Kahire’de bir Kral…
“Kızıl Deniz üzerinde, iki ülkeyi birbirine bağlayacak bir köprü inşaasına kardeşimle birlikte karar verdik.”
Kararı veren Kral Hazretleri Selman bin Abdulaziz Al Suud. Kardeş ise Mısır Cumhurbaşkanı, Ekselansları Abdel Fattah El-Sisi.
Sisi de, “Arap ortak eylem yolunda yeni bir bölüm. İşbirliğimiz; Filistin, Yemen, Libya, Suriye gibi bölgesel krizleri çözmemize mutlaka izin verecektir” yorumunda bulunmuş.
Bunu, ‘Arab News’ sitesinde okuyunca hemen aklıma ‘ortak akıl’ geldi. Demek bu onlarda da var!
Suudi Kral Selman 5 günlük bir gezi için Kahire’de bulunuyor. Bugün de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak ülkemize geliyor.
Neyse devam edelim…
Kral Hazretleri’nin şu söylemini çok ilginç ve vizyonel buldum:
“Bu tarihi bir adımdır. İki kıtayı, Afrika ve Asya’yı birbirine bağlamak mükemmel bir dönüşüm olarak kabul edilmelidir. İki kıta arasındaki ticaret eşi görülmemiş şekilde artacaktır.”
Kral Salman’a bu nitelikli öngörüsü nedeniyle şapka çıkarıyorum.
Kral Hazretleri yakında inşaasına başlanacak köprünün adını da koydu: Kral Selman Köprüsü.
Anlaşma metnine şöyle yazıldı: Custodian of the Two Holy Mosques King Salman/İki kutsal caminin hizmetkarı, Kral Selman.
El Cezire’nin muhabiri şu özel notları geçmiş.
Kral Selman’ın ziyareti hem ekonomiyi, hem de siyaseti kapsıyor.
Suudi Arabistan ve Mısır dış müdahalelere karşı birlikte hareket edeceklerini vurguluyorlar. Bununla bölgesel ihtirasları olan İran’a gözdağı veriliyor!
İki ülke arasında 1.7 milyar doları kapsayan 17 maddelik anlaşma Mısır’a çok önemli kazançlar sağlıyor. Tam rakam açıklanmamasına rağmen 3-4 milyar dolara malolması beklenen köprünün tüm finansmanını Suudiler sağlayacak. (Köprü anlaşma maddelerine dahil değil) Kahire’deki Al-Aini Hastanesi’nin geliştirilmesi ile Sina’da yeni bir üniversite, Kral Selman Üniversitesi ile bir kasaba ve enerji santrali kuruluşu Sisi’ye verilen önemi ve Suudiler’in, sabık lider Mursi’ye karşı olan tepkilerini gösteriyor.
Zaten Suudiler, Mursi devrildikten ve Müslüman Kardeşler etkisiz hale getirildikten sonra Mısır’ın bir dediğini iki etmediler. Mursi, Temmuz 2013 yılında tutuklandıktan sonra Suudiler’in bugüne kadar Mısır’a turizm ve tarım sektörlerine yatırım, yardım, uzun vadeli borç ve bilgi teknolojisi için yaptıkları yatırımın toplamda 21.5 milyar doları bulduğu iddia ediliyor.
Her sene 1.5 milyon Mısır’lı Suudi Arabistan’ı, 750 bin Suudi de Mısır’ı ziyaret ediyor.
Kral Selman’ın Mısır Parlamentosu’nda yapacağı konuşma için genel sekreter Ahmed Baad El-Din şu bilgiyi verdi:
“Kral’ın, 150 yıllık tarihi olan parlamentomuzda yapacağı bu konuşma bir ilk olacaktır. Konuşma kaydedilecek ve daha sonra televizyon ve radyodan yayınlanacaktır.”
Bu konuşma dün (Pazar) yapıldı ve daha sonra televizyon ve radyodan yayınlandı.
Gezinin siyasi tarafına gelince…
Sisi artık Esad’ın yakasını bıraktı. Kral Hazretleri’nin ikna etmesiyle olumlu yorumlar yapıyor!
Kral Selman, bugün başlayacak Türkiye gezisinde Erdoğan ile Sisi’nin diyaloğu için zemin yoklayacak. Hedefte ise İstanbul’da düzenlenecek İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesine Sisi’yi davet ettirmek, var.
(AFP, BBC, Arab News, The Guardian, Al Jazeera’den derledim.)
‘Kahgenin üçü Antep’in içi…’
Değerli dost Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, “Amerika’dan daha güvenli bir şehirde yaşıyoruz” demiş.
Aklıma merhum Sanayi Odası Başkanı Kamil Şerbetçi geldi.
O da GSO ile birlikte hayatında ilk kez New York’a gidip geldikten sonra, “Gurban olayım Antebime… New York berbat bir yer, hiç sevmedim. Doğru dürüst gezecek bir yeri yok. Harlem diye bir yer var, beyazlar giremiyor çünkü hemen öldürüyorlar. New York sağlam yer değil…” demişti.
Avrupa’nın çeşitli kentlerine giden bazı Antepli arkadaşlarım da benzer şeyler söylemişti. Daha güzel, daha güvenli bir şehir olduğunu iddia etmişlerdi Gaziantep’in…
Ben aklıma mukayyet olmak için bu yorumlara sesimi çıkaramıyorum.
Tabii bir de tarihten gelen gerçek var: ‘Kahgenin üçü Antep’in içi…’ darbımeseli!..
Yavuz Coşkun’un kararını
ve açıklamasını bekliyorum
GAÜN Rektörü Yavuz Hoca, gözünü kırpmadan yarım asırlık 500 fıstık ağacının kesilmesi için emir vermiş.
GAÜN öğrencileri ayaklanmış, CHP’li siyasiler tepki yağdırıyor ve Gaziantep Yeşil Sol Parti gençliği kampüste protesto gösterisi yaparak “Ağaç katliamına dur” çağrısı yapıyor.
Cumartesi sabah yerel gazetelerin hepsini taradım. Fıstık haberi yalnız iki gazetede var.
Çoğunluğun umrunda bile değil, ilgilenmiyorlar.
Ama Yavuz Hoca’yı severim, ona hatırlatmak isterim. Giderayak böyle bir kötülük yaparak, ismini sonsuza kadar kirletmemesi, torunlarına, “Bunun dedesi rektörü olduğu üniversitenin yarım asırlık ağaçlarını kestirip konut yaptırdı” gibi çirkin bir miras bırakmamasını öneririm.
11 bin öğrencili Gaziantep Üniversitesi’ni 40 bini aşkın öğrencili saygın bir üniversiteye dönüştüren, geliştirip bugünkü durumuna getiren Yavuz Coşkun’dur. Üniversitede çok büyük emeği var.
İlkokul diplomalarının bile düzgün olduğu belli olmayan bazılarını ‘Lisans, Yüksek Lisans’ hatta ‘Doktora’lı yapma beceri ve hünerini de göstermiştir. Bunlar bahsi diğer...
Yavuz Hoca, neden bir çuval inciri berbat etmek için uğraşıyor, anlayamıyorum. Eğer bu işte bir menfaatı yoksa ve hala ısrar ediyorsa, eh o zaman Hoca’ma acil şifalar dilemekten başka yapacak bir şey yok!..
Korkunun ecele faydası yok!..
MHP İl Başkanı Muhittin Taşdoğan, “Türkiye’de hukuk adına yapılan uygulamaların maalesef kötü bir örneğine daha şahit olduk. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi yetkisinde olmayan bir karar vermiştir. Bu kararı genel merkez üst mahkemeye taşıyacak. Her türlü ayak oyunlarına karşı kurultayımız olağan tarihinde yapılacaktır” demiş.
Taşdoğan’ın bir üst mahkeme dediği temyiz, maalesef icrayı durdurmuyor!
Yani tüzük değişikliği için kurultay toplanacak ve bu değişiklik MHP’yi olağanüstü kongreye götürecek.
Gazeteci arkadaşlarım Taşdoğan’a şunu sormalılar: “Siz kurultaydan neden korkuyorsunuz? Öyle yahut böyle, güçlüyseniz, yüreğiniz yetiyorsa, kendinize güveniyorsanız, ‘Hodri meydan’, kapıları açıp, muhalefetin ümüğünü sıkıp, onları yenip rezil rüsva edersiniz, bir daha da karşınıza kolay kolay çıkmaya cesaret edemezler! Neden böyle bir tavır sergilemiyorsunuz? Yenilmekten mi korkuyorsunuz?”
Acaba ne yanıt verirdi!
Ben yorumu peşin yapayım: Korkunun ecele faydası yok!..
Bu saatten ve 543 imzadan sonra geriye dönüş olacağını hiç zannetmiyorum.
Ha Antep ha Rize, ikisi de Türkiye…
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ genel başkanlığa adaylığını kendi seçim bölgesinde değil de Rize’de açıkladı.
Garip değil mi?
Rize’de de bu soru sorulunca Özdağ şu yanıtı vermiş:
“Partimizin tarihini iyi bilmek lazım. Ben Milliyetçi Hareket Partisi’ne 1965 yılında, 4 yaşında babamın kucağında geldim. Bu tarihin bir parçasında rahmetli Alparslan Türkeş’in Rize konusunda söylediği bir tespittir. Diyor ki; ‘Rize’den bir milletvekili çıkardığımız gün Türkiye’de de iktidarız’. Biz o bir milletvekilini almaya gidiyoruz. Yani iktidar yolculuğunu Rize’den başlatmak amacıyla tercih ettik.”
Özdağ, ‘”İktidar yolculuğuna çıktık” diyor.
Akşener, “Ben başbakan olacağım” diyor.
Taşdoğan da, “Nereye gidiyorsunuz ya?” diyor.