Hatadan, yanlıştan ve pragmatistlikten dönüldü
Dün Naksan Holding’ten yapılan yazılı açıklama son derece ilginç ve anlamlı.
Boydak’ın açıklamasını motamot kullanacaklarına, kendi özgün cümlelerini kursalardı, mutlaka daha şık olurdu. Ama önemli de değil.
Hızlı ve basiretli davrandılar.
Emaneti de teslim ederlerse, eminim taltif edileceklerdir. Doğrusu da budur.
Ne güzel, Atamız’ı da bu vesile ile anmışlar.
Köşeme, Ulu Önder Atatürk’ün, bu olaya ışık tutan ve benim çok sevdiğim vecizesini alıyorum: “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.”
Mirası akıllıca teslim etmenin tam sırası…
Financial Times gazetesi bu konuşma için, 'tarihin en önemli konuşmalarından biri' dedi.
Putin, birkaç gün önce Sochi’de tarihi bir konuşma yaptı.
Ana hatları şöyle:
1) Küresel güvence artık kalmadı. Bu güvenceyi yok edenin adı Amerika'dır.
2) ‘Yeni Dünya Düzeni’ kumdan bir kale idi. Amerika'nın düzeni idi. Yıkıldı.
3) Amerika'nın yarattığı kargaşalık imparatorluğunda Rusya yer almayacak. Rusya'nın imparatorluk kurmaya merakı da yok.
4) Hala ‘Yeni Dünya Düzeni’ kurmaya çalışanlara Rusya karışmaz. Ancak Rusya'nın ayağına bastıklarında, Rusya'nın çıkarlarına zarar verdiklerinde, acı çekmenin ne olduğunu iyi anlarlar.
5) Rusya arka odada politikacı pazarlıklarıyla dış politika yürütmez. Gerek içerde, gerek dışarda politika halkın isteği demektir.
6) Rusya savaş açmaz ama savaştan korkmaz.
Tayga ormanlarının sahibi ayıdır.
Ormanın dışında rahat etmez, çıkmaz.
Ama ormanı da kimseye kaptırmaz.
Hiçbir basın organında hayret ederek rastlamadığım bu konuşmanın ana hatlarını yukarıda verdim. Yorumu yarın yapacağım.
Ah disiplin ah…
Galatasaray’da disiplin yok.
Fenerbahçe ve Beşiktaş son dakikalarda gol bulup 3 puanı alırken, Galatasaray son iki dakikada 2 gol yiyip 3 puanı rakibe hediye ediyor.
Sarı kart sınırında olan Selçuk ve Burak, Benfica maçında saçma sapan, hakeme aptalca itirazdan sarı kart görerek, Atletico Madrid karşısında gruptan çıkmak için hayati maç öncesi takımlarını yalnız bırakabiliyorlar!
Bunun nasıl bir açıklaması olabilir acaba?
Selçuk, sakatmış (!) ama fedakarlık yaparak Rize maçında oynamak istemiş. Daha maçın 17. dakikasında sakatlanarak çıkınca takımın dengesi bozuldu. Güya iyilik yapmak isterken bal gibi kötülük yaptı. Bunu gerçekten bilmeyerek mi yaptı, emin değilim!
Hamzaoğlu ile veya yönetimle bir sorunu var da mesaj mı vermek istiyor, bilemiyorum.
Kankalar, Selçuk ile Burak’ın, aynı maçta gördükleri sarı kartlar nedeniyle Atletico maçında olmamaları akla kötü şeyler getiriyor.
Bu adamlar yılda 15’er milyon lira kazanıyor.
Bu paraları kesinlikle etmezler. Galatasaray’ın gollerini yabancılar atıyor. Burak ne yapıyor? İtiraz ederek bilinçli sarı kart görüyor.
Bu gibileri futbol sahalarından temizlemek lazım ki, diğerlerine örnek olsun.
Tabii bir de teknik direktör farkı var. Hamzaoğlu, efendi bir insan. Ama takımın ihtiyacı olan disiplini yaratamıyor.
Şimdi, Burak’la Selçuk bunu Fatih Terim’e yapabilir mi?
Fatih Terim, oyuncu değişikliğine gittiğinde, çıkan oyuncu Terim’in elini reddebilir mi? Veya kovalara tekme atabilir mi?
Bırakın yapmayı, akıllarından bile geçiremezler!
İşin özeti, disiplin olmazsa başarı çok zor.
Ya Altıparmak günün birinde
Gaziantep Valisi olursa…
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin 2015-2016 akademik yılı açılış töreninde konuşan Vali Ahmet Altıparmak, öğrencilere öğütlerde bulunuyor, onlardan özellikle derslerine çalışmalarını ve mutlaka kayak öğrenmelerini istiyor.
Altıparmak devamla öğrencilere, “Türkiye'nin en büyük ihtiyacı olan hususlardan bir tanesi ortak yaşama kültürü noktasında çok hassas olmamız lazım. Hakkı biraz da karşı tarafın fikrinde aramayı bilmeliyiz” dedikten sonra bakın neler olmuş!
Vali Altıparmak, 30 kadar genci karşısına alarak onlarla sohbet ediyor. “Neler okuyorsunuz bakalım?” diye ortaya sorduğunda biri şöyle diyor: “Kafam karışmasın diye okumuyorum.”
Vali Altıparmak bu yanıt karşısında irkiliyor ve öfkesini tutamıyor:
“Kafan kopsun senin! Bitmiş senin kafan! Kafa mı kalmış sende zaten!”
Vali Altıparmak’ı yürekten kutlamak lazım.
Önce, gençlere kayak öğrenmelerini salık verdiği için. Benim okuduğum okulda, Talas’ta, ‘kayak’ bir dersti. Kayıp, not alırdık.
Sonra öğrencilere kitap konusunda unutulmaz bir ders veriyor. Eminim, yıllarca o söyledikleri hatırlanacaktır.
Ancak, dua edelim, Vali Ahmet Altıparmak günün birinde Gaziantep’e Vali olmasın!
Bedeni üzerinde kafası olan adam bulmak çok zor olur!..