İçelim, ama nerede?
Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
Mâ-i Tesnim içelim Çeşme-i Nev-peydadan
diyen şair Nedim’e nazire yapıyor…
Meğerse derdi başkaymış!..
Usta şair, Kaptan-ı Derya, gazetesinde sakıt belediye başkanı için ‘İçmeli’ diye dokunaklı bir şiir yazmış:
‘Yaşım atmışaltı burcum da Balık…
Mebusluk, bakanlık hayalde kalık!”
Şiir daha uzun, yakışan renkli bir resimle de süslenmiş.
Çok duygulandım!
Yalnız bir soru takıldı kafama.
‘İçmeli’ diyor, ama nerede içmeli onu yazmıyor.
Yani, hangi resortunda?
Antep, Alanya, Antalya, İzmir, İstanbul, Kanada, Estonya…
Başka da var mı diye yakın bir arkadışına telefon ettim.
“Bir de Neptün var” dedi.
Anlamadığım için, “Orası neresi ya?” diye sordum.
“Uzay, uzay… Orada da var!..” diye dalgasını geçti!..
GAÜN öğrencilerine hadlerini bildirin Hocam!..
Gazetemiz, GAÜN kampusundaki 500 fıstık ağacını kesilmekten kurtarmak için yayın yapıyor.
Çocuk hastanesi yapılacakmış, rektör ağaçların kesilmesini emretmiş. Bana kalırsa doğru yapmış!
Hangisi önemli?
40-50 yıllık o fıstık ağaçları mı, yoksa çocuk hastanesi mi?
Şimdi diyeceksiniz ki, başka yer mi yok?
Kazın ayağı öyle değil! Üzerinde fıstık ağaçlarının yetiştiği toprak hastane inşaatına uğurlu geliyor, hastalar daha çabuk iyileşiyor! Bu bir inanç meselesi! Ben de, Hocam da buna inanıyoruz! Di mi Hocam?
Hem Urfalılar zaten durmadan fıstık fidanı dikiyor. Şu anda ağaç sayıları bizden fazla. Yakın bir gelecekte aradaki fark daha da açılacak.
Diyeceğim o ki, onlar diksinler biz de keselim. Biz fıstık yemeye Urfa’ya gideriz, onlar da hastaneye buraya gelirler!
Bu arada GAÜN’ü, duyarlı bazı öğrenciler ağaç kesimini önlemek için protesto etmişler.
Size ne oluyor be kardeşim! Ağaç bizim, Antepli rektör, o da bizim, canımız neyi isterse keseriz!
Kafamızı bozmayın, kampüsteki bütün ağaçları da bir gecede keseriz!.. Di mi Hocam?
Şunlara iyi bir ceza ver de ağaç neymiş, bir daha böyle saçma şeylerle uğraşmasınlar!
Siz dersinizi çalışın, bırakın böyle şeyleri, onlar rektörün uğraş sahasına giriyor.
(Resmin altına girecek)
Mimar Sinan (1489-1588), Osmanlı’nın büyük ustalarından biri, mimarlık tarihimizin evrensel dahisidir.
Ölümünün 428. Yılında, bugün çeşitli etkinliklerle anılacak.
Mimar Sinan’ın en büyük ve en değerli iki yapıtı, Süleymaniye ve Selimiye Külliyeleri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Sinan’ın yapıtları, “insanın yaratıcı dehasının başyapıtları” ve “insanlık tarihinde dikkat çekici bir aşamanın seçkin örnekleri” olarak bu listeye girmişlerdir. Sinan’ın mimarlığı çağdaş dünya tarafından da “üstün evrensel değer” olarak tanınıyor.
(Rsmin altına bu yazı girecek)
Almanya’nın en büyük gazetesi Bild, ‘Panama Papers’ın arkasındaki gücün Putin olduğunu iddia etti.
Amerika’nın en önemli ve itibarlı düşünce kuruluşu ‘Brookings’in bir uzmanı, 11.5 milyon belgenin bir gazetecinin uğraşısı sonucu elde edildiğine inanmak çok zor, dedi. “Bunun bir gizli servis prodüksiyonu olduğu açık değil mi?” diye de bir soru yöneltti!
Alman Bild gazetesi de şu soruyu soruyor:
“Belgelere bir de şu açıdan bakmak gerekiyor. Kimler var, kimler yok!”
Yukarıdaki resmi Bild gazetesinden aldım. Dünyayı karıştıran Putin’in resmini montajla Panama görüntüsünün içine koymuşlar.
Peki Putin kötü veya yanlış bir şey mi yaptı?
Böyle bir şey söylenebilir mi? Vergi kaçıranları, kaçak paraları saklayanları, soyguncuları deşifre ediyorlar.
Eğer iddia doğruysa, Putin kimden intikam almayı hedefliyor dersiniz?
Devlet, hukuka saygılıyım, diyor ama…
Hali, tavrı, yapısı, düşüncelerini hiçbir zaman demokrasi ile bağdaştıramadım.
Otoriter yapısını arkadaş sohbetlerinde eleştirince, “Sen bilmiyorsun, o öyle olmasa, ülkücü gençlik sokaklara dökülürdü” dediler hep!
Mahkemenin olağanüstü kongre ve kayyum kararını duyunca, “Ankara’da hakimler var” deyiverdim birden…
Ama çok geçmedi, hemen arkasından Devlet Bahçeli’nin açıklaması geldi.
“Olağan kongrenin dışında hiç kimse olağanüstü kongre beklemesin. Kongremiz 18 Mart 2018 de yapılacaktır.”
Bu mahkeme kararından sonra muhaliflerin eli o kadar güçlendi ki, karşı koymanın mümkün olacağını zannetmiyorum.
Halbuki, efendice, hukuka saygı duyarak çekilse, partinin sembolü olabilirdi. Artık, o şansını kaybetti.
Güç sarhoşları asla ayılıp makamı bırakmaya yanaşmıyor!
Cameron’un işi çok zor!..
İzlanda Başbakanı Sigmundur David Gunnlaugsson, ‘Panama Belgeleri’nde adı geçince biraz tereddütte kaldı ama başkent Reykjavik’te meydana 20 bin kişi toplanıp protestoya başlayınca, hiç uzatmadı ve “Hadi bana eyvallah” deyip gitti.
Şimdilik başka istifa yok, ama İngiltere Başbakanı Cameron’un başı bayağı dertte. Zaten itiraf da ediyor, “Evet vergi kaçırdım” diyor.
Neredeyse bütün İngiliz gazeteleri her gün tam sayfa Cameron’un üstüne gidiyor. Bu baskıya dayanması çok zor. (Örnekleri köşeme aldım)
Ancak beni şaşırtan, söz konusu paralar ufak tefek! Gazetelerin manşetindeki rakam 30 bin pound! Yani 120 bin lira!..
Keşke bize haber verseydi, biz o parayı kendi özel yeteneğimiz ve tecrübemizle daha iyi saklardık!
Böylece Cameron kurtulurdu!..