Huylu huyundan vazgeçmez
Hindistan’da Eknath adında ünlü bir mistik yaşarmış. Bir gün mistik öğrencileri ile birlikte kutsal bir yolculuğa çıkmaya karar vermiş. Bu kutsal yürüyüş aşağı yukarı 6 aylık bir zaman dilimini kapsıyormuş. Mistik ve müritleri tam yolculuğa başlayacakları sırada şehrin en azılı hırsızı gelip mistiğin ayaklarına kapanmış. “Değersiz olduğumu biliyorum” demiş. “Siz de benim değersiz olduğumu biliyorsunuz. Ama biliyorum ki sizin merhametiniz benim değersizliğimden daha büyüktür. Lütfen beni de bu kutsal yolculuğa çıkan grubun bir üyesi olarak kabul edin”.
Büyük mistik Eknath, “Sen bir hırsızsın ve sıradan bir hırsız değil, usta bir hırsızsın. Sen hiç yakalanmadın ve herkes senin hırsız olduğunu biliyor. Ben seni yanımda götürebilirim ama benimle gelecek olan bu elli kişiyi de düşünmek zorundayım. Bana bir söz vermen gerekecek. Sadece bu yolculuk boyunca 6 ay hiçbir şey çalmayacaksın. Bundan sonrası sana kalmış. Eve döndüğümüz andan itibaren sözünden özgürsün” demiş.
Hırsız “Ben kesinlikle söz vermeye hazırım ve sizin merhametinize müteşekkirim” demiş. Yolculuk başlamış. Kafiledeki diğer 50 kişi bir hırsıza güvenme konusunda şüpheliymiş. Ama Eknath liderleri olduğu için ona da bir şey dememişler. Gece bir vadide konaklamışlar. Sabah uyandıklarında kafileyi bir sürpriz bekliyormuş. Bir anda ortalık savaş alanına dönmüş. Birisinin gömleği kayıpmış. Bir başkasının ceketi, birisinin hırkası, bir diğerinin parası çalınmış, kayıpmış. Sonra hep birlikte Eknath’ın yanına gitmişler. “Efendim bu adamı beraberimizde getirdiğin için şüpheliydik ama sana da bir şey demedik. Hayatı boyunca sürmüş bir alışkanlık bunun ki. Bırakması imkansız” demişler.
Ama bir süre sonra araştırınca hiçbir şeyin çalınmamış olduğunu görmüşler. Birisinin gömleği bir başkasının çantasındaymış. Bir başkasının parası diğerinin cüzdanındaymış. Eşyalar yer değiştirmiş. Kimse bunun sebebini anlamamış. Her şey bulunmuş. Kesinlikle o hırsız değilmiş. Çünkü hiç bir şey gerçekte çalınmamış. Üçüncü gece Eknath neler olduğunu öğrenmek için uyanık kalmış. Gece yarısı hırsız uykudan uyanmış. Eşyaları bir yerden başka bir yere taşımaya başlamış. Tam bu sırada Eknath onu durdurmuş. “Ne yapıyorsun sen?” demiş. “Verdiğin sözü unuttun mu?” “Hayır” demiş hırsız. “Ben sözümü unutmadım. Ben çalmamak için size söz verdim. Eşyaların yerini değiştirmeyeceğime dair bir söz vermedim size. 6 ay sonra yeniden bir hırsız olacağım. Bu sadece bir pratik… Bu hayat boyu süren bir alışkanlık… Onu bir anda bırakamazsınız. Lütfen bana biraz zaman verin. Ayrıca üç günden beri hiçbir şey çalmadım. Aslında bu benim için çok zor. Tıpkı oruç tutmak gibi bir şey. Bu sadece çalmanın yerine geçen bir durum. Ben kendimi oyalıyorum. Bu benim iş saatim. Bu saatte yatakta olmam zor. Bakın pek çok ahmak uyuyor. Sabahleyin eşyalarını bulacaklar”.
Eknath “Sen garip bir adamsın. Her sabah nasıl bir kaos olduğunu görüyorsun. Kimin malı kimin heybesinde… Kimin gömleği kimin çantasında… Bütün bunları buluncaya kadar iki saat zaman geçiyor. Herkes çantasını açmak zorunda kalıyor ve çantasından çıkan eşyayı sahibine vermek için epey zaman harcıyor” demiş. Hırsız “Bu kadar ayrıcalığı bana tanımalısınız” demiş. Bazı insanlarla konuşuyorum.
5 yıl evli kalmışlar. Bu 5 yıl sonunda geçimsizlik sonucu boşanmışlar. Bu boşanma sonucunda delikanlı boşluğa düşmüş. Aradan 4 ay geçmiş eski eşine yalvarmaya başlıyor. “Ne olur beni affet. Seni seviyorum. Ben artık değiştim” diyor. Kızcağız yeniden evlenmeye “evet” diyor. Evleniyorlar ve bir hafta sonra kavgalar yeniden başlıyor. Her “Ben değiştim” diyene inanmayın. Can çıksa da bazı kişilerde huy çıkmıyor. Alışkanlıkları değiştirmek zor ve zahmetli bir süreçtir.