‘Yarı savaş’ şartlarında her şey olabilir!..
Bundan cesaret alan danışmanlar, eleştrilerini artık daha rahat yapıyorlarmış.
Dış politikalarda düşünülen değişim ise iyi bildiğimiz, klasik bir usulle yapılacakmış!
Dış politikada başarısız olan Başbakan Ahmet Davutoğlu görevden alınarak başka bir isme görev verilecekmiş.
Ancak bunun ne kadar inandırıcı olduğu haliyle tartışmalara neden olacak.
Bence Başbakan Davutoğlu hem başarılı, hem de bir itidal unsuru. Onun yerine gelecek bir başbakan, örneğin Binali Yıldırım, Saray’ın, hiç düşünmeden, irdelemeden külliyen emrine girerse, büyük sıkıntılar çıkabilir.
Bu değişimin iki türlü olması bekleniyormuş.
1. Anayasa değişikiği ile ‘Partili cumhurbaşkanı’ olarak Erdoğan, AK Parti’nin Genel Başkanı sıfatıyla Davutoğlu’nun yerine birisini, örneğin Yıldırım’ı partinin genel başkan yardımcısı yapacak ve başbakan olarak atayacak.
2. Bu olmazsa veya uzarsa, Davutoğlu’nun istifasını isteyecek.
Nasıl, kafanıza yattı mı?
Benim yattı. Çünkü Türkiye şu sıralar ‘yarı savaş’ şartlarında yaşayan bir ülke konumunda. Her şey olabilir.
Bu adamı İngiltere’ye sokmayın!..
Gelecek sene Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimi için aday adayları sanki yarın seçim olacakmış gibi var güçleri ile çalışıyorlar.
Cumhuriyetçi aday adayı emlakçı Donald Trump, şu sıralar göze batıyor.
Bir şey olacağından değil ama o kadar çok para harcıyor ki, medya da bu parayı reddetmiyor!
Sırtını ranta dayayan bu çılgın acemi politikacı, popülist söylemlerle halkı kandırmaya çalışıyor.
Trump’ı dinlerken nedense bizimkiler aklıma geldi! Çünkü bu adam, bütün hayatı boyunca arsayı bire almış, bine satmış! Binaları beşe almış, ellibeşe satmış. Rantı çok iyi kokluyor. (Bizimkilerde iyi koku alır! Yoksa kokuyu yaratır, alimallah!)) Parayı çok kolay kazandığı için şu sıralar bol keseden harcıyor, atıyor, sallıyor!
Ancak, geçen günkü son çıkışı, kendilerini ‘milliyetçi Amerikalılar’ (Blueblood Americans/Safkan Amerikalılar) olarak tanımlayan zümrenin dışındaki herkesi sinirlendirdi ama aynı zamanda da düşündürdü!
“Bir süreliğine Amerika’ya müslümanları sokmayalım” dedi.
Bu söylem bütün dünyada büyük yankı uyandırdı. Aklı başında insanlar tepki duyarken bizzat kendi partisi de yaptığı açıklamada, bunun kabul edilebilir bir söylem olmadığını belirttiler.
En etkili ve taraftar toplayan tepkiyi ise İngilizler’in ünlü gazetesi Independent koydu.
“Bu adamı İngiltere’ye sokmayın” diye manşet attı.
Bu söylem insanları kızdırdı ama düşündürdü de dedim. Çünkü, Batı’da insanlar ‘müslüman’ denince ödü kopuyor!
Donald Trump’ı boşverin, tantanacı, goygoycu bir adam. Onu geçin! Ama yarın başkaları da bu söylemi kullanırsa, işte o zaman daha da derin düşünmemiz gerekebilir…
Kim bu HDP'deki gizli Erdoğan sevicisi!..
“Parti içinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında. Bizden çok Erdoğan’ı sevip sayarak, AKP ile ilişki kurarak, AKP’ye neredeyse yalakalık yaparak sorunun çözüleceğine inanıyordu bu tipler” diyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kimi veya kimleri kastettiği merak konusu oldu.
“Kadın özgürlüğü ve özerklikten yana bir sistem önerdik. Bundan rahatsız olanlar oldu” diye de kastettiği şahsa/zümreye ait ipucu veren Demirtaş’ın isim vermemesine rağmen benim aklıma bir isim geldi!
Sizin de aklınıza aynı isim geldiyse, siz de benim gibi yüksek sesle söylemeyin, sizde kalsın!..
VW alıcılarına duyuru…
İşte VW’nin Alman gazete ve mecmualarına verdiği reklam.
Sakın fazla ödeme yapmayın, bu reklamı gösterin.