Futbol dünyasında bir gezinti…

YAYINLAMA: 22 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 22 Ağustos 2015 / 20.00

Fenerbahçe’yi, Yunan takımı Atromitos karşısında beğenmedim. Nani’siyle, Van Persie’siyle antikacı dükkanına benzettim!

Atromitos, Fenerbahçe’den on gömlek daha düşük bir takım. Ne doğru dürüst bir statları, ne de düzgün, top oynanabilir çimi var. Ama Atromitos burada bir senedir hiç maç kaybetmemiş! Gerçi, maçın İtalyan hakemi Orsato, iyi bir yönetim gösterseydi, Atromitos, Fenerbahçe’yi bir ihtimal puansız gönderebilirdi!

Caner’in ceza sahası içinde rakibi arkadan çekmesi penaltıydı. Sarı kartı vardı, ikinci sarı karttan kırmızıyla atılabilirdi. Orsato, bunu iyi ki görmedi! Gerçi, Ba’nın yaptığı penaltıyı da görmedi. Van Persie’nin golü de geçerli olmamalıydı, çünkü faul yaptı. Yani, maçı Türk-İtalyan işi olarak yorumlayabiliriz!

 

Bütün bunlara rağmen, Fenerbahçe, 2-0 yenilseydi bile, bu takıma Saraçoğlu’nda 4 atıp play-off’u geçebilecek güçteydi! Tabii, futbolun cilvelerini de unutmamak lazım.

 

Galatasaray, geçtiğimiz Salı günü Santiago Bernabeu’da Real Madrid karşısında bizi gururlandıran top oynadı.

Maç ertesi Real Madrid’e yakın Marca gazetesi, “Galatasaray, Barcelona gibi oynadı. Çok kaliteli bir takım” diye yazdı. Maç bitiminde de Real Madrid seyircisi Galatasaray’ı güzel ve pozitif futbolundan dolayı alkışladı.

 

Maçtan önce Real Madrid Kulübü Galatarasay yönetimine yemek verdi. Yemeğin ardından Real Madrid Başkanı Florentino Perez, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e bir plaket takdim ederken, Özbek’te Perez’e değerli bir kalem hediye etti.

Galatasaray’ın, Avrupa’nın önemli takımlarının yönetimleri ile geleneksel olarak özel ve iyi ilişkileri bulunuyor.

Bu ilişkiler çok önemli. Güven veren bir takımın transfer yapması daha kolay ve rahat olur.

Bakın Fenerbahçe’ye…

Yaşları icabı başka takımlara transfer olmaları zor oyunculara değerlerinin çok üzerinde paralar vererek takımı antikacı dükkanına çevirdi!..

Şimdilik görüntü var, ama ses yok!

 

Sezon öncesi Süper Ligi’in 10 teknik direktörüne, kim şampiyon olur, kim küme düşer, diye sordular.

Şampiyonluk Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arasında paylaşıldı.

Küme düşmesi muhtemel takımlar için en çok Gaziantepspor’un adı verildi.

Geçen hafta Gaziantepspor da kendi sahasında Kasımpaşa’dan 3 gol yiyince, aklıma ister istemez o röportaj geldi.

Sezona iyi başlamak çok önemliydi. Şimdi gelecek hafta da deplasmanda yenilir gelir, ‘0’ puanla dibe demir atarsa, bizi sıkıntılı bir sezon bekliyor demektir.

 

  

Musa Peygamber’in

Kızıl Deniz mucizesi…

Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş.

Annesi: “Oğlum öğretmenin bugün neler anlattı size bakayım?” diye sormuş.

Moiz: “Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş.

Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA ve Orduyu aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…” diye anlatırken, Anne: “İnanamıyorum !.. Öğretmenin cidden böyle mi anlattı?” demiş.

Moiz de: “Yav Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazdın!..” diye cevap vermiş!

Futbol dünyasında bir gezinti…