Siyasette ‘arkası yarın’ diziler…
Sürekli kendi içimize dönük olduğumuz için dünyada olup bitenlerin uzağında kalıyoruz. İç gündem o kadar yoğun ki, hepimiz yorgun düşüyoruz.
Hele bir de ‘arkası yarın’ diziler var ya, acaba ne olacak diye meraktan her şeyi unutuyoruz!
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’na Salı’ya kadar (bugün) mühlet verdi, “Benim karın ağrım neyse söyle, söylemezsen Salı günü ben belgelerle konuşacağım” dedi.
Bir toplum bu kadar iç savaşa ve kavgalara konsantre olursa, dış dünyayla ilgisi de azalır.
Mustafa Koç’un cenazesinde, acaba birbirine selam verip, hal hatır sorarlarsa işin rengi değişebilir mi diye umutlanmıştım. Ama resimleri görmüş olmalısınız, Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı yanından geçerken gözleri fal taşı gibi açılmıştı, belli ki bir temas istemiyordu!
Herhalde bugün için epeyce hazırlıklı olsa gerek!
İş dünyası, esnaf, tüccar, halk bu durumdan şikayetçi mi?
Duruma göre değişiyor!..
Kapalı kapılar ardında feryat figan!
Birileri duyarsa gibi durumlarda pek şikayet eden yok!
Yani, samimiyetsizlik kol geziyor!
Neyse, benim anlatmak istediğim başka.
Suudi Arabistan devlet petrol şirketi Aramco halka arz edilecek. Borsaya açılacak.
Aramco adına açıklama yapan Suudi Arabistan Prens Yardımcısı Muhammed bin Salman, “Kraliyetin reformları kapsamında bu halka arzı Suudi Arabistan ekonomisi de destekliyor” diye konuştu.
Aramco ilk petrol kuyusunu 1935’te açtı. Rezervinde 261 milyar varil petrolü olduğu biliniyor. Bu ABD’nin en büyük petrol şirketi Exxon’ın potansiyelinden 10 kat daha fazla. Dünyada üretilen 8 varil petrolden birini Aramco üretiyor.
Şimdi ne oldu da tam 85 yıl sonra Suudiler Aramco’yu borsada satacaklar?
İki nedeni var.
Birincisi Suudiler’in rezervleri süratle azalıyor. Taze para girişi şart oldu. Aramco’nun, 540 milyar dolarla dünyanın en pahalı şirketi Apple’ı sollaması bekleniyor.
İkincisi, Aramco’nun ağırlıklı ortakları yabancılar olunca Suudi Arabistan’daki petrol kuyuları daha bir güven içinde olacaktır.
Amerika’nın kayagazından elde ettiği ucuz petrol ve doğalgazdan sonra oyunun kuralları değişti.
Suudiler; İran, petrolünü satamasın diye kendi üretimini azaltmayarak fiyatları kasıtlı olarak aşağıda tutuyor efsanesine artık inanan kalmadı. Olay tamamen ekonomik. Hemen bir örnek vereyim. Bu yılın sonuna doğru ABD, Almanya’ya konsantre doğalgaz ihraç edecek.
Batılı ülkeler İran’ın ambargosunu kaldırarak bölgemizdeki rekabeti kamçıladı, husumetleri artırdı, “Hadi bakalım, şimdi birbirinizi daha iyi ezin!” dedi.
Bölgedeki ülkelerin de bu tavsiyeye! uyacakları kesin.
ABD hariç, hangi petrol ülkesinin huzuru var?
Hiçbirinin! İyi ki bizim petrolümüz yokmuş. Yoksa biz de Arap ve diğer ülkeler gibi yan gelir yatardık, ne tarım, ne de sanayi ülkesi olabilirdik.
İlahi Eyüp Bey…
Gaziantep Ticaret Odası’nın genç, mesleğinde başarılı başkanı Eyüp Bartık yerel bir gazeteye röportaj vermiş.
Söylediklerinin bir kısmına itirazım var.
Önce röportajın manşetinden başlayalım. Bartık, “Gaziantep’i, Türkiye’nin 4’üncü büyük ili yapacağız” diyor.
Oysa, Sabah’ın bir hafta önceki manşeti, ‘Dış ticaret göre Gaziantep, Türkiye’nin 3’üncü büyüğü’ idi.
Bartık, Konya’yı, Denizli’yi, Kayseri’yi silmiş atmış! Antep hepsini geçmiş!
Dünyadaki şehirler ‘hayat standartlarına’ göre değerlendiriliyor. Hani Bartık, ben rakamlarla konuşurum, diyor ya, işte rakamlar.
Bu rakamlar dün Sabah’ın manşetinde vardı, ama tekrarlayayım:
TÜİK’in 81 ili kapsayan araştırmasına göre; yaşam endeksi sıralamasında Gaziantep 60’ıncı, Konya 18’inci, Denizli 26’ıncı, Kayseri 42’inci.
“Gaziantep borçlu iller arasında ön sıralarda. Ne diyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıt bir hayli esprili olmuş!
Amerika, dünyanın en borçlu ülkesiymiş ama saygın ve de güvenliymiş. Bu duruma göre Gaziantep’in 81 il içinde en borçlu kentlerden birisi olması önemli değilmiş!
Bunun adına mugalata denir. Açarsınız BDDK’nin sitesini ‘Fintürk’de bütün istatistikleri bulabilirsiniz. Toplam nakdi kredi, toplam mevduat oranı; takipteki alacaklar, toplam nakdi kredi oranı; sektörel performanslar vb.
Gaziantep’in performansı çok geride. Mevduat, tasarruf yok, borç çok! Bu bilgiler herkese açık. Kelime oyununa gerek yok.
“Gaziantepli Kayserili’den 4 kat daha iyi tüccar” diyor Bartık.
Peki kıstas nedir? Neden 3 misli, 5 misli değil de 4 misli?
Böyle hayali değerlendirmeler bizim gururumuzu okşamaz, ancak bu röportajı Antep dışında okuyanlar güler!
Kayseri’de bir tane bile gecekondu yok. Oysa Gaziantep’in yüzde 70-80’i gecekondu. Bunu ben değil, giden Vali Erdal Ata söylemişti. Bunun, ‘iyi tüccar’ olmakla ne alakası var, diye sorarsanız… En iyisi sormayın!
Bu yazıyı uzatmak mümkün. Ama Gaziantep, Londra’dan daha güvenli bir şehir derseniz, bu tartışmanın hiçbir anlamı kalmaz. Bu şekilde esprili yaklaşım bizi yaralar, o kadar!
Ben Bartık’a bir tüyo vereyim, kulağında küpe olsun!
Bir Antepli, diğer Antepli’ye demiş ki:
Yeri gedek, yiyek içek, birbirimizi metedek!..
Meral Hanım güzel sorular sormuş. Eyüp Bartık nasıl yanıtlamış, onu da okuyuculara bırakalım.