Kavaklık Parkı

YAYINLAMA: 24 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 24 Ağustos 2015 / 20.00

Kavaklık Parkı, belki de Türkiye’deki en güzel yürüyüş parkurlarından birine sahip.

En sıcak günlerde bile o güzel ağaçların gölgelediği parkurda rahatlıkla yüreyebilirsiniz, kentin içinde adeta bir vaha gibi olan bu alanda.

 

Kavaklık Parkı maalesef bakımsız. Bu güzel parkı kullananlar da pislik içinde bırakıyorlar.

Suriyeliler burayı çok seviyor olsalar gerek, yatak döşek çimlerin üzerinde pijamalarla sıcak gecelerin keyfini sürüyorlar.

Gençler de parkurda, konuşma adapları olmadığı için bağıra çağıra sohbet ederek yanyana yürüyorlar. Karşılaştığınızda, yol sizin olmasına rağmen kenara çekilmezseniz dayak yiyebilirsiniz!

 

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla beraber yürürken, parkura rastgele dökülen kum nedeniyle çok zorluk çektik.

Arkadaşım, eski bir belediye başkan vekili olduğundan, yapılması gerekeni söylemek için Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yetkinşekerci’yi aradı.

Yetkinşekerci kibar bir insan. Hemen Park ve Bahçeler Daire Başkanı Kadir Aslan’ı aramış, bir de baktık ki, Kadir Bey yardımcısı ile Kavaklık’a geldi. Arkadaşım kendisine durumu izah edince, haklı buldu, “Şu haftasonunu geçelim, önümüzdeki haftanın içinde söz düzelttireyim” dedi.

Verdiği söz geçen hafta sonu bitti. Ama hiçbir şey yapılmadı.

 

Kadir Aslan, efendi bir insan. Konuşması yerinde, hemen anlıyorsunuz, bir hayli donanımlı, tecrübeli ve işini ciddiyetle yapan bir bürokrat intibaını veriyor.

Onu dinlerken aklımdan, politikaya girse iyi belediye başkanı olur diye geçti.

Kadir Bey’den ayrıldıktan sonra bu duygularımı arkadaşımla paylaştım. Güldü, “Acele etme, bekle, sonra karar ver” dedi.

Benim için nedense ilk intiba, ilk gözlem çok önemlidir, çabuk karar veririm, ama çoğu zaman da yanılırım.

Yine öyle oldu, maalesef.

Söz vermek’ ne demek, yetişkin insanların bunun manasını, anlamını iyi bilmeleri gerekmez mi?

Diyebilirsiniz ki, bu iş bu kadar önemli mi?

Söz vermenin küçüğü büyüğü olur mu?

Yani küçük sözler tutulmaz, büyükleri tutulur!..

Nihayetinde bu bir karakter meselesidir. Bunun içindir ki, “Sözüne sağlam adam” diye insanlar methedilir.

 

Kavaklık Parkı’nda mangal yasak, bisiklet ve motorsiklet de yasak.

Oysa mangalını kapan geliyor, hafta sonları sanki park yanıyormuş gibi duman içinde kalıyor. Bisiklet ve motorsiklet insanlar kadar bol ve de çok tehlikeli, ama karışan yok!

Bunları da anlattım Kadir Bey’e, gülümsedi, hak verdi. Napalım, hoşgörüyle bakıyoruz, dedi.

Kural koyuyorsunuz, kuralları yazıyla parkın muhtelif yerlerindeki pankartlarla ziyaretçilere okutuyorsunuz. Ama takip etmiyorsunuz. O halde kurala ne gerek var?

Kuralsızlığın kural olduğu bir kent yaratıyorsunuz.

 

Bir şey olacağından değil, arşive geçsin diye yazıyorum, o kadar.

 

 

Teksas’ın adı çıkmış!..

Geçen Cuma günü Grand Otel’in balkon lokantasında arkadaşlarla güzel bir gece geçiriyoruz.

Yemek bahane, sohbet şahane!..

Gerçi lokantanın yemekleri çok iyiydi ama bu diyet denen şey var ya, lezzetli olan her şeyi yasaklıyor!

Sohbette politika yoktu, onun için Türkiye’yi kurtaramadık!

Meğer politikasız sohbet ne güzel olurmuş da bilmezmişiz!

Ancak bu güzelliği bir süre sonra müthiş bir patlama sesi bozdu! Sanki, roket atışları yapılıyormuş gibi bizi panikletti. Bu sesi sürekli internette ve televizyonda duyduğumuz için insanı tedirgin ediyor.

Meğerse birileri havai fişek atıyormuş. Gece yarısına az bir zaman kala, arkası arkasına ateşlenen havai fişekler gökyüzünü kızartıyor ve korkutuyor!

Cumhurbaşkanı Gül bile oğlunun mürevvetini göreceği düğünün eğlence kısmını iptal etti. Bu hassasiyeti takdirle karşılandı. Ama buradaki sorumsuzlar, görgüsüzler kimdir bilemiyorum, böyle bir ortamda havai fişekle eğleniyorlar. Buna da izin veriliyor!

 

Az bir zaman sonra aşağıdan, caddeden silah sesleri gelmeye başladı. Tabanca galiba otomatik olsa gerek, adam birkaç saniye içinde bir şarjör boşalttı!

Yanımda bir yabancı olsa, sınırdaki olayları bildiği için, altına kaçırırdı, garanti!.. Bu yüzden de zaten gelen yok!

Biz de korkmadık değil, bayağı rahatsız olduk. Sanki Gaziantep’te iç savaş başlamış gibi birbirimize takıldık! Ama bu işin şakası bile yavan!

Ben pek dışarı çıkmadığım için çok yadırgadım, ama arkadaşlar hemen her gün benzeri olaylar olduğunu söyledi. Zaten o gün, şu serseri kurşunla karnındaki yavrusuyla ölen hamile kadının ve ağır yaralı çocuğunun acısı yaşanıyordu. Ama kim kime dum duma!..

Teksas’ın adı çıkmış, Hollywood film yapımcıları bir keşfetseler, buradan hiç çıkmazlar!..

Kavaklık Parkı