Herkesi memnun edemezsin
Bundan 2500 sene önce yaşamış olan Ezop güzel bir hikaye anlatmış. Çok güzel bir dağ köyü varmış. Her tarafı ağaçlarla kaplıymış. Ve köy halkı bir gün güzel ve güneşli bir güne uyanmış.
Bu köyde bir dede ve bir torun yaşıyormuş. Dede-torunun bir eşeği varmış. Vadideki büyük kasabaya eşeği satmak için götürüyorlarmış. Önce eşeği güzelce tımar etmişler. Her tarafını fırçalamışlar. Dede-torun eşeğin yularından tutup mutlu bir şekilde kasabanın yolunu tutmuşlar. Bir süre sonra yolun kenarında dedikodu yapan bir grup insana rastlamışlar.
Bu kişilerden birisi “Aptallara bakın” demiş. “Güçlü kuvvetli eşek yanlarındayken eşeğe binmeden onun yanında düşe kalka yürüyorlar. Bunlarda hiç akıl yok”. Yaşlı adam bunu duymuş ve doğru olduğunu düşünmüş. Torunu ile birlikte eşeğe binmişler ve yollarına devam etmişler.
Az sonra yine yolun kenarında oturan birkaç kişiye rastlamışlar. Oturanlardan birisi yüksek sesle “Şu vicdansızlara bakın. İkisi de eşeğe binmiş. Hayvanın belini kıracaklar” demiş. Yaşlı adam yine “galiba doğru söylüyorlar” diye düşünmüş.
Dede eşekten inmiş. Torun eşeğe binmeye devam etmiş. Bu şekilde epey yol gitmişler. Biraz sonra gene yol kenarındaki insanlardan olumsuz yorumlar duymaya başlamışlar. “Şu saygısız çocuğa bak! Yaşlı adam yürüyorken kendisi eşeğe binmiş. Bu ne terbiyesizlik?” Dede gene “haklı olabilirler” diye düşünmüş. Çocuğu eşekten indirmiş kendisi binmiş. Bu seferde gene insanlardan farklı yorumlar duymaya başlamışlar. “Ne kadar acımasız adam. Kendisi eşekte keyif çatarken zavallı çocuk yaya yürüyor. Bu çocuğa yapılır mı?”
Bütün bu yorumlar karşısında dede ve torun şaşkınlık yaşamışlar. Herkes bir şeyler söylüyormuş. Yola bu şekilde devam ederlerse eşeğin yorulacağı ve kimsenin onu satın almayacağı kanısına varmışlar. Eşek biraz dinlendikten sonra yollarına devam etmişler ama bu sefer durum çok farklıymış. O gün dede ve torun pazara ancak öğleden sonra ulaşabilmişler. Kan ter içinde kalmışlar. Görenler gözlerine inanmıyormuş. Çünkü eşek omuzlarındaki bir sopada ayaklarından bağlı bir şekilde sallanıyormuş. Eşeği sırtlarında taşıyan dede ve torun nefes nefese kalmışlar.
Herkesi memnun edemezsin. Herkesi memnun etmeye çalışmak eşeği sırtında taşımakla eşdeğerdir. Herkesin bakış açısı farklıdır. Herkes hayatı ve olayları farklı algılar. Herkesin doğruları farklıdır. Sen başkalarının doğrularına göre hareket edersen en büyük hatayı yaparsın. Bizim ülkemizde en büyük sıkıntılardan birisi “el alem ne der?” yaklaşımıdır. El alem her şeyi der. Senin işin el alemi memnun etmek değil ki. Sen herkesi memnun edemezsin. Peygamberler dahi bu insanları memnun edemedi. Sen gerçekten yardıma ihtiyacı olanlara yardım edebilirsin. Sonucu ne olursa olsun sen sadece kendi doğrunu yaşamak zorundasın. Eşeğe istediğin şekilde bin. Yoğurdu istediğin şekilde ye. Bir başkası istemediği müddetçe eşeğe nasıl bineceği konusunda fikrini beyan etme. Eğer senin fikrini sorarlarsa sadece “bana göre böyledir” de. Eğer başkalarını memnun etmek için yaşarsan da ömür boyu eşeği taşımak zorunda kalırsın. Karar senin.