Eğer hala kafanız dank etmediyse!..

YAYINLAMA: 11 Ekim 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 11 Ekim 2015 / 20.00

Korkunç haber ekranlarda belirince ziyaretime gelen arkadaşım sordu:

O, diğer katliam nerede yapılmıştı? Nusaybin miydi, nereydi orası?
Suruç!

Geçen sene yine bu zamanlar olmuştu, değil mi?
Hayır! Bu sene oldu. Hem de daha 3 ayını bile doldurmadı. 20 Temmuz’da olmuştu!

Yok yahu!..

 

Dün gazeteler İstanbul Sabah’ın yazarı Mehmet Barlas’ı ağır eleştiriyorlardı. Barlas, NTV’de katıldığı programda olayı normal göstermeye çalışır bir şekilde şu yorumu yapmıştı:

Ortadoğu’da bunlar her gün oluyor. Irak’ta 60, başka yerde 100 kişi mesela. Biz de Ortadoğu ülkesiyiz.

 

Mehmet Barlas’ın bu açıklaması diğer katılımcılar tarafından garipsendi ve sosyal medyada çok ses getirdi!

Barlas’ın uzun süredir görüşlerini paylaşmıyorum ve yorumlarına katılmıyorum. Ancak, önceki gün söyledikleri doğru.

Burası Ortadoğu ve bu olaylar sık oluyor. Bunu kanıtlamak için de yazımın başında hemen sıcacık bir örnek verdim.

O kadar sık oluyor ki, hemencecik unutuyoruz, çünkü alışıyoruz.

Gaziantep’te her gün renkli çıkan yerel gazetelerin bir kısmı 8 Eylül 2015 günü terör örgütünün saldırısını kınamak için birinci sayfalarını siyah-beyaz yayınlandılar.

 

Şimdi size sorsam, neydi o terör saldırısı diye, çoğunluğun yanıt veremeyeceğini biliyorum.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca bölgesindeki terör saldırısında 16 şehit vermiştik, yerel basın da buna tepki göstermişti.

Şimdi kaybettiğimiz 128 insan var, yerel gazeteler bunu nasıl verecek? Yine mi siyah-beyaz çıkacaklar?

Suruç katliamında rakam 34’tü. Dağlıca’da terör şehidi 16’ydı, siyah-beyaz çıkıldı, şimdi sayı 100. Bugün hep birlikte göreceğiz.

 

İşte terör böyle lanet bir şeydir. Dini-imanı-vicdanı yoktur. Ama amacı vardır.

Amacını anlarsanız ona göre davranırsınız, tepki geliştirirsiniz. Anlamazsanız, sonbahar yaprakları gibi savrulursunuz. Belki bir gün kafanız dank eder, ama o zaman da iş işten geçmiş olabilir.

 

 

 

 

 

 

Kötü günde gelen iyi sonuç!..

 

Hollanda’ya 3, Çekler’e 2 gol…

İlk yarı bittikten sonra inşallah ikinci yarıda kazaya uğramaz, Prag’dan beraberlikle ayrılırız diye düşünürken…

Maç sonunda 2 farka zor razı oldum!..

Attığımız ikinci golde ancak çok usta bir ayaktan öyle bir pas çıkabilirdi ve o pas da ancak Avrupalı bir krampondan  gole dönüşebilirdi… Nitekim de öyle oldu, Arda 5 rakip oyuncunun arasından milimetrik, mükemmel bir pas (quelle passé) verdi, Bayer 04 Leverkusen’lı Halkan Çalhanoğlu da usta bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu.

 

Mehmet Topal’a şaşırıyorum. Valencia’da başarıyla top koşturmuş, iyi bir kariyer edinmiş bir futbolcu sırtına bizim formayı geçirince, tıpkı Almancılar’ın sabahın 3’ünde Almanya’da kırmızı ışıkta durma kuralını, buraya gelince ihlal ettiği gibi İspanya’da asla yapamayacağını Milli Forma ile yapabiliyor.

Zor pozisyonda saçma sapan kaleciye nişanladığı topu solunda demarke pozisyonda Gökhan Töre’ye verseydi 3’üncü golün gelmesi işten bile değildi.

 

Yarın İzlanda’yı yenebilir miyiz?

Onları da 3’leyebiliriz! Neden olmasın.

Bizim sahamızdaki Letonya beraberliğine takılmayın. Grubumuzun yıldızı İzlanda, kendi sahasında Cumartesi günü Letonya ile berabere kalırken iki de gol yedi.

Liderliği garanti eden bir takım, kim olursa olsun, maçlara tam konsantre olamaz. Yarın Konya’da Türkiye ile İzlanda aynı motivasyonla mı sahaya çıkacak? Olur mu! İzlanda’nın prestijden başka kaybedecek nesi var ki?

Hem sonra Hollanda’ya 3, Çekler’e 2 gol atan ve Fransa’dan iki adım ötede olan bir Milli Takımımızın motivasyou en üst düzeyde…

İş, play-off’da rakibi eleyip Paris’e gidebilmekte…

 

 

 

 

 

Kınıyorum…

 

Katarlı Bein Media’nın TMSF’den altığı Digiturk, skandal bir karara imza attı. Savcılığın isteği üzerine Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber, Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV’yi plaftormdan attı.

Bu uygulama resmen ‘basın özgürlüğüne’ indirilmiş korkunç bir darbedir.

 

Türkiye’nin kaderini etkileyecek seçime 20 gün kala bazı medyanın ‘ifade özgürlüğü’nü kısıtlamak demokrasilerde kabul edilemez.

Bugün buna göz yumanlar, kınamayanlar yarın kendileri de aynı haksız tutumla karşılaşınca eleştirmeye hakları kalır mı?

 

 

 

 

AK Parti – CHP koalisyonu

 

Cumartesi günü tarihimizin en büyük terör olayını, katliamı yaşadık.

Hemen ertesi günü ilk yapılması gereken nedir?

TBMM olağanüstü toplanır ve bu katliamı masaya yatırır.

Daha önce de TBMM’de grupları bulunan siyasi partiler toplanır ve hazırlık yaparlar.

Başbakan Davutoğlu, bunu yaptı ama eksik yaptı!

HDP ile görüşmeyeceğini söyledi. TBMM’de 80 milletvekili bulunan bir partiyi muhatap kabul etmemek demokrasiye ters düşer. Ne olursa olsun, orası uzlaşı yeridir.

MHP’de “Biz zaten seninle görüşmeyiz!” dedi.

Bir tek CHP’den olumlu yanıt geldi ve dün iki lider olumlu geçtiğini tahmin ettiğimiz bir görüşme yaptılar.

Eğer 1 Kasım’da seçim olursa ve seçim sonucu koalisyon gerektirirse, bunun adını şimdiden koyabiliriz diye düşünüyorum: AK Parti – CHP koalisyonu.

 

 

Eğer hala kafanız dank etmediyse!..