ABD Fetullah Gülen’i verir mi? (3)
Bu serideki üçüncü ama son yazım.
Hayır vermez!
Size mutlaka seyretmeniz dileği ile bir video adresi veriyorum.
Ancak İngilizce. Lisan bilen birilerinden faydalanıp bu videoyu izlerseniz, neden bu kadar kestirmeden “Hayır vermezler” dememin izahı ve reçetesi bu videoda. https://youtu.be/tctl8FNasFo
Videoyu ABD’de yaşayan bir okul arkadaşım gönderdi.
Gülen’i anlatan Sibel Edmonds, bizim Amerikan Koleji’nden hocamız Mr. Edmonds’ın gelini. Sibel Hanım Türk, evlenince kocasının soyadını almış.
Galiba 25 yıl kadar FBI’da çalışıp emekli olmuş. İngilizceyi aksansız konuşuyor ama ‘Fetullah Gülen’ ismini telaffuz ederken Türk olduğunu anlıyorsunuz.
Amerika’da Gülen’e “Molla Ayetullah Fetullah Gülen” deniyor. İsmi hep böyle geçiyor.
Seyretmeye vakit ve imkanınız olmazsa çok kısa bilgi vereyim.
Fetullah Gülen’i Amerika’ya zamanın başkanı Clinton davet ediyor.
Sibel Edmonds’a göre CIA’nın Gulfstream tipi özel uçağı Gülen’i alarak ABD’ye getiriyor ve mart 1999’dan beri de Pensilvanya eyaletinin Saylorsburg kasabasında yaşıyor.
(Bizim bazı kaynaklarımızda ise Gülen’in ABD’ye THY ile gittiği bilgisi var.)
Sibel Hanım, Clinton’ın Fetullah Gülen’i öven bir konuşmasını da videoya almış.
O zaman Gülen’in 100’den fazla ülkede okulu bulunuyor ve okullar İngilizce tedrisat yapıyor. Eğitim, Amerika’yı sempatik, saygın ve güvenilir bir ülke gösterme propagandası üzerine kurulu.
Clinton, bunları böyle söylemiyor, ama övgüsünde Gülen’in ABD için çok faydalı bir din adamı olduğunu vurguluyor.
Görevden ayrılıncaya kadar da bir dediğini iki etmiyor.
Şimdi bizim gazetelerde zaman zaman Gülen’in adamlarının Hillary Clinton’ın mitinglerine katılıp destek verdiklerini, para bağışında bulunduklarını yazıyorlar ya, Clinton-Gülen yakın ilişkisi o zamandan beri aralıksız sürüyor.
Biz bu ilişkilere büyük tepki duyuyoruz, bazen de diplomatik kuralları aşan gaflarımız oluyor.
Oysa, ABD bizim bakıcımız değil, kendi yararlarını düşünen stratejik ortağımız. Akıllı ol, kendini istismar ettirme, ülkenin yararları için uyanık bulun, gereğinde sen de iki yüzlü davran!
İngiltere, bizim AB’deki en güvenilir dostumuz değil miydi? Bizi her zaman koşulsuz destekleyen, bizi biran önce AB’de tam üye olarak görmek isteyen ülke değil miydi?
Ama sonra ne oldu? Aynı İngiltere AB’den ayrılmak için bizi günah keçisi yaptı.
İngilizler’in dediği gibi ülkelerin ebedi dostları yoktur, ebedi yararları vardır.
Kızmaca yok, sen de yapacaksın. O ne mazeret uyduruyorsa, sen de mazeret uyduracaksın.
Geçtiğimiz günlerde wikileaks belgelerinde Alman Şansölyesi Merkel’ın bize ayrı, iç yazışmalarında ise tamamen değişik değerlendirmelerde bulunduğu, ikili oynadığı anlaşıldı. Kıyamet kopmadı. Çünkü ülkelerin böyle yapması mazur görülüyor.
Anlaşılacağı üzere, özellikle büyük ülkelerin dış politikaları etik üzerine değil, menfaat üzerine kurulu.
Yalan söylemek ABD’de en çirkin suç! Ama dış politikada değil! Öyle olsaydı, ABD, “Darbe girişiminden vallahi billahi haberimiz olmadı” der miydi?
Baklava
FETÖ’nün en önemli kentlerinden olan şehrimizde operasyonlar henüz başlamadı, komisyonun ince eleyip sıkı dokuduğunu biliyoruz.
Dün İstanbul’daki operasyonda Nejat ve Faruk Güllü için gözaltı kararı verilince haliyle Antep’te, baklavanın başkentinde, merak uyandırdı.
Benim çok sevdiğim iki değerli dostum var, Mahmut ve Ömer Güllü.
İkisi de kültürlü, adam gibi adamlar ve Gaziantep’e yararlı insanlar.