Bana bak kendini gör
Bir gül için dünyanın geri kalanı da güldür. Bir elma için her şey elmadan ibarettir. Bir çalı için ise dünyanın kalanı da çalıdır.
Sen ne isen diğerleri de odur. Sende olmayan bir şeyi başkalarında göremezsin. Sen sadece sendeki malzemeleri başkasında gördüğün zaman tanırsın. Sen mutlu değilsen, dışarı da mutluluğu göremezsin. Güzelliği, huzuru, mutluluğu bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirsin. Eğer bütün bu aradığın şeyler, içinde değilse onları bulman imkansızdır. Ne ararsan ara ama içinde ara. Küp kendi içindeki sıvıyı sızdırır dışarı. Bal varsa bal sızar. Sirke varsa sirke. Pislik varsa pislik. Senin küpünde pislik varsa, dışarıda bal araman beyhude.
Bir yolcu sakin ve sessiz bir kasabaya uğramış. Yorgun ve aç yolcu, kasabanın girişinde, yolun kenarında oturan yaşlı bir dervişe: “Bu kasabada yaşayan insanlar iyi mi, hoş mu?” diye sormuş.
Yaşlı derviş hafifçe başını kaldırmış ve bu soruya soru ile karşılık vermiş. “Arkadaş, senin geldiğin yerdeki insanlar nasıldı?” demiş.
“Onlar mı?” demiş yolcu. “Çok acımasız, gaddar, kötü ve adaletsiz idiler. Beni bu kötü hale düşürenler onlar. Peki bunu neden sordunuz?”
Derviş yolcuya sessiz, sakin ve derinden bakmış. “Sana kötü bir haberim var. Buradaki insanlarda çok kötü. Aynen senin geldiğin yerdeki gibiler” demiş.
Yolcu biraz dinlenmek için dervişin yanına oturuvermiş. Tam bu sırada başka bir yolcu yanlarına yaklaşmış. Uzun yoldan geldiği belliymiş. Adam bitkin, aç ve susuzmuş.
Yeni gelen yolcu da dervişe aynı soruyu sormuş. “Burada yaşayan insanlar nasıldır” demiş.
Derviş “Dostum, sen ilk önce bana geldiğin yerdeki insanların nasıl olduğunu söyleyebilir misin?” demiş.
Yeni gelen yabancı biraz duraksamış. Güzel hayallere dalmış. Yabancının yüzünü mutluluk kaplamış. “Efendim, benim geldiğim yerdeki insanlar çok nazik, kibar, hoş ve iyi insanlardı. O insanlar benim en büyük değerimdi. Keşke onlardan ayrılmak zorunda kalmasaydım” demiş. Bunun üzerine derviş gülümseyerek “Dostum, bu kasabanın halkı da çok nazik, kibar ve iyi insanlardır. Burada hiç zorluk çekmezsin. Sana geldiğin yeri aratmazlar. Her iki yer arasında hiç fark yok” demiş.
Bu durum karşısında ilk yolcu şaşırmış. “Baba, bana farklı, bu arkadaşa farklı konuştun” demiş.
Derviş “Evladım, dünya bizim yansımamızdan ibarettir. Biz nasılsak herkesi, her şeyi de öyle görürüz. Senin görüşün negatifse ben ne yapabilirim? Nasılsan dünyayı öyle algılarsın” demiş.
Unutmayalım ki dünya bir aynadır. İnsanlar bir aynadır. Eğer siz karamsar, kötümser, depresif iseniz çevrenizdeki kedileri, köpekleri, ağaçları da öyle algılarsınız.
Dertliyseniz, üzüntülüyseniz; bulutlar ağlar, kuşlar ağlar, ağaçlar ağlar. Ama mutluysanız; güneş güler, kuşlar şarkı söyler, ağaçlar tebessüm eder. İçinizin nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsanız, dışınızdaki dünyayı nasıl algıladığınıza bakın.