Yani GTO!..
Şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler…
Bu ne bir atasözü, ne de bir deyim!
Koca Ragıp Paşa söylemiştir bu cümleyi!
Bir sürü manaya çekilebilir bu laf. Ama benim anladığım, Koca Ragıp Paşa bu cümle ile şunu anlatmak istemiştir:
“Kendini öven birisinin suçlarını ortaya dökmesi, saçmalamalarını ortaya koymasıdır. Aslında bu içi boş tenceredir, bu sofrada da yeri yokturun kendini ikrar biçimidir.”
Bu kadar lafı ve izahatı neden yaptığıma gelince…
GTO yönetiminin dün gazetelere gönderdiği, “Kamuoyuna duyuru” açıklamasında şöyle diyor:
Son günlerde bazı çevrelerce kasıtlı ve art niyetli iddialar ve söylemlerle, Gaziantep Ticaret Odasının kurumsal kimliği ve yönetim kurulu hedef gösterilmeye çalışılmaktadır.
Ülkemizin içinde bulunduğu mevcut durumu bir fırsat olarak kullanarak Odamızı yıpratmaya çalışan bu girişimlere yönelik, kamuoyunun yanlış algısının önüne geçmek amacıyla yönetim kurulu tarafından bir açıklamaya ihtiyaç duyulmuş ve bu açıklama aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
Odamız mevcut gelirlerini en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla rutin bir faaliyet olarak sahip olduğu kaynakları, belli vadelerle çeşitli bankalara yatırmaktadır. Bu kapsamda bugüne kadar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) izniyle çalışan özel ve devlet bankalarıyla işlemler gerçekleştirmiş ve yine geçmiş dönemde aynı konumda olan Bank Asya ile de 30 Ocak 2014 tarihinde, o dönem toplam banka mevcudumuzun yüzde 3’üne tekabül eden para 3 aylık süreyle Bank Asya İpekyolu Şubesi’ne yatırılmıştır.
Bu bankayla yapılan tek işlemdir. Bankaya yatırılan meblağ kısa süre sonra çekilmiş ve başka bir bankaya aktarılmıştır.
Adı geçen bankaya para yatırma işlemi de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu bankayla ilgili uyarılarından aylar önce gerçekleşmiştir. Daha sonra bu bankayla hiçbir çalışma yapılmamıştır.
Sonuç olarak tamamen mevcut kaynaklarını değerlendirmek adına yapılan ve bugün yaşanan olaylarla hiçbir alakası olmayan bu olayın bu şekilde çarpıtılarak kullanılmaya çalışılmasından duyduğumuz üzüntüyü bildirir, konuyu kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunarız.
Pazartesi devam edeceğiz.
İtalyan işi!..
Sudan bahaneler ileri sürerek Beşiktaş’tan ayrılan Alman futbolcu Mario Gomez, kendi ülkesinin takımı Wolsburg’a transfer olmuş.
Gomez’in bonservisi İtalyan takımı Fiorentina’daydı. Geçen sene Beşiktaş’a gelirken kontrattaki bir maddeye göre Gomez, üçüncü bir takıma giderse transfer ücretinin yarısını Beşiktaş alacaktı.
Bu durumda Beşiktaş’ın hissesine 3.5 milyon Euro düşüyor. Çünkü bütün Alman gazeteleri Gomez’in 7 milyon Euro’ya transfer olduğunu yazıyor.
Ama İtalyanlar öyle düşünmüyor. Beşiktaş’a 1.1 milyon Euro vereceklerini bildirmişler. Yani, tam bir İtalyan işi!..
Beşiktaş başkanı Fikret Orman, “Kontratı gönderin bir görelim” demiş!
Bakalım gönderebilecekler mi?
Şu millet dürüst, bu millet üçkağıtçı diye bir şey yok. Hepsi aynı!
Arda meselesi!..
Türkiye’nin sorunu az ya, şimdi bir de Arda meselesi çıktı.
Fatih Terim, Arda’yı milli takıma davet etmedi. Antalya’da Ruslar’la hazırlık maçı oynadık, Pazartesi günü de Hırvatistan’la 2018 Dünya Kupası, grup maçlarında ilk karşılaşmaya çıkacağız ve Arda yok.
Oysa Arda, formunun zirvesinde, Barcelona’da ilk 11’de oynuyor, harikalar yaratıyor.
Fatih Terim onu milli takıma çağırmamakla çok doğru bir iş yaptı.
Ama ne yazık ki bu ayrılık pek uzun sürmeyecek. Zira milli takımın Beştepe, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı’nı ziyaretinde Erdoğan’ın, “Milli takıma bazı oyuncuların seçilmemesi olumsuz bir spor gündemi oluşturdu. Bu tür bir polemik hem milli takımı hem de federasyonu yıpratır. Çok zorlu bir Dünya Kupası macerasına başlıyoruz. Arda Turan gibi bir isme milli takımın ihtiyacı var. Kendisiyle ilgili kararınızı gözden geçirmenizi rica ediyorum” diyerek endişelerini dile getirdiği ancak aday kadroya çağrılmayan diğer isimlere değinmediği iddia ediliyor.
Yani, Arda 6 Ekim’de Türkiye’de oynanacak olan Ukrayna maçı ile 9 Ekim’de İrlanda’da oynayacağımız maçlarda milli takımdaki yerini alacak.
Böylesi iyi mi oldu?
Evet, iyi oldu.