Kanada’daki seçim sonuçları çok ilginç!

YAYINLAMA: 21 Ekim 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 21 Ekim 2015 / 20.00

Kanada’da Pazar günü genel seçimler yapıldı.

Anketler, Muhafazakar Parti CPC'nin, Liberaller (LPC) ve Yeni Demokratik Parti (NDP) ile eşit oy oranına sahip olduğunu tahmin etmişlerdi.

Ülkede 2006 yılından bu yana Muhafazakar Parti (CPC) lideri Stephen Harper'ın başbakanlığındaki hükümet iş başında bulunuyordu.

 

Kesintilerle de olsa 1968 – 1984 yılları arasında Kanada'nın kaderine başbakan olarak yön veren Justin Trudeau'nun 43 yaşındaki oğlu Justin Trudeau Liberaller’e liderlik ediyor.

Sosyal Demokrat NDP'nin genel başkanlığını ise hukuk profesörü Thomas Mulcair yapıyor.

 

Veee.. Anketler çöktü! Ama ne çöküş…

Stephen Harper başkanlığında dokuz yıldır devam eden Muhafazakar Parti iktidarı dün sona erdi.

Liberaller, 338 koltuklu parlamentoda, milletvekili sayılarını yüzde 42.7 artırarak 184 sandalye kazandı. Oyların yüzde 39.5’ini aldılar.

Muhafazakarlar, yüzde 31.9 oyla 99 milletvekiline sahip oldular. Koltukların yüzde 22.3’ünü kaybettiler.

Yeni Demokratik Parti’nin oy oranı ise yüzde 19.7 oldu. Koltukların yüzde 17.8’ini kaybederek parlamentoda 44 milletvekiliyle temsil edilecekler.

 

Gelelim Justin Trudeau'nun nasıl kazandığına.

Önce, babadan sonra oğulun sürdüreceği bir iktidar söz konusu. Bu Amerika ve Kanada’da yadırganmıyor. Amerika’da baba-oğul Bush’ları düşünün, bir de gelecek sene seçimlerde kazanması muhtemel Hillary Clinton, iki dönem başkanlık yapan Bill Clinton’ın eşi. Yani…

Kanada siyasetinin 43 yaşındaki iki üniversite mezunu genç lideri Justin Trudeau, ülkenin orta direği sayılan dar gelirliler üzerine kurduğu “Real Change Now(Gerçek Değişim Hemen Şimdi) sloganı ile, son hafta tüm anketleri alt üst etmeyi başardı.

 

İlginç iki şeyden de bahsetmeliyim.

Birincisi seçim kampanyasını, Stop Harper (Harper’ı durdurun) sloganı üzerine kuran, Türkiye'ye sevgisi ve Türklere yakınlığı ile bilinen Mulcair, Harper'ın başarısızlıklarını seçmene anlatmakta yetersiz kalınca güç kaybetti.

Bunu şunun için yazıyorum. Benzer sloganı 7 Haziran’da HDP de kullanmıştı: Seni Başkan yaptırmayacağız…

İkincisi ve daha ilginci, Muhafazakar Stephen Harper, kaybetmesi halinde siyaseti bırakacağını açıklamıştı. Şimdi seçimlerden ikinci parti olarak çıkan Harper siyaseti bırakırsa, partisinin televizyon reklamlarında “acemi, cahil ve yetersiz” eleştirilerinde bulunduğu genç Trudeau'ya yenilen başbakan olarak tarihe geçecek.

 

 

 

Angela Merkel deplasmandaydı…

 

Alman Şansölyesi Angela Merkel’ın Türkiye ziyareti hala Almanya’nın bir numaralı siyaset gündem maddesi olma özelliğini koruyor.

Eleştiriler o kadar yoğun ki, Merkel için “Acaba BM Genel Sekreteri mi olsa” lafları yeniden konuşulmaya başlandı.

(Alman haber portalı Focus, 2017 yılında başbakanlık görevi sona eren Angela Merkel’in BM Genel Sekreterliği için ciddi bir aday olduğunu belirtmişti. Karar, 2016 yılında verilecek. Focus’a konuşan Avrupalı diplomatlar, Merkel’in geleceğini ABD’nin New York şehrinde gördüğünü açıklamıştı. Diplomatlar, Merkel’in 2017’de BM Genel Sekreteri olma ihtimalinin büyük olduğunu belirterek, 2015 yılında 70. yıldönümünü kutlayan bu dünya örgütünün başına bir kadının getirilmesini tartışılırken, Merkel’in Avrupa’nın yanı sıra ayrıca Amerika ve Çin’den de destek göreceği tahmin ediliyor.)

 

İşte Merkel’ı zora sokan sorular: Türkiye’ye seçimlere 2 hafta kala neden gittin? Acelen neydi? Hiç sevmediğini herkesin bildiği Erdoğan’ı destekler gözükmek sana yakıştı mı?

 

Merkel, tabii ki bu yorumları reddediyor. Fakat gerçekte neler oldu henüz tam bilinmiyor. Mülteci sorunu, tamam! Ama çok daha fazlası da masadaydı. Bakalım zamanla ortaya çıkacak.

İsterseniz önce Almanya’ya bir göz atalım.

Köln kentinde belediye başkanlığı seçiminden hemen önce kazanması beklenen kadın aday Henriette Reker (58) aşırı sağcı Özgürlükçü Alman İşçi Partili bir Alman tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Adamın, “Toplumumuzu bu tür insanlardan korumalıyız” diye bağırdığı işitildi.

Çünkü Reker, göçmenlere yerel seçme hakkını savunan, Türklere de yakın bir isim.

Pegida diye yabancı düşmanı bir platform var. Yine azdılar, Dresden kentindeki eyleme 10 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.

Yıl sonuna kadar 800 bin ile 1 milyon arası mülteci alması planlanan Almanya’da huzursuzluk had seviyede. Sığınmacıları okulların spor salonlarına falan yerleştiriyorlar ama yetmiyor. Çadırkentler de sorunu çözmedi. Almanya’da kar yağdığı için sığınmacılar üşüyor, sık sık yangınlar çıkıyor, mülteciler kavga edip birbirini bıçaklıyor. Alman kamuoyu böyle şeylere alışkın değil!

Federal Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt, Avusturya sınırına set çekilmesini önererek, “Ülke iç güvenliğimiz tehdit altında. Sosyal huzursuzlukların eşiğindeyiz. Birileri acil fren kolunu çekmeli” dedi.

 

Almanya dışından da yoğun yakınma var! Türkiye’deki Alman şirketleri olası ciddi kargaşalardan çok çekiniyorlar. Keza Türkiye’de yaşayan, ev sahibi olmuş Alman vatandaşları da!..

 

Şimdi, sıkı durun, bunun üzerine bir de AB’nin raporu var.

Suriye’de her an ülkesinden ayrılıp mülteci statüsüne geçebilecek 7 milyon Suriyeli varmış!.. Bunların Türkiye üzerinden AB’ye gitmek isteyecekleri tahmin ediliyormuş.

 

İşte bütün bunların sıkıntısı ile kapağı Türkiye’ye atan Merkel, nam-ı diğer, ‘Demir Şansölye’ çantasında biraz para, biraz vaad, bolca da umut getirdi.

Para, nakit değil! Bir plana ve programa bağlanmış vadeli ödemeler!

Vaadler de AB’de bizi desteklemek  üzerine kurulu! Yani, döşünü döverek,”Sözüm söz” gibisinden…

Umut’a gelince… Biz de o kadar çok ki, başkası verse bile yerimiz yok!

 

İsteklerine gelince…

Siz de zaten 2-3 milyon sığınmacı var. Halinizden pek şikayetçi de görünmüyorsunuz! O halde, sakın bunları bırakmayın, bize gelmesinler. Bir de bizdekileri de size gönderelim!

Başbakan Davutoğlu çok zekice bir yanıt vermiş: “Şansölye Hanım, burası Almanlar’ın temerküz kampı mı?

 

Daha yazacak çok şey var, ama benim de yorumumu ekleyip bitireyim:

2016 veya en geç 2017’de AB, bize vizeyi kaldıracak.

Eee, vize kalkarsa buradakilerin hepsi oraya üşüşmez mi?

Almanlar, zaman kazanmak ve kamuoylarını oyalamanın peşindeler gibi geliyor bana!..

 

 

Kanada’daki seçim sonuçları çok ilginç!