Halini biliyor musun?
Büyük Sufi Hasan Basri’nin öğrencisi, Malik B. Dinar egosunu sıfırlamış birisiydi. Bu güzel insan bir gün yolda yürürken yanında ilerleyen iki kişi kendi aralarında konuşuyorlardı. Bu iki kişiden birisi diğerine Malik B.Dinar’ın da duyacağı şekilde şöyle diyordu: “Şu yanımızda giden adamı tanıyor musun? O Malik b. Dinar’dır. Herkes onu ermiş falan sanır ama riyakarın, sahtekarın tekidir. O gösteriş yapar halk da ona inanır. Yoksa senden benden üstün bir tarafı yoktur”.
Bütün bu konuşmaları duyan Malik B. Dinar yavaşça o tarafa yürüdü, bütün tevazu ve samimiyetiyle şöyle dedi: “Sana teşekkür ediyorum! Beni şimdiye kadar kimse böyle tanımlamamıştı. Hakkı, doğruyu söylediğin için çok teşekkür ederim. Bu halimi ben de biliyorum. Ve düzeleyim diye sürekli çaba gösteriyorum”.
Kendinize güveniyor musunuz?
Hadi gidip başınızdaki bir yöneticiyi eleştirin. Gidip patronunuzu yerin dibine geçirin. Sonunuz ne olur? Onlar sizi yerin dibine geçirirler.
Ego ne kadar büyükse, insandan o kadar fazla ses, gürültü çıkar.
Egoyu sıfırlayan insan sessizdir.
Egonun yaralanmasına kimse katlanamaz. Aslında her insanın içinde kötü vasıflar vardır. Her insanın içinde hırsızlık yapma potansiyeli vardır. Tacizci yada tecavüzcü olma kapasiteniz vardır.
Eskilerin nefis dediği hayvani yön hepimizde var. Bazı insanlar bu yönlerini şimdilik kontrol edebilirler, ama şartlar ve ortamlar değişince o hayvani yön, nefis ortaya çıkabilir.
Şimdi bir insana tokat atmazsınız ama savaş anında gözünüzü kırpmadan insan öldürürsünüz. Biz iyiliği ve kötülüğü her an içimizde taşıyoruz. İşte bu ermiş, mistik kişiler kötülüğü tamamen öldürmüşlerdir.
Bir Mevlana, Yunus karıncayı dahi incitmez.
Gerçek insan olma içimizdeki kötülüğü öldürdüğümüz zaman ortaya çıkar.