Hırsız mı, dolandırıcı mı, ikisi de mi?
Londra’da öğrenciliğim zamanında ders gereği ‘Old Bailey’e gittim.
‘Old Bailey’ Londra’nın ünlü mahkemesinin adı.
1674’den beri aynı yerde ve en son 1907’de yapılmış binasında hizmet veriyor.
İngiltere'de bildiğimiz anlamda yazılı bir anayasa yoktur. Ama anayasa olmasa da tabi kanunlar var. Magna Carta'dan günümüze kadar gelen yazılı kurallar ve kanunlarca şekillenen bir "teamüli anayasa" vardır. İngiltere'de temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenir.
Old Bailey’de bir dava izlerken çok ilginç bir karara şahit oldum.
Sanık, karışık davanın bir bölümünde hırsızlıkla yargılanıyordu. Hakim, sanığa, “Senin bu cürümü (hırsızlık) işlediğine kanaat getirdim. Ama kurnazlık yapmışsın, yasaların boşluğundan faydalanarak karşıyı aldatmışsın. Bunun karşılığı 3 sene özgürlüğünden mahrum kalacakken ben sana 4.5 yıl veriyorum, İngiliz yasalarını böyle hoyratça kendi yararına kullandığın için. Yutturabilseydin kurtulacaktın.”
Yani, hırsızlık yapıyorsun, karşının malını çalıyorsun, karşıyı mağdur ediyorsun, ama işi kılıfına uydurup yaptığın hırsızlığın karşılığında ceza görmemeyi amaçlıyorsun.
Bu plan maalesef çoğu zaman iyi işliyor. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor, mağdur ettiklerinin eline bir şey geçmiyor!
Ama unutulan çok önemli bir şey var: Tanrı’yı aldatamıyorsun. Allah, bir şekilde belanı veriyor, cezayı fazlası ile sana ödetiyor. Ama hemen, ama sonra fakat mutlaka…
Yerel basının Eylül performansı!..
Gazetelerin Eylül ayında Basın İlan Kurumu’ndan aldıkları resmi ilan paralarını şeffaflık adına yayınlamaya devam ediyorum. (Türk Lirası)
Güneş21.783
Gaziantep 2713.147
Telgraf14.916
Oluşum11.074
Doğuş6.673
Gaziantep Ekspres6.336
Sabah6.018
Olay5.672
Denge4.843
Zafer3.052
*Metropol54.669
*Referans50.210
*Pusula3.969
*Hakimiyet1.348
* Bu gazetelerinki sıradışı ödemeler. Metropol ve Referans gazeteleri çok büyük birer ilan yayınladıkları için bu ay sıradışı para aldılar. Önümüzdeki aylar az para alarak telafi edecekler. Pusula gazetesi, daha önce büyük bir ilan yayınlayıp sıradışı para aldığı için şimdi telafi karşılığı azalan bir miktar alırken, Hakimiyet gazetesi hala ceza ödemeye devam ettiği için parası havuzda diğer gazeteler tarafından paylaşılıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili 1 Kasım seçiminden sonra bir önemli gazeteci ile bir önemli roman yazarının değerlendirmelerini çok manidar buldum. Gözünüzden kaçmış olabilir diye köşeme aldım.
Önce, ünlü romancı Ayşe Kulin’in yazdıkları…
“Ben demokrasiye inanıyorum. Bu nedenle sandığın sonucuna saygılıyım ve neticenin ülkeme hayırlı olmasını diliyorum. Ne var ki, dün akşam, seçimi değil ama benim gönlümü kazanan bir başkasıydı.
Onu her iki seçimde de dikkatle izlemiş, dinlemiş, şu sonuca varmıştım; o, ülkemin başında olan kişide görmek isteyeceğim hasletlere sahipti, çünkü sevecen ve kucaklayıcıydı, dürüst ve samimiydi. Sahiciydi, bir mikrofon hokkabazı, bir alan maskarası değildi, rol yapmıyor, güven veriyordu. Anlayışlıydı çünkü kendi de bir “öteki”ydi, dolayısıyla diğer “öteki”lerin halinden iyi anlardı. Kibirli ve buyurgan değil, alçakgönüllü ve adildi, tam da iyi bir Müslümanın olması gerektiği gibi. Ayrıca üstünde iyi düşünülmüş bir programı vardı, o kadar ki, diğer partiler, ikinci seçim propagandalarında, ondan kopya çekmişlerdi. Hukuka, demokrasiye olduğu kadar insana da saygısı vardı ve inanıyordum ki, benim gözümde gerçekten “milli” olabilecek Meclis’i, bu topraklarda biz Türklerle aynı zaman diliminde yaşamış olan diğer vatan evlatlarıyla, Kürt, Ermeni, Rum, Musevi, Süryani vatandaşların da katılımıyla, ancak o oluşturabilirdi. Yurdumda ve cihanda barışı ancak o sağlayabilirdi.
Onu, göreceli zaferini kazandığı ve göreceli hezimetini yaşadığı anlarda da dikkatle izledim; makul, dengeli ve saygılıydı, sakindi.
Kısacası, uzun zamandır özlemini çekmekte olduğum “Devlet Adamı” profilini, nihayet bir kişide tespit etmiş olduğuma son derece memnunum. Biliyorum, bir başka seçime daha yıllar var. Sabırla ve umutla bekleyeceğim. Benim ömrüm vefa ederse, oyum ona gidecek. Etmezse, buradan çocuklarıma ve oy kullanacak yaşa gelmiş torunlarıma vasiyetim olsun, oylarını geçmiş seçimlerde yaptıkları gibi değişik partilere dağıtmasınlar, tek bir kerecik, benim hatırıma, benim gönlümün başbakanı, Kemal Kılıçdaroğlu için kullansınlar. Çünkü sadece izlenimlerim değil, yüreğimdeki ses de, onun ülkemi layık olduğu yere taşıyabilecek lider olduğunu söylüyor.”
Sonra Ahmet Hakan’ın yorumu…
“1 Kasım seçimleri üzerine CNN Türk'teki programında değerlendirmelerde bulunan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, CHP ve Kılıçdaroğlu'nın performansı hakkında ilginç yorumlarda bulundu. Hakan, CHP'nin kapsamlı bir değişim geçirmesi gerektiğini belirterek, ‘Her seçimde aynı, demek ki Kılıçdaroğlu'yla olmuyor bu iş. CHP, genel başkanı dahil birçok şeyi değiştirse olmaz mı’ ifadelerini kullarak Kılıçdaroğlu'nun yerine gelebilecek olası ismin niteliklerini, '’Çipras gibi, Demirtaş gibi gençleri etkileyecek, seçmeni heyecanlandıracak birisi’ cümleleriyle niteledi.”
Söz meclisten dışarı, Ahmet Hakan’a akıl vermek gibi olmasın ama ben böyle birini biliyorum: Deniz Baykal…
AK Parti’nin Anka Kuşu…
Geçtiğimiz günlerde HDP’nin Zümrüdü Anka Kuşundan bahsetmiştim. Hani şu mitoloji de kendi küllerinden yeniden doğan kuş.
Bugün de AK Parti’nin Zümrüdü Anka Kuşu’ndan bahsetmek istiyorum.
Arkadaşlarım anlatınca, dayanamadım sizlerle paylaşmak istedim.
Dr. Asım Güzelbey, aday adayı olarak AK Parti’ye başvurmuştu ya. İşte, eğer AK Parti milletvekili aday listesinde 7’inci sıraya konsaymış, istifa edecekmiş. Bunu bana en yakın arkadaşlarından biri söyledi.
Vallahi şansı varmış ki, listeye giremedi.
Mazallah, listeye alınsaydı da, 7’inci sıraya konsaydı ve de Güzelbey istifa etseydi, düşünebiliyor musunuz, belki de canına kıyardı!..
Çünkü, herkes AK Parti’nin maksimum, en fazla 6 milletvekili çıkaracağını tahmin ediyordu. Güzelbey’de öyle düşünmüş olmalı ki, kendisine ayıp edildi diye, 7’inci sıradan istifa edecekmiş!
Oysa, bırakın 7’nciyi, 8’inci sıradaki mert insan, sırasına falan bakmadan, istifini bozmadan, kimseye gücenmeden. çalışmalarını özveri ile sürdüren Mehmet Erdoğan Ankara’ya gidiyor.
Bu hikayeyi dinleyince aklıma haliyle Zümrüdü Anka Kuşu geldi. Ama AK Parti’nin kuşu ne yazık ki uçamadı! Küllerinden yeniden doğamadı!
Tabii burada Metin Özkarslı’yı da anmazsak olmaz.
Milletvekili aday listesinde 5’inci sıraya konduğu için seçilmesini imkansız görüp sinirlenen ve hemen istifa eden Özkarslı, seçim neticesinde anlaşıldı ki, istifa etmeseydi Ankara’ya gidecekti. Kısmet…
Ama işin ilginç yanı, Özkarslı Hakim huzuruna çıkıp, istifasının sehven olduğunu beyanla, mazbatasını isteyince aldığı cevap hala unutulmadı!..