Yaşlı Bıçak Ustası
Yaşlı usta eşiyle birlikte bir sirkte çalışıyordu. 30 yıldan fazla aynı işi yapmıştı. Eşini ahşap bir hedef tahtasının önüne durduruyor, kendisi de gözleri kapalı bıçakları atıyordu. Bıçaklar eşinin boğazını, kolunu, bacağını sıyırıp geçer ve tahtaya saplanırdı. Birkaç milimlik bir sapma kadının ölümü olabilirdi. Yaşlı adam 30 yıllık evliliğinde artık eşinden iyice usanmıştı. Kadının dırdırlarına bir türlü tahammül edemiyordu. Eşine karşı hissettiği sevgi kaybolmuş, onun yerine kin ve nefret duyguları dolmuştu.
Bir gün zihnine canice bir fikir geldi. Gösteri esnasında bıçağı doğrudan kadının kalbine fırlatacak, kadın ölecek ve kendisi de kurtulacaktı. Ertesi gün planını gerçekleştirmek için harekete geçti. Kadının kalbini nişan alarak bıçağı fırlattı. Bunu yaparken gözlerini kapatmıştı. Oluk oluk kanların akacağını, karısının son nefesini vereceğini hayal ediyordu. Saniyeler sonra eşinin ölmüş bedeniyle karşılaşacağı ümidiyle gözlerini açtığında eşinin karşısında her zamanki gibi dimdik ve capcanlı durduğunu gördü.
Bıçaklar her zamanki gibi sırayla ahşap hedefe saplanmıştı. Gözlerindeki başarısızlığın izleri ile ne olduğunu anlamaya çalıştı. Yaşlı usta kendi sanatının kurbanı olmuştu. Çünkü kendi sanatında ne kadar tecrübe ve kabiliyet kazandığının farkında değildi. Zihni kötülüğe kaysa da elleri buna izin vermemişti.
Sevgili okuyucu; toplum da kötülük, haksızlık, hata yapmakta o kadar yetenekli hale geldi ki artık iyilik ve güzellik üretmekte başarılı olamıyor, zorlanıyor.
Hayatı boyunca hep kötülük yapan birisi iyilik yapamaz. Çünkü bütün latifelerini kötülüğe adamıştır. İstese de yapamaz, aynen yaşlı usta gibi.
Biz bütün latifelerimizin, davranışlarımızın, duygularımızın, düşüncelerimizin toplamıyız.
Biz davranışlarımızı, düşüncelerimizi, hareketlerimizi, latifelerimizi terbiye edelim ve iyiliğe yönlendirelim.
Her davranışımız o kadar iyi olsun ki istesek de kötülük yapamayalım.
Siz size ait olan tutum ve davranışları iyi eğitirseniz kötülük yapamazsınız. Bir çok insandan duyarız. “Ben istesem de kızamıyorum, kötülük yapamıyorum, kötü olamıyorum, yalan söyleyemiyorum” derler.
Hayatında hiç yalan söylememiş birisinden yalan söylemesini beklemeyin. Ama yalan söyleyen birisi için yalan söylemek öyle sıradan bir şeydir ki farkına varmadan yalan söyler. Farkına varmadan haksızlık yapar.
İyilikte ya da kötülükte kabiliyet kazanmak sadece sizin tercihinize bağlıdır.