Gaziantep, Avrupa’nın Berlin’i mi?
Hafta sonu dünyanın gözü Gaziantep’teydi.
Avrupa’nın bir numarası ve dünyanın en saygın liderlerinden birisi olan Alman Şansölyesi Angela Merkel’ın ne söyleyeceği merakla bekleniyordu. Yalnız mültecilerle ilgili değil, Türkiye’deki özgürlüklerle ilgili değerlendirmesini canlı yayında izleyen Alman toplumu için çok önemliydi.
Alman medyası, ama özellikle sosyal medya, olağanüstü önemi olan mülteci sorununu Erdoğan-Merkel diyaloğunda ilişkilendirdiği için bence çok kısır bir döngüye girildi.
Sokaktaki Alman’ın açıkça söylediği gerçeğin ta kendisi!
Şansölyelerinin Erdoğan’ın insafına sığındığını ve bu yüzden siyasetin alabora olduğunu düşünüyor Alman halkı.
Türklerin 1960’lı yıllarda Almanya’ya çalışmaya gidişi ile başlayan devrim niteliğindeki değişim, bugün aradan yarım asır geçmiş olmasına rağmen hala hazmedilemedi. İlk gidenlerin bir kısmının çocukları, hatta torunları Alman eğitim sisteminde öğütülmüş olmasına rağmen, yine de isimlerinden, dinlerinden ve fiziki görünümlerinden dolayı hala ‘Auslaender/yabancı’ olarak kabul ediliyor.
Şimdi…
50 senede, 4 milyon yabancının (3’ü Türkiye’den giden) hazım ve entegrasyonu başarılamamışken, 1-2 senede belki iki milyon veya daha fazla Suriyeli mülteci Almanya’yı ne hale getirir bir düşün hele…
Merkel bunu görüyor ve Erdoğan’a Allah’ın ipine sarılır gibi sarılıyor.
Başbakan Davutoğlu gayet net ve sarih bir şekilde söyledi:
“Vize işi Haziran ayında hallolmazsa mülteci konusunda başa döneriz.”
Türkiye’deki özgürlükler konusunu savsaklayana Merkel’a Antep’te bu da soruldu. İki arada bir derede kalan Şansölye, “Bu konuyu Türk meslektaşlarımla aramızda sürekli konuşuyoruz” diye gülümseten bir yanıt verdi.
Ne yapsın Angela Hanım, karşısında tavizsiz, sert bir Erdoğan var. Her kelimeyi tartarak, ölçerek konuşmak zorunda kaldığı için ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabildi!
Cumartesi akşam ki basın toplantısında yalnız 3 soru alınabildiği için bence sorulması gereken bir soru sorulamadı:
“Sayın Şansölye, suyunuz ısınıyor! Yerel seçimlerde sürekli kan kaybediyorsunuz. Bu yıl sonunda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği makamı boşalıyor. Aday olmayı düşünüyor musunuz?”
Bu soru sorulabilseydi Antep’teki basın toplantısı dünya gündeminin birinci maddesine otururdu. Ama olmadı.
II. Dünya Savaşı’nın Berlin’i konumundaki Antep, ileriki zamanda dünya gündeminde daha sık yer alacaktır.