Yerini ve haddini bil
Sokrates öğrencilerine ders veriyordu. Bu sırada Atina’nın en zengin adamı yanlarına doğru geliyordu. Bu adam çok egoist, narsist, kibirli birisiydi. Büyük bir gemi filosu vardı ve ticaretle uğraşıyordu. Yüzlerce çalışanı vardı. Atina’nın en görkemli, en büyük, en güzel villasına sahipti. Herkese tepeden bakar, kimseyi önemsemezdi. Adamın yürüyüşünden bile ne kadar kibirli olduğu belli olurdu.
Adam Sokrates’e geldi ve kibirli kibirli konuşmaya başladı. Durumun farkına varan Sokrates onunla bir dakika kadar konuştu ve “Bekle, önce çözmem gereken çok acil bir işim var. Onu çözeyim, ondan sonra seninle daha uzun konuşuruz” dedi. Ve yanı başında duran öğrencilerinden birisine dünya haritasını getirmesini söyledi.
Delikanlı haritayı getirdi. Egoist adam, haritanın nasıl acil bir iş olduğunu anlayamamıştı. Bu konuda kafası karışmış ve etrafa aptal aptal bakıyordu.
Sokrates elindeki dünya haritasını taş masanın üzerine serdi ve kibirli adama “Yunanistan bu dünya haritasının neresinde?” diye sordu. Adam eliyle haritada bir parmak büyüklüğündeki Yunanistan’ı gösterdi.
Sokrates “Peki bu haritada Atina nerededir?” deyince adam bir noktayı gösterdi.
Sokrates “Peki senin sarayın nerede?” deyince adam sessizliğe büründü.
Bir süre sonra “Bunun ne önemi var” dedi.
Sokrates “Çok önemi var” dedi. “Bir insan kendi yerini bilmiyorsa onunla diyalog kurmak anlamsızdır. Eğer yerini, konumunu bilmezsen hem benim hem de kendinin zamanını boşa harcarsın. Artık şu koca dünyada bir hiç olduğunu anladığına göre seninle iletişim kurabiliriz. Bu egonu kenara bırakabilirsin, artık o önemli değildir”.
Dünya evrende bir toz zerresinden bile küçüktür.
Sen de dünyanın üzerinde bir toz zerresi kadar bile yer kaplamıyorsun.
O kadar küçüksün ki böbürlenmene hiç gerek yok. Sen bu halinle bir hiçsin. Neden çevrene caka satıp duruyorsun. Seni şişiren, hayal aynasında büyük gösteren egondan başkası değildir. İnsanda öyle bir ego vardır ki onu balon gibi şişirir. Bu ego seni Firavun yapar, Nemrut yapar, Cengiz yapar, ama hiçbir zaman insan yapmaz.
Birilerine kafa tutacaksan önce evrendeki yerine bak, ona göre konuş. Sen bir hiçsin. Hiçliğini bildiğin andan itibaren insanlığın başlar.
Ülke lideri, dünya lideri olduğunu sana fısıldayan sadece egodur.
Sakın aldanma, kanma, uyuma…
Egonun büyüklüğüne değil, evrendeki küçüklüğüne bakarak kendine çeki düzen ver.
Sen aciz, çaresiz, zavallı bir varlıksın. Gerçek sır bunun farkına varmandır. Yoksa bir ömür egonun kölesi, eşeği, hizmetçisi olursun.
Ama hiçliğini anlarsan o zaman da ego senin eşeğin olur. Firavun egosunun eşeği idi. Musa hiçliğini bildiği için egosunun üzerine binmişti. Firavun ya da Musa olmak senin elinde…