Papa’da söylüyor ama kar etmiyor...
Suudilerle, İran’ın çatışması rutin sürüyor. Ancak dün gazete manşetlerine girebilecek çarpıcı bir olay olmadı.
Birbiriyle kanlı mezhep çatışmasına giren bu ülkeleri provoke eden, daha doğrusu yılana ağı veren ülkelerden de bugün bahsedeceğimi yazmıştım.
Ortadoğu’da savaş çıkarsa bunun sebebi doğrudan petrol olmayacaktır. Tabi ki dünyanın bir savaşa ihtiyacı varsa en uygun yerin Ortadoğu olduğu söylenebilir.
Silah endüstrisinin ihtiyacı, kapitalizmin kar üretme bunalımı, yönetici kadroların abuklukları pekala savaşlara yol açabilir ama bunun bu bölgedeki enerji kaynaklarına bağlanması gerçekçi görünmüyor.
Bu bağlamda, Batı’nın, Ortadoğu haritasını değiştirme isteğinde başka sebepler aramak mantıklı gözüküyor.
Bu mantıklı sebepleri herkesin kolayca anlayabileceği şekilde ve cesurca açıklayan çok önemli bir isim var: Katoliklerin ruhani lideri Papa 16. Benedikt.
Papa’ya, gazetecilerin sordukları birçok sorunun arasından cımbızla seçtiğim bir soru ve çok cesur yanıtı var.
Soru: "Birçok kez parçalı 3'üncü Dünya Savaşı'nın yaşandığından bahsetmiştiniz. Ne demek istemiştiniz?”
Cevap: “Savaşlar hırslar için yapılıyor -kendini haksız bir saldırı karşısında savunmak için olan savaşlardan bahsetmiyorum- savaşlar bir endüstridir. Tarihte birçok kez gördük ki bir ülke, 'Bütçe iyi gitmiyor. Savaş yapalım' diyor ve bütçedeki dengesizlik son buluyor. Savaş, bir silah işidir. Teröristler mi silah yapıyor? Evet belki biraz. Savaş yapmaları için onlara silahı kim veriyor? Tamamen bir çıkarlar ağı var, ardında para ya da güç var. Ya ekonomik güç ya da imparatorluk gücü var. Ancak biz yıllardır savaştayız ve her seferinde bu artıyor, parçalar daha az ya da daha büyük, öyle değil mi?"
Papa Hazretleri, sözlerini şu cesur cümlelerle bağlıyor:
"Savaşlar bir günahtır ve insanlığa karşıdır, insanlığı yok ediyorlar, sömürünün, insan ticaretinin ve birçok şeyin nedenleridir. Savaşlar durmalıdır. Savaşlar Tanrı'nın değildir. Tanrı, barış Tanrısıdır. Tanrı dünyayı yarattı, her şeyi güzel yaptı ve sonra... İncil'de, bir kardeşin bir kardeşi öldürdüğü (Habil ile Kabil) anlatılıyor: İlk savaş. Yani ilk dünya savaşı kardeşler arasında. Bunu büyük bir acıyla söylüyorum."
Bir din adamının bu kadar cesur konuşarak fincancı katırlarını ürkütmesini anlamlı buluyorum.
Bunun içindir ki, Suudiler’le İran’ın savaşını, dün kullandığım savaş terminojileriyle bir kez daha tanımlamak istiyorum:
‘Proxy war/başkasının savaşı’ ve ‘Phony war/sahte savaş’.
Ne kadar uyuyor değil mi? Cuk otruyor!
Bütün Ortadoğu’da, İran’ı da dahil ederek, son 10 senede petrol ve gaz karşılığı elde edilen para aşağı yukarı 10 trilyon dolar!
Nerede bu para?
Toprağın altında yatan milyonlarca insan, Amerikan Bankalarında istifli milyarlarca dolar…
İnsan hakları ihlalleri, nefret, kin ve öfke içerinde yaşayan insanlar, fakirlik, her konuda adaletsizlik, sürekli savaştan başka, yani ölmekten ve öldürmekten başka düşünceleri olmayan aşiretler…
Ali Koç’un, daha önce birkaç defa yazdığım sözünü bugün yine tekrarlamak gerekiyor:
“Bütün kötülüklerin anası kapitalizmdir.”