Jackie ile Onasis
Hafta başında en iyisi ben size hafif bir şeyler anlatarak kafanızın biraz dağılmasını sağlayayım.
Tarih, Ekim 1968.
Londrada öğrenciyim.
İki televizyon kanalı vardı, BBC ve diğeri bağımsız ITV.
Haberleri BBC’den izlerdim. O akşam ilk haber Jackie Kennedy ile ilgiliydi. Ekranda önce Onasis’in ünlü yatı belirdi. Artık herkes o yatın dünyanın en zengin adamı Onasis’e ait olduğunu biiyordu, çünkü ezberlemiştik. Ardından, o görüntünün üzerine Jackie ile Onasis evleniyor yazısı belirdi.
Şaşırmıştım. O aylarda hemen her gün Jackie Kennedy ve Onasis hakkında haberler çıkıyordu. Evlenecekleri dedikoduları yapılıyordu.
Bu haberden daha birkaç hafta önce, Londra’nın ünlü akşam gazetesi Evening Standard’da Jackie’ye atfen şöyle bir haber okumuştum:
“Ben ince ve uzun boylu erkekleri severim…”
Onasis de, kendisine bunu aktarıp ne diyeceğini soran gazetecilere:
“Ben bu tasvire uymuyorum…” diyerek sanki evlilik davasının yattığını ima ediyordu…
Ama ortalık yine de çalkalanıyordu. Onasis bayağı çirkin bir adamdı. Kısa boylu, şişman, kalın çerçeveli gözlüğü olan aynuş buynuş birisiydi. O zaman Onasis 62, Jackie 39 yaşındaydı. Arada 23 yaş fark olmasına rağmen görüntü sanki 40 yaş fark gibiydi. Ama çok parası vardı! Dünyanın en zengin adamıydı. Özel uçağı ve yatı vardı. O zaman bir takım zenginlerin yatı vardı ama özel uçağı olan yoktu!
İçimden, “Bu adam bu kadar paraya bile çekilmez! Bu kadın bu adamla nasıl aynı yatağa girecek” diye düşünürdüm…
Gerçi Jackie Kennedy’de öyle ahım şahım güzel bir kadın değildi. Ama Dallas’ta suikasta kurban giden merhum Amerikan Başkanı, bütün Amerikalılar’ın sevgilisi, tutkusu John F. Kennedy’nin eşiydi.
Zaten Onasis’i de kudurtan buydu. Amerikan Başkanı’nın karısıyla evlenecekti. Ona sahip olacaktı. Para, merhum da olsa, dünyanın en muktedir insanının karısını satın alabilecekti. Bütün dava da buydu. Yoksa, Onasis için dünyanın bütün güzel kadınlarını elde etmek bir adım ötedeydi!..
İşte o BBC bu haberi veriyordu. Jackie evlilik teklifini kabul etmeye Atina’ya geliyordu.
O sıralar dünyanın en büyük hava yollarından biri olan Olympic Airways Onasis’indi. Ancak, o akşam New York’tan Atina’ya sefere hazırlanan Olympic’te bütün koltuklar satılmıştı, yer yoktu. Ama patronun emriyle uçaktan 10 kişi indirildi, o koltuklar Senatör Edward Kennedy, Jackie’nin çocukları Caroline, John, Jr. ve ailenin yakın dostlarına tahsis edildi.
Jackie, Atina’ya iner inmez havalanından hemen yata gitti. Ben de, biz de, televizyon yayını olan bütün ülkeler de soluksuz bunu izliyorduk. O zaman Türkiye dahil çok ülkede yaygın televizyon yayını yoktu.
Sonradan öğrendik, yatta önce pazarlık yapılmış.
Bu pazarlığa göre Onasis, Jackie’ye 3 milyon dolar evlilik hediyesi, çocuklara da birer milyon dolar harçlık vermiş.
Bunlar duyuldukça Amerikalılar zaten pek hazzetmedikleri Jackie’den daha çok nefret etti. Zaten bu evliliğe bütün Amerika karşıydı, “Sen, Amerika’nın en sevilen Başkanı’nın dul eşi, nasıl olur da yaşlı ve Amerikan vatandaşı olmayan bir adamla sırf para için evlenirsin!..” deniyordu.
Ancak Jackie bu evliliğin hakkını verdi!
Paris’in en ünlü modaevlerinin ve Monte Carlo butiklerinin en iyi müşterisi oldu. Har vurdu, harman savurdu.
Jackie, Avrupa’nın büyük metropollerinde kendi hayatını yaşıyordu, kimse umurunda değildi. Onasis’te ölünceye kadar ayrılmadığı, vazgeçemediği dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sopranosu Maria Callas’la yaşıyordu.
7 sene süren evlilikleri boyunca inanılmaz olaylar oldu. Onanis’in tek oğlu Alexander, kendi kullandığı özel uçağı yere çakılınca hayatını kaybetti. Bu ölüm Onasis’i adeta yıktı, bitirdi.
Yunan Hükümeti Olympic Havayollarını özelleştirince Onasis’in işleri yara aldı. Borsada bütün şirketleri birden değer kaybemeye başladı. O inanılmaz büyük servet ciddi biçimde erimeye başladı.
Bu olaylar Onasis ailesini çok etkiledi. Jackie’nin uğursuz olduğuna inanıyorlardı.
Ari, yakın dostları ona asıl adı olan Aristotales’in kısaltılmışı ile hitabederlerdi, 69 yaşında, siz sağolun, zatürreden vefat etti.
Şimdi gelelim kıssadan hisselere…
John F. Kennedy’nin Marilyn Monroe ile ilişkisi vardı. Hem de tutkulu bir sevda yaşıyordu. Jackie’de bunu biliyordu. Amerika’nın selameti için FBI, Marilyn Monroe’yu uyku hapı ile sessizce haletti! Ama Marilyn efsanesi bugün bile sürüyor. Marilyn Monroe ile ilgili yazılan kitapların hepsi best seller olup milyonlar satıyor.
Gelelim Jackie Kennedy’e…
Benim yorumum, o adamla evlenerek, onun yatağına girerek, hem John Kennedy’den, hem de kendini sevmeyen Amerikan halkından intikam aldı.
Son bir not, Kennedy suikastı için…
Bu suikastın dosyası Amerikan yasaları gereği mühürlenerek güvenli bir kasaya kondu. Kasa, ancak 2029 yılında açılacak.
Ancak sizin bu tarihe kadar beklemeye sabrınız olmayacağını tahmin ederek ben şimdiden mühürlü zarfta ne olduğuna dair size ipuçları verebilirim…
Cinayet, biliyorsunuz organizeydi. John F. Kennedy’yi Dallas’ta yüksek bir binadan ateş eden Lee Harvey Oswald’ın, kafasına ve boynuna isabet eden iki kurşunu öldürdü.
İki gün sonra da, mayfa filmlerinde gördüğümüz gibi, Oswald’ı, bir başka tetikçi Jack Ruby yakından ateş ederek öldürdü.
Nedeni…
Kennedy, İsrail’in nükleer programına kararlılıkla karşı çıkıyordu. Mossad işi bitirdi. Bugün İsrail, Ortadoğu’nun tek nükleer güce sahip ülkesi.