerilerek verilmiş.

Gelen telefonlardan anladığım kadarıyla Adnan A.Ş. ‘Gıda Bankası’na yardımda bulunmuş, kendi ürünü olan çeşitli temizlik kağıtları ve gıda yardımı…

En büyük özelliği ise Dr. Güzelbey’e olan yakınlığı imiş. Asım Bey’in oğlu Güven’in İzmir’deki nişanına davetli olarak ailenin dışında yalnız kendisi gitmiş.

 

Bunlar çok gayriciddi işler.

Gıda Bankası’na bilmem ne kadar bağış yapana cadde ismi, biraz daha fazasına bulvar adı verilmesi bu kentin sakinlerine yapılmış büyük bir saygısızlık ve ayıptır.

Büyükşehir Belediye Meclisi öncelikle ana artellerdeki isimleri incelemeye almalı ve yapılan yanlışları düzeltme yoluna gitmelidir.

 

Bir de şöyle düşünün.

Adının verildiği caddeye veya bulvara saygınlık kazandıran bir isim düşünün, bir de o cadde veya bulvarı kesen, niçin verildiği belli olmayan sıradan bir ismi…

Hakedene haksızlık yapılmış olmuyor mu?

Siyasi hayatımızın en otoriter partisi hangisidir?