Putin, devreye girdi, iyi de etti…
Dün, Putin’in tarihi Sochi konuşmasının ana hatlarını maddeler halinde yazıp yorumu bugüne bırakmıştım.
Bu konuşmayı, İngilizler’in ünlü gazetesi Financial Times, “Tarihin en önemli konuşmalarından biri” olarak değerlendirdi.
Putin, Amerika’ya çok sert çıktı.
“Küresel güvenceyi yıkan Amerika’nın ‘Yeni Dünya Düzeni’ dediği kumdan bir kaleydi, o da yıkıldı. Rusya bu işlere karışmaz. Rusya’nın imparatorluk kurma hayalleri de yoktur. Ne zamanki Rusya’nın yararlarına zarar verirler, işte o zaman acı çekmenin ne olduğunu iyi anlarlar” dedi.
Bir de herkesin anlayabileceği ironiyle inceden sokuşturdu!
“Tayga ormanlarının sahibi ayıdır.
Ormanın dışında rahat etmez, çıkmaz.
Ama ormanı da kimseye kaptırmaz.”
Rusya neden Suriye’yi savunuyor?
Önce diplomasi ile savundular ama baktılar ki olmuyor, silahla yapmaya başladılar.
ABD, Rusya’yı Batı’dan Doğu’ya, Baltık, Ukrayna, Karadeniz, Romanya, Bulgaristan, Türkiye, Kafkasya, Afganistan, Orta Asya ile çevrelemişti. Netice de almıştı. Bunu biraz daha ileri götürünce, Ruslar, kendisini kuşatan yayına karşı yarma hareketi yapıp, yayın arkasına geçtiler. Derin bir olay değil; Rusların esas stratejisi bu.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin, ilk kez denenecek yeni bir teknolojiye rağmen risk alarak Ruslar’a verilmesinin ne kadar önemli bir politik strateji olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Bütün bunlar gerçekleşirken ABD ve NATO’da ‘Güney stratejisi’ değişikliği kapsamında, Türkiye’deki askeri varlığını artırıyor.
ABD İncirlik Üssü'ne geçen hafta “tank katili” olarak bilinen A-10 uçağı ile 6 adet F-15C savaş uçağı yerleştirdi. Bu arada ABD Kongresi de Türkiye'ye 70 milyon dolarlık “akıllı bomba” satışını onayladı.
Ruslar da boş durmuyor, İncirlik'in 185 km karşısındaki Lazkiye üssünü sürekli donatıyorlar. Yani, ABD'nin çevrelemesine karşı yarma harekatını sürdürüyorlar.
Eğer bu olup bitene, ‘Suriye’deki mezhepçilik’ diye basit ve sığ bir anlayışla bakarsanız, yanılırsınız!
Hani, ‘savaşın bile kuralları vardır’ denir ya, inanmayın, en azından Ortadoğu’daki savaşların iğrençliğinden dolayı inanmayın!
Küçük bir örnek!
Ruslar’ın uçağı düşürülünce, bundan kim zarar gördü?
Mısır’ın ekonomisi turizme dayanıyor. Mahvoldular. Bundan sonra Mısır’a kim gider?
Ruslar zarar gördü. 81 bin Rus turist Mısır’da korku içinde; hala tahliyeleri sürüyor.
Yolcu uçakları düşürülen Ruslar’ın ne yapacağı henüz bilinmiyor.
Bilinen ise, o uçağı IŞİD düşürdü.
Ama Ruslar’ın IŞİD’e karşı ciddi bir hava harekatı olmadı ki! Ruslar, Suriye muhalifleri ile uğraşıyorlar. Tepki IŞİD’den geldi.
Normal mi?
Hiç değil!
Bulmaca gibi çözün bakalım, kimin eli kimin cebinde?
Türkiye büyük risk altında.
Topun ağzında da biz varız!
Lütfen bu videoyu seyredin. Harika bir şey.
Hangi CHP?..
Gaziantep CHP’de etkili bir dostum seçimden sonra yakınıyordu:
“Ya arkadaş, biz bu halka ne yaptık? 1 Kasım seçimleri için gerçekten çok çalıştık. Gitmediğimiz, girmediğimiz yer kalmadı. İlgi de bayağı iyiydi. Ama oy vermediler. Bizi sevmiyorlar!”
Benim yanıtım kısa oldu: Siz birbirinizi seviyor musunuz ki, başkalarının sizi sevmesini bekliyorsunuz!
Birbirinden hiç hazzetmeyen, asgari nezaketin bile eksik olduğu insanlar topluluğunun siyasi misyonu bu kez de tökezledi.
CHP’lilerle konuşurken samimiyet dalgalarını hissedemiyorum. Az bir istisna dışında çoğu arrogant, yani kibirli, kendini beğenmiş insanlar algısı yaratıyor bende!
Ekonomi de değil de diğer bazı konularda görüşlerimizin pek örtüşmediği AK Partililer’le konuşurken, bilinen bazı istisnaları saymazsak, mütevazı, samimi ve candan insanlar.
Acaba AK Parti’ye yerel bazda oy verenler bu nitelikler nedeniyle mi oylarını veriyor, düşünmeden edemiyorum.
Şimdi kendinizi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerine koyun ve olayları izleyin.
1 Kasım seçim sonuçlarının daha resmi açıklaması bile yapılmadan CHP’de kılıçlar çekildi. “İstemezuk” diyenler ardı ardına genel başkanlık için aday adaylıklarını açıklamaya başladılar. 42 eski ve yeni il başkanı bir otelde toplanıp olağanüstü kongre talep ediyorlar.
CHP sözcüsü Haluk Koç, dün olağan kurultayın Ocak ayının ilk yarısında yapılacağını açıklamasına rağmen Muharrem İnce, “Hayır efendim, hemen yapılsın, illa da olağanüstü olsun” diyebiliyor.
MHP, kestirip attı: Kongremiz 2018’de yapılacaktır. O kadar! Nokta.
HDP’nin başı PKK ile dertte.
PKK, yüzde 13 oy, 80 milletvekiliyle 7 Haziran seçiminden sükseli çıkan HDP’yi kıskandı. Siyaset kanalının açılması, HDP’nin Güneydoğu’daki ezici üstünlüğü, muhafazakâr, mütedeyyin Kürtlerden de oy alması PKK’yı korkuttu.
Tabanının kaydığını hissetti.
Durup dururken temmuz ayının ortasında savaş ilan etti..
HDP’nin yüzde 80, yüzde 90 oy aldığı ilçelerde hendekler kazıp, barikatlar kurup özerklik ilan etti.. Güvenlik güçleriyle çatışmak için her türlü tahriki yaptı..
HDP, oy kayıplarının nedeni olarak onları görüyor. Hatta bazı HDP’lilerin, baraj altında kalsaydık memnun bile olurlardı dedikleri iddia edildi. Buna karşılık Murat Karayılan da, biz olmasaydık, yüzde 5’in üzerine çıkamazlardı, dedi.
Bu durumda Erdoğan, bunları ciddiye alır mı?
Almıyor, bildiğini okumaya devam ediyor.