Güce tapmak, güçlüye tapınmak
Tapmak ya da tapınmakla ilgili değişik tanımlamalar yapılabilir. Türk Dil Kurumu:
“İlah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde göstermek,
Tutku ile sevmek, bağlanmak
Birine çok değer vermek” şeklinde tanımlıyor tapmayı.
İnsanlar neden tapınır?
Ben olaya psikolojik açıdan bakmak istiyorum. Güçlü olmanın zıddı zayıf olmaktır. İnsan doğası itibari ile zayıf bir varlıktır. Bir solucan, bir böcek, tabiatta insandan daha kolay yaşayabilir.
Hayatta kalmak için güce ihtiyaç duyarız.
Bizim hayatta en önemli iki görevimiz var. Birisi üremek, neslin devam etmesidir. İkincisi ise hayatta kalmadır. Hayatta kalmak için güçlü olması gerekir insanın. Hayatta kalma güdüsü güçlü bir güdüdür. Kimse ölmek istemez. Darda kaldığınızda, denize düştüğünüzde hep bir şeylere tutunmak istersiniz.
İnsan sosyal bir varlıktır. Birlikte yaşamın olduğu her yerde mücadele, kavga, kıskançlık, rekabet olur. 1997 yılında askere gittim. Askerde tertipçilik olur. Üst devreler yeni gelen alt devreleri hep ezerler. Nöbet, temizlik hep çömezlere yaptırılır. Bölüğümüzde 10 yıllık asker İlhan diye biri vardı. Adam anti sosyal kişilik yapısına sahip birisi. Yani kabadayı… Askerlikle alakası yok. Kimse ona ses çıkaramaz. Bu acemi askerler İlhan ağabeylerinden yardım isterlerdi. İlhan ağabeyleri onların koruması olmuştu. İşin iç yüzünü sonradan öğrendim. Acemi askerler hemşerilik ayağına İlhan’a yanaşıyorlar. İlhan’ın cebine harçlık koyuyorlar. İlhan da onları üst devrelere karşı koruyordu. Ayrıca kendileri ayrımcılığa, kötü muameleye maruz kalan bu alt devreler, zaman geçip üst devre olunca yeni gelenlere acımasızca davranırlar.
Gücü ele geçiren canavara döner. Ülkemizde önceleri gelinler çok ezilirdi. Gelin gelir, kaynanası onu paspas gibi ezer. Aradan yıllar geçer, gelin yaşlanır, oğulları olur, kendisi otorite olur. Eski gelin hanım ağa olur. Kendisi de oğlunu evlendirir. Önceden yaşamış olduğu bütün sıkıntıları, kendi gelinine aynen yaşatır. Aslında beklentimiz kendisi bu kadar sıkıntıyı yaşamış, aynısını gelinine yaşatmamasıdır. Ama o tam tersini yapar.
İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında Naziler bir çok Yahudi’ye kampta görev vermişler. Bir süre sonra bu görevli Yahudiler’in kendi dindaşlarına Naziler’den daha fazla işkence ve eziyet ettikleri görülmüş. İşte insan güce ve güçlüye tapınmayı sever. Güç insanda egoyu, nefsi besler. Egonun besini güç ve iktidardır.
Milletvekili seçim öncesi kuzu gibidir. Eğer partisi seçimi kazanırsa adamın yanına yaklaşamazsınız. Hitler’i Hitler, Nemrut’u Nemrut, Yezid’i Yezid yapan güce ve güçlüye tapan halklarıdır.
Allah kudret sahibi olmasa, bir depremle yerleri sallamasa bu insanların Allah’a iman edeceklerini mi sanıyorsunuz?
Her insan içindeki ve dışındaki gücü kolay kolay kontrol edemez. Güç baş döndürür. Güç insanı zehirler. Firavun’a piramitleri yaptıran bu güç idi. Cengiz’e 50 milyon insanı öldürten bu güç idi.
Hepimizin içinde bir Hitler, bir Cengiz, bir Nemrut yatıyor.
Bir okulda temizlik görevlisi olarak çalışırken adil davranmak kolaydır. Bu temizlik görevlisini getirin ülkenin başına geçirin. O zaman görün siz onu.
En iyi, en kibar, en güzel siyasetçi, yönetici, amir, gücü kontrol edilen ya da gücü elinden alınandır.
Şunu unutmamak lazım ki insanların çok büyük bir çoğunluğu hep güçlünün yanında yer alır. Piyangodan para çıkınca akraba sayınızın artmasının sebebi budur. Zengin olunca gücünüz ve yalakalarınız artar. Para, mevki, makam, iktidar gücün değişik versiyonlarıdır. Bir insanı tanımanın en iyi yollarından birisi ona güç vermektir.
Ver gücü tanı adamını.
Şimdi çevrenizde güçlüyü alkışlayan, öven, metheden kişilere dikkat edin. İktidar değişsin, güçlü zayıf düşsün ilk tekmeyi kendileri atarlar. Denizde fırtınaya yakalandınız. Geminiz batmak üzere. Böyle bir durumda ateist dahi olsanız, imana gelirsiniz. Böyle bir durumda oturup kahve içmezsiniz yani. Çaresizlik, zayıflık, acizlik, sizi güce tapınmaya mecbur eder. O güce ulaştığınız zaman da tam bir zalime dönüşebilirsiniz. Çünkü zalimin tek dayanağı güçtür. Yasalarla, kanunlarla, baskıyla çevresine hükmeder. Kendine tabi olmayanların sonu büyük acılar çekmektir.
Kendinizi sigaya çekin. Güce ve güçlüye tapıyor musunuz?
Mazlumun, garibin mi, yoksa güçlünün mü yanındasınız?
Vicdanınıza sorun, o doğru cevabı verir size.